DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Teşekkür ediyorum.

Milliyetçi Hareket Partisi temsilcisi arkadaşımız Mustafa Bey'in Anayasa'da yapılan değişikliklerle ilgili olarak söyledikleri konusunda söyleyeceğim hiçbir şey yok, hepsi doğru ve gerçek fakat şu anda ortaya çıkan uygulama ve durum kuvvetler ayrılığından ziyade kuvvetler birliği; bunda da ısrarcıyım, onu söylemek istiyorum.

Onun dışında, Sayın Meclis Başkanı Vekili Sayın Milletvekiline şu hususu arz etmek istiyorum: Şimdi, biz burada kanun tekliflerini görüşüyoruz, Genel Kurula iniyor. Genel Kurulda bir düzen var, o düzen çerçevesinde Genel Kurul, kanunları görüşüyor. Bir noktaya geldiğinde bir soru-cevap kısmı yapılıyor. Ben şahsen o soru-cevap kısmının yapılması gerektiğini düşünmüyorum çünkü milletvekilleri soru soruyor; burada, komisyonda tartışılan konuda, komisyon başkanı orada kendisini ilgili bakanın, yürütmenin yerine koyuyor ve onlara cevap vermeye çalışıyor. Bence bu, kaynak israfından başka bir şey değil. Bunu yazılı olarak alın, ilgililere verin ve deyin ki... Tüzükle mi yapılacak, nerede yapılacaksa yapılsın; üç gün içinde mi, beş gün içinde mi bunlara cevap verilsin. Şimdi, Meclis, Genel Kuruluyla ve komisyonlarıyla bir bütün ve "Kuvvetler ayrılığı var." diyoruz -ki bence yok- ve yasamanın bir parçası fakat buradaki komisyon başkanı Genel Kurula girdiğinde yürütmenin yerini alıyor. Bence bu, zaman kaybından başka bir şey değil; yirmi dakikalık o soru-cevap kısmını yapmaya gerek yok. Yazılı olarak sorulsun ve cevabı da kısa sürede alın ve bence ilgililere verin.

Onun dışında, benim de Meclisteki düzenlemeyle, vesaireyle ilgili olarak danışman arkadaşlarımdan gelen bir talep var. Trafikle ilgili birtakım sıkıntıları var; çok uzak yere, zannedersem öbür tarafa arabalarını park ediyorlar, "Zaman kaybına, vesaireye sebep oluyor." diyorlar. Haklı mıdır, haksız mıdır bilmiyorum; bu konunun üzerine de eğilirseniz memnun olurum diye düşünüyorum.

Sayıştay Başkanımıza bir sorum var: Şimdi, Sayıştay Kanunu'nun 4'üncü maddesi "Anonim şirketleri denetler." diyor. Buna rağmen... İsterseniz maddeyi okuyayım... Fakat Türkiye Varlık Fonu bir anonim şirketi olmasına rağmen Sayıştay Türkiye Varlık Fonunu denetlemiyor. Sayın Başkandan şunu istirham ediyorum: Size verilen bu yetkileriniz konusunda bence biraz kıskanç olmanız lazım, cimri olmanız lazım; bu yetkilerinizden vazgeçmeden, burada ısrarcı olup buraları denetlemeniz gerekir diye düşünüyorum çünkü kanun size bu yetkiyi vermiş.

Onun dışında, ombudsmanlıkla ilgili olarak, ombudsmanlık bizim tarihî tecrübemizden ve pratiğimizden gelen bir şey. Şu anda her ne kadar dünyadan, İsveç'ten alınmış gibi görünüyorsa da bizim kültürümüzde var bu.

Diğer arkadaşlarımın da söylediği gibi, ombudsmanlığın Türkiye'de -gerçi tarihi çok eski değil, 2013 yılından bu tarafa faaliyet gösteriyor- toplum tarafından gerçekten çok fazla bir bilinirliği yok, toplum tarafından çok bir farkındalık yok ve dolayısıyla da şu öngörülmüştü: Bu öyle bir icraat yapacak ki mahkemelerin yükü azalacak, bunlar yerelde çözülecek ve dolayısıyla mahkemelerdeki dava dosya sayısı azalacak. Şimdi, bize birtakım rakamlar verdiniz fakat o rakamların içerisinde mesela, mahkemelerde olması gereken dosyalar ne kadar azaldı? Yani bu konuda bir bilgi yok.

Onun dışında, şunu öğrenmek istiyorum: Mesela bugüne kadar yürütmeyle herhangi bir insan hakları konusunda vesairede bir çatışma oldu mu? Ve ben şunu biliyorum, eğer yanlışsam düzeltin: İsveç Ombudsmanlığı İsveç'te Hükûmet ile Genelkurmay Başkanlığı arasında bir problem çıktı; ombudsman, Genelkurmay Başkanını istifa ettirdi. Yani Türkiye'de böyle bir şey söz konusu olabilir mi? Böyle bir şeyle karşılaştınız mı?

Teşekkür ediyorum.