AKIN ÜSTÜNDAĞ (Muğla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Özellikle bu kadar sıkıştırılmış bir takvim içerisinde yine sıkıştırılmış bir yasa düzenlemesiyle karşı karşıyayız. Özellikle, sürelerin az olmasıyla ilgili bir problemi ben burada görüyorum. YSK'ye ve seçim takvimine seçmenlerin adaylık teklif etmesiyle, cumhurbaşkanı adayı teklif etmesiyle ilgili 7'nci maddede niçin bir süre belirlenmiyor? Bu son derece düşündürücü. Biliyorsunuz, bu konuda çok ciddi tartışmalar var kamuoyunda. Acaba yüz bin kişi ne kadar süre içerisinde... Hatta, hesaplamalar yapılıyor, işte, ne kadar seçim kurulu var, seçmen yüz binden fazla olduğu zaman her ilçe seçim kuruluna ne kadar seçmen düşüyor gibi çeşitli hesaplamalar da var. Bunun bir süreye tabi olması, bence en doğrusu yasayla süreye bağlanması. En azından bir üst veya alt sürenin, mesela "On günden az olamaz." gibi veya "bir haftadan az olamaz." gibi bir sürenin yasaya mutlaka konulması gerektiğini düşünüyorum. Burada tabii, teknolojiden de yararlanılması gerekir. Niçin seçmenler ilçe seçim kuruluna gitsin? Niçin orada form doldurup zaman ayırsın? Biraz önce de söylendi, eğer tatildeyse veya iş icabı başka bir yerdeyse tekrar gelip kendi kayıtlı olduğu ilçe seçim kuruluna gelip niçin seçmenleri böyle zorluyoruz? Bence kamuoyunda da tartışılan e-devlet sisteminin mutlaka bu aday gösterme usulüne eklenmesi gerekir. E-devlet sistemi, aday tespiti yapıldıktan sonra bir kişinin ancak bir adaya oy verecek şekilde, adayın seçime katılma yeterliliği olduğu tespit edildikten sonra seçenekli olarak sadece bir kişiye oy vereceği şekilde düzenlenerek böyle bir yöntem uygulanabilir diye düşünüyorum. Bunun, seçmenlerin demokratik eğilimlerini, demokratik aday gösterme isteklerini kolaylaştırma anlamında son derece önemli olduğunu ben düşünüyorum.

Şimdi, tabii, maddelerinde de konuşacağız ama özellikle bu 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'un 94'üncü maddesinin (c) bendinin üçüncü fıkrasında "Siyasi partiler yurt dışında her oy verme günü için ayrı sandık kurulu üyesi bildirebilir." Bunun seçim için oy kullanma gününün fazla olmasından dolayı konduğu özellikle belirtildi, bu doğrudur ama bence eksiktir çünkü sabah gelip de oradaki sandık kuruluna mı başvuracak, yoksa daha önce mi başvuracak, bunun ayarını yapmak lazım. Burada kafa karışıklığına meydan vermemek için her oy verme günü için "seçimin başlangıcında" ibaresini eklersek, seçimin başlangıcında -hangi gün, hangi sandık kuruluna, hangi partinin- o bildirim hakkı olan üç partinin bildirmesi daha uygun olabilir. Yoksa gelir, der ki işte: "Ben bundan vazgeçiyorum, şunu veriyorum." veya "Ben vermemiştim, şunu değiştiriyorum." şeklinde çeşitli kargaşalara yol açabilir.

ABDURRAHMAN ÖZ (Aydın) - Seçim Kurulu takvim yayımlıyor, süre veriyor, liste istiyor.

AKIN ÜSTÜNDAĞ (Muğla) - Yurt dışı...

ABDURRAHMAN ÖZ (Aydın) - Tamam, yurt dışında aynı şekilde; Yüksek Seçim Kurulu takvim yayımlıyor, "Şu kadar sürede vereceksin." diyor.

AKIN ÜSTÜNDAĞ (Muğla) - Kanun düzenleme tekniği açısından söylüyorum arkadaşlar, düzenleme tekniği açısından herhangi bir sonuç...

ABDURRAHMAN ÖZ (Aydın) - Aynı aynı...

AKIN ÜSTÜNDAĞ (Muğla) - Çünkü biz hukukçu olarak bunları uygulamada çok gördüğümüz için ... Yani bu kelimenin eklenmesi hiçbir şeyi değiştirmeyecek neticede, sadece bazı soru işaretlerini giderebilir diye düşünüyorum.

Ben, aceleyle verilen bu seçim kararlarında, özellikle altmış güne indirilmesinin gerçekten büyük sıkıntı olduğunu düşünüyorum çünkü altmış güne indirildiği zaman, en son alınan karar gereğince, sürenin o kadar kısıtlı olması... Mesela, partiler eğer ön seçim yapmak istiyorsa ön seçim yapma imkânını dahi neredeyse ortadan kaldırmayı sağlayacak bir süre. Ben bunun aynı kalmasından yanayım. Doksan günlük bir sürenin hem partilerin adaylaştırma süreleri hem de çalışma açısından, seçim çalışmaları açısından çok daha uygun olduğunu ben özellikle bildirmek istiyorum.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.