KOMİSYON KONUŞMASI

İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) - Efendim, ben yeni dönemin hepimiz için hayırlı olmasını temenni ediyorum ve sizin gibi değerli bir Başkanla çok iyi çalışmalar olacağına inanıyorum.

Esasen usulen ve genel olarak bir şey söylemek istiyorum, bu konuşmadan sonra bana da hoş geldiniz diyebilirsiniz belki. Bu salonda bulunan bazı değerli arkadaşlarımız bileceklerdir. AK PARTİ'nin ilk kuruluşunda, 14 Ağustosun ertesi günü 15 Ağustos 2001'de MKYK seçimleri yapılırken Mustafa Baş Bey bir konuşma yapmıştı, demişti ki: "Arkadaşlarıma soruyorum ben, Sayın Erbakan niçin bize sormuyor artık. Hasan Aksay da dedi ki: Vallahi soruyordu ama biz 'Siz bilirsiniz siz bilirsiniz.' dedik ve o da ben bilirsem sormadım artık."

Şimdi, bunun buradaki izdüşümü nedir? İnanın henüz hepimizin belki de okumadığı bir metinle karşı karşıyayız. Aslında burada bulunan bütün üyeler, bütün Parlamento, Türkiye'deki sorumluluğun altı yüzde 1'ini üstlenen bütün arkadaşlarımız birçok konuda yeterli. Ama öyle bir hızı var ki, öyle bir hazırlıksız var ki bu yetersizlik ortaya çıkarıyor ve Türkiye'nin geldiği nokta kişisel eksikliklerden değil ama sistemsel yetersizliklerden kaynaklanıyor. Yani öyle hâle gelmişiz ki -çok affedersiniz- ne gelirse geçer ne olursa kabul edilir cinsinden bir süreç var Meclisimizde. Bakın, ben bunu çok samimiyetle söylüyorum, Sayın Cumhurbaşkanının açılış konuşmasında da hissettim. Kendilerini saygıyla ayağa kalkarak karşıladık bir devlet başkanı olarak ama karşımızda grubuna hitap eden bir genel başkan bulduk ve onun için hazırladıkları metinin seviyesi o kadar düşüktü ki çok üzüldüm ben şahsen. Şimdi biz bu seviyeyi giderek düşürüyoruz. Neden düşürüyoruz? Yetersizliklerimizden değil, hazırlıksız olmamızdan düşürüyoruz. Bu Türkiye'yi, bu meseleleri defalarca daha fazla yürütebilecek, yönetebilecek ve bu işleri başarabilecek kadrolar var ama bunların kabiliyetlerine bakmıyoruz. Bizim Plan ve Bütçe olarak kurumsal bir kişiliğimizin, kurumsal bir vicdanımızın ve kurumsal bir aklımızın olduğunu düşünüyorum. Bugün çok yanlış bir noktada başladık. Hiç, dün gelmiş... Samimi söylüyorum, ben Genel Kurula gittikten sonra gördüm, bugün sabahleyin de buradayız. Bu şık değil, saygın değil.

İkinci olarak: Yani eğer biz birbirimize, kendimize saygı gösterirsek ben inanıyorum ki buradaki birçok ki burası Meclis, Türkiye'nin beyni sayılıyor -bize geldiğimizde de öyle söylediler- biz buradan hepsini kabul eden bir iktidar-koalisyon, hepsini reddeden bir muhalefet olarak çıkamayız. Biraz ortak aklı yürütmemiz hep beraber lazım. Bunun için de biraz daha Komisyona ve Meclise saygın davranılması gerektiğine inanıyorum.

Teşekkür ederim.