KOMİSYON KONUŞMASI

İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, Komisyonumuzun değerli üyeleri; şimdi, efendim, ben 2011 yılında bir sempozyuma katılmıştım ve AK PARTİ Meclis Başkanlığı ve Adalet Bakanlığı yapmış Sayın Cemil Çiçek ve Mehmet Ali Şahin Beyler vardı. Orada bir şey ifade ettiler ve "Türkiye Cumhuriyeti Parlamentosu olarak yasa yapmayı bilmiyoruz." dediler. Gerçekten, bugün bu teklife de baktığımızda, bir teklif geliyor ve arkasından üç gün sonra teklif sahibi yeni bir değişiklik önerisini gündeme getiriyor ve bu teklif bir başka teklifle âdeta tahkim ediliyor. Bu açıdan, gerçekten, kanun yapma kalitemiz Parlamentomuzun kalitesidir esasında. Bunlar hepimizin problemidir, hepimizin itibarını ve hepimizin ve toplam olarak Türk siyasal hayatının itibarını aşağıya düşürür diye düşünüyorum.

Şimdi, mesela, yirmi sekiz günden yirmi bire düşürme ve birleştirme ihtiyaçlarının ortaya çıkması. Bu bedelli askerlik konusunda, öncelikle neredeyse bedelsiz, bir istisna duruma düşmektedir. Ben burada şuraya dikkatinizi çekmek istiyorum: Keşke bu bedelli askerlik konusu askerlikle ilgili genel bir düzenleme içerisinde gelseydi ve Türkiye artık bundan sonra askerliğin nasıl olduğunu, nasıl bir şekilde işleyeceğini açık ve net bilseydi çok iyi olurdu. Aksi takdirde, bugün sizin yaptığınız değil, 80'lerin sonundan beri bedelli tartışmaları, bizzat Türk Silahlı Kuvvetlerini ve askerlik anlayışımızı aşındırmaktadır ve aşındırır çünkü türkü devam ediyor "Zenginimiz bedel öder, askerimiz fakirdendir." Bu tartışmaların yapılarak bizim bu millî anlayışımızın aşındırılmasına müsaade etmeyelim, bunu bir başka başlık altında getirelim. Şahsen düşüncemiz böyledir. Bizzat kanun teklifiyle ilgili, eğer bedelli bir askerlik yapıyorsa bedelsiz askerlik yapanların bedelsiz askerlik sürelerindeki sigorta primlerinin Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından karşılanması taraftarıyız ve bununla ilgili bir önergemiz var.

İkincisi, özellikle bir şey atlanmış durumda, çok sayıda yurt dışında yüksek lisans ve doktora yapan öğrencimiz var. Bunların bir kısmı burslu, bir kısmı özel imkânlarla yapıyor. Bunların da yurt dışında yerleşmiş işçi ve işveren gibi statüde uzaktan eğitim imkânından yararlanması gerekir diye düşünüyorum. Bunun, lütfen, düzeltilmesini rica ediyorum ve bu önergemize destek vermenizi rica ediyorum çünkü dünyanın her yerinde Türkiye'den çok sayıda Türk öğrencimiz var, onlar da yurt dışında oturum imkânına sahipler. O nedenle bundan yararlanmaları, aslında bütün herkesin artık bu uzaktan eğitimden yararlanması doğru olur yani yurt içi-yurt dışı kaldırarak.

Bir başka konu üzerinde de bu sağlık çalışanlarına verilen imkânların artık biraz genişletilmesi hem sağlık çalışanları kavramının genişletilmesi hem eczacı ve veterinerlerin eklenmesini de biz uygun buluyoruz.

Bir konu daha var, ben kısa bir yorum yapmak istiyorum. Bu, bahisle ilgili konu. Sayın Muş "Teröre finansmanı engellemek için yapıldı." dedi. Saygı duyuyorum ben bu teklife ama bu neden hiç anlamlı değil ve böyle bir anlamlanması da çok üzücü. Bu, resmen, bir açıdan resmî kumarın teşvikidir ve bugün bir ittifak kabinesi olan, Sayın Erdoğan'ın Başkanlığında kurulan ittifakın her iki tarafına da hem AK PARTİ tarafına hem MHP tarafına da bu anlayışı, doğrusu, ben uygun bulmuyorum, benim şahsi kanaatim. Çünkü yasa dışı bahislerle ilgili mücadelenin yolları vardır ve hiçbirisi içerideki piyangoyu veya kumarı teşvik etmekten geçmez. Bu, âdeta şöyle: Şarap içmeyi teşvik ederek viski satımını azaltmak gibi bir şey. Siz, bir kere, kumarı teşvik ediyorsunuz. Kumarı teşvik ettiğinizde elbette ki bu mevcut yasa dışı kumar trafiği -ki bugün Sayın Muş 40 milyar liralardan bahsediyor- kesinlikle artacaktır. Devlet yasa dışı kumarla mücadele edebilen bir güçtür. İki: Devlet, yurt dışına para trafiği ve teröre, terör odaklarına para trafiğiyle mücadele edebilen bir güçtür. Eğer "Biz bununla Millî Piyangoda oranları artırarak mücadele edeceğiz." veya "Biz bununla kumarı artırarak mücadele edeceğiz." gibi bir kavramla çıkarsak devletin diğer fonksiyonlarının önemini azaltırız. Yani, buna hakikaten dışarıdan başkaları tebessüm etmezler, fazlalıkla gülerler. O nedenle, biz kendimizi ciddiye almazsak bizi kimse ciddiye almaz.

Ben bu konuların dikkate alınmasını ve gerekli değişikliklerin yapılmasını temenni ediyorum.

Saygılarımla.

Teşekkür ederim.