KOMİSYON KONUŞMASI

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Teşekkür ediyorum Değerli Başkanım.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, hepinizi hürmetle, muhabbetle selamlıyorum.

Şimdi, bir kavram seti oluşturulmak suretiyle, bazı kavramları hakikaten devamlı tekrar vurgusu bazı hususları dile getirmemize vesile oldu. "Zoraki seçim", "baskın seçim", "aceleye getirilen seçim", "OHAL'de yapılan seçim", "tek adam rejimi", "egemenliğin devri." Aynı ifadeler geçtiğimiz kanun görüşmelerinde de, bir önceki kanun teklifinde de aynı kişiler tarafından sürekli vurgulanageldi. Bu ezber mutlaka bir şekilde vurgulanageliyor, hem Komisyonda hem Genel Kurulda. Dolayısıyla bunların hakikati yansıtmadığını ifade için söz aldım. Birkaç cümleyle hemen sözümü bitireceğim.

KAZIM ARSLAN (Denizli) - Neden doksan günde, yüz yirmi günde yapılmadı seçim de altmış altı günde...

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Şöyle: Bakınız, aceleye getirilmiş bir düzenleme de yok. Normalde, Anayasa'da yazdığına göre, 3 Kasım 2019'da seçimler olacaktı. Ancak hem CHP'nin hem HDP'nin ilgili, yetkili temsilcileri tarafından hodri meydan çekilerek, devamlı "Millet iradesine gidelim.", "Seçimlere gidelim." talepleri karşısında gelişen olaylar nedeniyle bugün erken seçime gitme durumuyla karşı karşıyayız.

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Tek sebep bu mu yani?

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Dolayısıyla bu, bir baskın seçim değil, sizin taleplerinizin karşılandığı, normal prosedür anlamında bir takvim çerçevesinde, 3 Kasım 2019'a kadar yapılacak olan düzenlemeleri Anayasa değişikliği nedeniyle uyumlulaştırmaya yönelik, zamanında yapılmasına ilişkin kanuni düzenlemelerdir. Dolayısıyla daha önce de evvelki Komisyon toplantımızda da çok sarahatle ortaya konulduğu şekliyle, elli sekiz günde seçime gitmiş ülkemiz. Dolayısıyla altmış yedi gün söz konusuyken erken seçim dillendirildi ve karar verildi. Bu ilgili süreç kendi doğallığı içerisinde devam ediyor ve bu kanunu çıkardıktan sonra da inşallah Yüksek Seçim Kurulu tamamen süreci yönetecek, kendi takvimini belirleyecek, hepimiz için genel, soyut, bizi bağlayan kuralları, seçim takvimini bizim irademizle tekrar Genel Kuruldan geçen kanunlar çerçevesinde ortaya koyacaktır. Dolayısıyla doğal bir süreç vardır. Zoraki, baskın bir seçim söz konusu değildir. Avrupa'da da Türkiye'de de OHAL döneminde seçimlere gidilmiştir, hatta sıkıyönetim zamanlarında seçimlere gidilmiştir. Dolayısıyla bu tekerlemeleri, rica ediyorum, tekrarlamayalım. Dolayısıyla bu konudaki zabıtlara cevap niyetinde bir söz alma zarureti hasıl olduğu için, yoksa... Biliyorsunuz konuşmayı seviyoruz, konuştuğumuz zaman biraz konuşuyoruz ama konuşmayacaktım, konuşmayacaktım, değerli vekillerimizin hepsi aynı şeyleri, farklı farklı zaman dilimlerinde aynı şeyleri tekrarlayınca, biz de "replik düplik" meselesi sebebiyle cevap verme zorunluluğu içerisinde kaldık.

Bu vesileyle hep beraber, hepinizi hürmet ve muhabbetle selamlıyorum.

Sağ olun.