| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/2341) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 14 .05.2018 |
MEVLÜT KARAKAYA (Adana) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, Komisyonun değerli üyeleri, değerli bürokrat arkadaşlar; ben öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, biraz önce "Ekonomi, kriz beklentisi konusunda Sayın Devlet Bahçeli'ye bu söyletildi." ifadesi son derece yanlış, doğru olmayan bir ifade. Bunun ispatını yapamayanlar müfteridir. Ben çok daha fazla bu konuya girmek istemiyorum.
Sayın Başkan, tabii, özellikle gelen maddelere baktığımızda, dinamik bir hayat, yaşamın içerisinde doğal olarak statik kuralların bazı sorunları ortaya çıkarması, bazı sıkıntılara neden olması mümkün ve bu da bazı mevzuata ilişkin, kurallara ilişkin değişimlerin yapılmasını gerekli kılmaktadır. Burada geneli itibarıyla baktığımızda getirilen düzenlemelerin önemli bir kısmının amaç ve hedefinin böyle olduğunu da görüyoruz.
Onun için biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak, özellikle toplum kesimlerinin mevcut sorunlarının giderilmesi konusundaki yapılan düzenlemelerde bu tarz girişimleri desteklediğimizi ifade ediyoruz. Burada da geneli itibarıyla bakıldığında, tasarıda desteklenecek önemli hususların olduğunu ifade etmek istiyorum. Tabii ki bununla birlikte yeri geldiğinde maddeler itibarıyla bazı tavsiye, öneri hatta itirazlarımız da söz konusu olacak; onları detay bir biçimde maddeler itibarıyla tartışma sırasında ifade etmeye çalışacağız.
Şimdi, biraz önce konuşuldu, özellikle 8'inci maddeyle ilgili bir değerlendirme yapmak istiyorum, detayları yeri geldiğinde söyleyeceğiz. 8'nici maddede bir enflasyon düzeltmesi var. Aslında buradaki ifade yeniden değerleme değil, kavramsal yanlışlar var. Bu bir yeniden değerleme değil yani bilançodaki taşınmazların yeniden değerlemesi olarak görürsek asıl yanılgı orada başlar. Yeniden değerleme başka bir şey. Evet, bizim mevzuatımızda geçmişte bir yeniden değerleme müessesesi vardı. Enflasyon muhasebesine geçişle birlikte özellikle bilançolar üzerinde oluşan fiktif kârların ortadan kaldırılması, fiktif kârlar üzerinden vergi alınmaması açısından uygulanan bir yeniden değerleme müessesesi vardı, maliyet artışı müessesesi vardı hatta stoklarda LİFO yönteminin kullanılması vardı, bu 2003 yılında çıkarılan enflasyon muhasebesi mevzuatıyla yürürlükten kaldırıldı. Ben bunu birkaç defa Genel Kurulda kürsüden de ifade ettim yani enflasyon muhasebesi bir bütün olarak uygulanarak fiktif kârlar vergilendirilmeyecek, daha doğrusu, mükellef bu anlamda, bir enflasyon vergisi ödemeyecek hevesiyle kalktık, bir defa uyguladık, ondan sonra diğer müesseseler de mükellefin elinden gitti. Yani mükellef açısından bakınca Midyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan da oldu. Biraz önce Sayın Bakan ifade etti endeksi "O günden bu güne 2,97." dedi. Ben yine Genel Kuruldaki bir konuşmada bunu ifade etmiştim, hatta bunun vergiye yansıması, vergi yükünü artırması yönünde bazı rakamlar da vermiştim.
Şimdi, buradaki değerlendirmede bu konuyu rant vergisiyle karıştırmamak lazım. Şunu biz de Milliyetçi Hareket Partisi olarak söylüyoruz: Mutlaka rantın vergilendirilmesi lazım. Ama buradaki gelen uygulama kısmi bir uygulama. Nedir bu da? Taşınmazların enflasyon karşısından yeniden düzeltilmesi, daha doğrusu, enflasyondan arındırılması konusudur. Bunun aksi uygulaması yani diğer maddi durağan varlıklarda uygulanmaması eleştirdiğimiz bir konudur. Çünkü sonuç itibarıyla, bakıldığından, fiktif kârlar üzerinden vergi ödeniyor ve kayıt dışı ekonominin en önemli sebeplerinden biri de geçmişte bu fiktif kârlar üzerinden vergi alınmasıydı yani gerçekte olmayan ama kâğıt üzerinde ortaya çıkan kârların vergilendirilmesi hususu. Rant vergisi tamamen ayrı bir konu. Yani enflasyon muhasebesi, bilançoların enflasyona göre yeniden ifadesidir. Yeniden ifade edilmiş tutarı hiçbir zaman o varlığın piyasa ya da borsa değerini ifade eden bir rakam olmaz, olmasını da beklemek zaten doğru değil. Sadece enflasyondan arındırma, vergilendirme ya da artı değerlerin hesabının reel değerler üzerinden hesaplanması gereğidir. Dolayısıyla, biraz önceki değerlendirmeler doğrudur, katılıyoruz, rant vergisine, rantın vergilendirilmesi gerektiğine ama bu müessese rantın vergilendirilmesini gerektiren ya da o amaçla yapılan bir müessese değil; sadece, bilançoda maliyet değerleri, tarihî değerleri çok gerilerde kalmış, yeniden değerleme müessesesi de kaldırıldığı için uygulama imkânı bulmayan, enflasyon muhasebesinin uygulama şartları da oluşmadığı için düzeltme yapılamayan bilançolarda bir düzeltme. Ben bunun kapsamının daha geniş olarak gelmesini yani buradaki düzeltme olayını bir değer artışını bilançoya yansıtma değil enflasyon karşısındaki fiktif değerleri vergilendirmeme şekliyle bilançoya yansıtma olarak görüyorum. Ama bununla birlikte, ilk defa bu uygulamada yüzde 5 bir vergi geliyor değer artışları üzerinden. Ki bugüne kadarki uygulanan, Sayın Bakanım da çok iyi bilirler, kendi dönemlerinde de yeniden değerleme müessesindeki uygulamalarda değer artışları üzerinden herhangi bir vergi alınması söz konusu değildi o dönemlerde. Ancak bilançodan ya da işletmeden çekildiği anda veya herhangi bir şekilde dağıtımı söz konusu olduğu durumlarda işletmeden çekilen değer olarak matraha ilavesi söz konusuydu. Yani ilk defa da böyle bir uygulama yani değer artışı üzerinden bir vergi alınması da söz konusu. Bunun kapsamı bence daha geniş uygulanabilirdi. Enflasyon muhasebesi şartları belki daha alt seviyelere çekilip fiktif kârlar üzerinden vergi ödenmesinin önüne geçilebilirdi. Ama rant vergisiyle bu konuyu ilişkilendirmek, onun üzerinden değerlendirmek hakikaten rant vergisi konusundaki söylenenleri hafifletme anlamına da gelebilir diye düşünüyorum.
