KOMİSYON KONUŞMASI

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Sayın Başkanım, sayın üyeler, Sayın Bakan, değerli katılımcılar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bu kanun apar topar yapılmış bir kanun gibi durmaktadır, yapımcıları arasında genel cerrah var, sağlık yöneticisi var, eczacılar var ama tüp bebekle ilgili kararlar da var. Bunlara nasıl karar verildiği anlaşılmıyor, zaten maddeler incelendiği zaman da buradaki farklılıklar, çarpıklıklar ortaya çıkıyor. Burada en büyük problem soruşturma geçiren hekimlerin muayenehane dışında çalışamamaları ve onlara başka şekilde hayat hakkı tanınmaması. Böylece yalnız bu hekimler değil, hekimlerin aileleri, çocukları, sülaleleri, her ne kadar suçun şahsiliği varsa da hepsi de bu işin içerisine katılmış oluyor. Bu büyük bir haksızlıktır. Bir şekilde soruşturma geçirmiş olabilir ve bunun sonucunda eğer insana bakmaksa muayenehanesinde de insana bakacak, resmî kurumda da insana bakacak ama insanlar niye böyle cezalandırılır? Bir insan onca emek verip, ailesi onca emek verip uğraşıp ve yetiştirdikten sonra hayata tutunamamalarının istediklerini yapamamalarının anlaşılır bir yanı yok. Bu büyük bir haksızlıktır, bunun düzeltilmesi lazım.

Biraz önce arkadaşımın da söylediği gibi, burada esasen hekimlerin hastalara iyi hizmet vermesinin yolu, sağlık zincirinin çalışması lazım. Sağlık zincirini, AK PARTİ iktidarı 2002'den sonra bunu tamamen ortadan kaldırmıştır. Aşırı derecede ikinci ve üçüncü basamağa yığılma olmuştur ve oradaki hastalar ile sağlık personeli arasında büyük çekişmeler vardır. Bu sevk zincirinin yeniden gözden geçirilmesi ve yoluna konulması lazım.

Sağlıkta şiddet o hâle geldi ki git muayene ol, ondan sonra da oradaki doktora, hemşireye iki tane tokat at, gel şeklinde oldu. Bu Hükûmet on beş yıldır bu konuyla ilgili hiçbir değişiklik yapmadı. Yapılan şey sadece sözlü ve şeklendir. Buyurun, cezaları artırın, buyurun, daha büyük tedbirler alın. Onları almak yerine işte savcı hastaneye gitsin, orada ifadesini alsın, karakola gitsin, orada ifadesini alsın, adliyeye gitsin, orada ifadesini alsın. Bu neyi değiştirecek? Bu yine hekimlere ve diğer sağlık personeline uygulanan şiddeti azaltmayacaktır ve yine devam edecektir. Böyle yapılmakla da Hükûmet tarafından -şu çok acıdır- bu şiddet olayları desteklenmektedir, taltif görmektedir.

Bunun yanında müspet tıptan uzaklaşılmıştır, alternatif tıbba ağırlık verilmiştir. Hacamat ve sülük tedavisi gibi tedaviler yüzünden çocuklarımız aşılanamamaktadır ve bunlar vatandaşa anlatılamamaktadır. Bu da bu Hükûmetin sağlık konusunda yaptığı büyük başarılar arasında sayılabilir.

Meslek örgütlerinin engellenmeye çalışılmasının anlaşılır bir yanı yoktur. Sağlıklı demokrasilerde meslek örgütlerinin desteklenmesi ve kuvvetlenmesi lazım ama bir meslek mensubu, bir meslek örgütü mensubu mesleğini icra edecekse kesinlikle meslek örgütünden izin alarak bunu yapması lazım. Bunun kaldırılması meslek örgütünün etkisizleştirilmesidir, yok sayılmasıdır.

Burada yazılanlardan ben şunu anladım: Sanki tüp bebek merkezi kapanıp da yeniden açılacak gibi bir hava verilmiş, onu da Sayın Bakan Yardımcısı açıklarsa çok memnun oluruz.

Bir diğer konu işte 2002'de Sağlıkta Dönüşüm'le başlatılan ve o zaman işte Sosyal Sigortalar Kurumu ilaç fabrikaları vardı, eczaneleri vardı, oradan vatandaşa ilaç verilirdi ve bu, devleti önemli bir külfetten koruyordu. Bu, vatandaşa hoş görünmek için ortadan kaldırıldı. Ola ki tahminlere göre AK PARTİ'ye puanlarının 5 tanesinin sağlıktaki değişiklikten ileri geldiği ve oradan sağladığı söylenir ama gelinen noktada Sağlık Bakanlığı yeniden ilaç fabrikası açma yoluna gitmektedir. Bazı ilaçları Sağlık Bakanlığı kendi imal edeceğini söylemektedir. Yanlıştan dönmek de iyi bir şeydir. Bu memnuniyet verici bir şeydir.

Tüm bu nedenlerden dolayı bu yasanın tekrar geri çekilmesi ya da en iyisi bir alt komisyona havale edilerek görüşülmesi memleketimiz için daha sağlıklı olacaktır, hastalar için daha yararlı olacaktır, sağlık personeli için daha yararlı olacaktır.

Teşekkür ederim.