KOMİSYON KONUŞMASI

AYŞE DOĞAN (Tekirdağ) - Kıymetli Başkanım, kıymetli bürokratlarımız; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bu tasarıda emeği geçen herkese öncelikle çok teşekkür ediyorum. Tabii, herkesin söylediği gibi, arzu edilmeyen bir olay. İnşallah, düşmanıma bile Rabb'im bu olayları vermesin. Ancak burada "Ceza verilsin, verilmesin."i tartışırken bu konuları konuşan arkadaşlarımızın kendilerini bu olayla empati etmelerini isterdim, bana dokunmayan yılan bin yaşasın değil.

Bu anlamda tabii ki bu cezalar mutlaka olmalı, verilmeli. Vücut bile kendi kendine, vücudun dengesini bozacak konularla ilgili dikkat etmediğimizde cezasını veriyor. Bazı konularda verilen cezalara "İşte hastalıktır efendim, ceza verilmesin." denildiğinde... Burada sağlıkçı ve hukukçu vekillerimiz, her meslekten arkadaşımız var.

Ben şunu hatırlatayım, belki bana bu düşmezdi ama: Toplumun en büyük yaralarından biri olan şeker hastalığını, insülin hastalığını söylemek isterim. Bilhassa şekerle ilgili sıkıntılar yaşarken vücudunda yüksek yaralar, sıkıntılar oluştuğu zaman elini, gözünü kaybedebileceğini, vücudunun herhangi bir uzvunu kaybedebileceğini bile bile tedaviye destek vermediği müddetçe bundan kendini alıkoyamıyor. Bakın, bu da bir hastalık, vücut kendi kendini cezalandırıyor. Eğer ki trafikte bir kişi cezayı yiyip sürekli hız yapıyor, hız cezalarını alıyor; tamam, bu hastalık değildir ama öbür taraftan, bu istismarlara yol açan çeşitli sağlık problemleri dediğimiz olayların da mücadelesi mutlaka yapılmalı, önlemi alınmalı, cezalar verilmeli. Bu anlamda -çoğu arkadaşımızın da önünde var- 3 Kasım 2016'da tamamlanan komisyonla ilgili çalışmayı gündeme getirip belki bu kanun geçtikten sonra bunların olmasını engellemek için bazı kanunlarla destek verebiliriz diyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.