Yalnız her zaman olduğu gibi buradaki yazım dilinde, ifadelerde biraz böyle çala kalem gelen bazı hususlar var, onları da yeri geldiğinde ifade etmeye çalışırız ama baştan da belki bürokrat arkadaşlar bir bakarlarsa... Buradaki uygulamada yeniden değerleme diyoruz, yeniden değerleme oranlarından bahsediyoruz ve 2004 yılı itibarıyla yapılan enflasyon muhasebesiyle ilişkilendirirken daha doğrusu 2004 yılında enflasyon düzeltmesi yapmış olanlar için yurt içi üretici fiyatları endeksine dayalı bir katsayıyı burada öngörüyoruz taşınmazların değerlenmesinde. Diğerinde de sanki yeniden değerleme oranlarıyla hareket edileceği tarzında bir anlayış -belki bu kastedilmese dahi- söz konusu. Onun için, belki daha açık yazılabilir. 2004 itibarıyla düzeltilmiş bilançolar üzerinden yapılacak yeniden değerlemelerin veya bu enflasyon düzeltmesinin daha açık bir ifadeyle, daha sade, daha yalın söylenmesi belki farklı anlamlara gitmesi ya da bir karışıklık oluşturmaması açısından önemli bir husus diye düşünüyorum. Amaç, burada düzeltme yapanlar için katsayı kullandırmak ama daha sonraki kurulan işletmeler o dönemde bilançosunu düzeltmemiş ya da sabit kıymetleri, taşınmaz kıymetleri daha sonra girenler için farklı bir uygulama anlayışını kaldırmakta fayda var diye düşünüyorum.
Tabii, büyükşehir yasasının çıkmasıyla birlikte... Ki o dönemde biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu konuların, ortaya çıkacak sorunların önemli bir kısmına işaret etmiştik, hakikaten, bunların tamamına yakınını da yaşıyoruz. Yani özellikle, tarımsal açıdan bakıldığında büyükşehir kapsamına ve bütünşehir kapsamına alınan, geçmişte köy olan, şimdi mahalle... Benim köyüm burada, Ankara'ya 50 kilometre ama Çankaya'nın mahallesi şeklinde sistemin içerisine girdi. Orası köy ama tamamen Çankaya'nın mahallesi olarak işlem görüyor ve ciddi sorunlar var. Tabii ki bunların düzeltilmesiyle ilgili bazı hususlarda getirilen düzenlemeleri de biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak her zaman destekliyoruz. Ama daha çok sayıda düzeltilmesi gereken hususları da ifade etmek istiyorum.
Atatürk Orman Çiftliğiyle ilgili hassasiyet burada hepimizin hassasiyeti yani hakikaten, hassas olmak zorundayız. Ankara'nın göbeğinde hakikaten nefes alınacak bir alan ve Atatürk Orman Çiftliğinin kuruluşundan bugüne kadar da çok ciddi talanlar oldu. Bundan sonraki kısımda çok daha titiz davranmak zorunda olduğumuzu da ifade etmek istiyoruz.
Bunun dışında, yine, düzenlemelerle ilgili, özellikle çiftçilerin elektrik borçlarının kaynağında tahsil edilmesi hususu. Sistem içerisinde bakıldığında, bunu talep edenler açısından haklı yönleri var ama diğer taraftan da baktığımızda, hakikaten, çiftçinin şu anda yaşadığı sorunları, bunlarla ilgili yapılması gerekenleri düşündüğümüzde gönül istiyor ki özellikle çiftçinin irdi maliyetlerini daha da düşürmeye yönelik, ürün pazarlamasına yönelik yani başta lisanslı depoculuk ve ihtisas borsalarının oluşturulması ve bunlara işlevsellik kazandırma dâhil olmak üzere mevcut sıkıntılarını da gidermeye yönelik tedbirlerin alınması tabii ki hepimizin arzusu ve isteğidir.
Bu anlamda, belki söylenecek daha çok şey olabilir ama ben daha fazla uzatmamak için Tekrar teşekkür ediyorum. Düzenlemeler bir ihtiyaçtan kaynaklandığı doğrudur ama bunlarla ilgili maddeler itibarıyla yeri geldiğinde gerekli öneri, tavsiye, taleplerimizi de dile getirmeye çalışacağız.
Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım, Komisyonun değerli üyeleri.