| Komisyon Adı | : | KADIN ERKEK FIRSAT EŞİTLİĞİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/935) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 16 .04.2018 |
İLHAN CİHANER (İstanbul) -Teşekkür ediyorum,ben de herkesi selamlıyorum.
Tabii aslında bu tasarının hazırlanma süreci içerisindeki veriler elimizde çok fazla yok. Örneğin Sayın Bakan Yardımcısı birtakım istatistiklerden bahsetti ama kamuoyuna tam tersi şeyler de yansımıştı. Şimdi TÜİK verilerine falan baktım, çok hızlı geçtiği için onu göremedim. Yani bu ceza artırımları suçu azalttı mı? Ama benim önce birkaç maddeye ilişkin somut önerilerim olacak.
Birincisi, bu 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda devlet memuru olmaya engel koşullar arasına özellikle vurgulanıyor. Özellikle vurgulanmasına gerek yoktu, bir yıl üzeri zaten engeldi. Bu vurgu yapılıyor ama şey unutulmuş sanırım, bu memnu hakların iadesi tekrar Adli Sicil Yasası'na girdiği için, memnu hakların iadesinde bir suç ayrımı da yapılmadığı için bu suçla ilgili de memnu hakların iadesi söz konusu olabilecektir. Dolayısıyla aynen biraz önce çocuklarla ilgili işlerle çalıştırma yasağının beş yıl değil, ömür boyu olması, sürekli olması gibi burada da belki de memnu hakların iadesine bir engel suç olarak Adli Sicil Yasası'na konulabilir. Ama bununla ilgili olarak en büyük risk -özellikle bu alanda çalışan çok tecrübeli yargı mensuplarıyla da görüştük- bir kere hiç kimsenin bu ceza artırımının suçları azaltacağına dair hiçbir kestirimi yok. Yani bu cezanın artırılması suçu azaltmayacağı konusunda çok yaygın ve neredeyse ortaklaşmış bir görüş var. Tam tersi bu konuyla ilgili iki riske çok dikkat çekildi yıllardır bu alanda çalışmış Yargıtayda, Çocuk Ağır Ceza Mahkemesindeki meslektaşlarımız tarafından, birisi cezaların çok ağırlığı nedeniyle hâkimin cezadan kaçınma riskini getireceği. Çünkü bizim pratiğimiz de yavaş yavaş sadece mağdurun beyanına dayanılarak ceza verildiği bir pratiğe dönüşmüşken, sadece ifadeye dayalı yani delillendirilemediği, maddi delillerle desteklenemediği durumlarda mevcut durumda ifadeye dayanılarak verilen cezaların şimdi tamamen cezasızlığa dönebileceği, hâkimin bu ağırcezayı vermekten kaçınabileceği. Bir diğer riskin de arkada delil bırakmamak için tecavüz sonrasında öldürme vakalarının artacağı gibi iki riske dikkat çektiler. Bunu da üstelik önceki ceza artırımından sonraki pratiklerinden hareketle söylediler. Belki bu istatistiklerdeki azalma da buna işaret ediyor olabilir. Yani çok ağır bir tereddütte kalınıp sanık lehine yorumun çok daha güçlü bir şekilde uygulanması gibi bir sonucu doğurabilir deniliyor. Bu 62'nci maddenin uygulanmasıyla ilgili... Bununla ilgili de zaten Ceza Genel Kurulunun çok güçlü, belki defalarca ortaya koyduğu kararlar var. Yani gerekçesiz bir şekilde takdirî indirim nedenlerini zaten uygulayamıyorsunuz. Hatta talep edilmişse uygulanmamanın dagerekçesini hâkim karara yazmak zorunda. Bunun tekrar buraya gerekçesiyle birlikte konulması ve yasanın tamamının popülist kaygılarla bu yasanın getirildiği gibi bir sonucu doğuruyor. Yani o özellikte kimyasal kısırlaştırmaya ilişkin oradaki temel hatanın da tüm cinsel istismar sanıklarının pedofil olduğu gibi bir ön kabulden hareket ediliyor. Yani bunun da çok büyük bir hata olduğu anlaşılıyor. Arkadaşlarımız ona dair teknik açıklamaları detaylı yaptılar.
Sonuç olarak, belki ana komisyonlarda daha fazla tartışacağız bunu ama özetle bu yasanın istismar suçlarında, çocuk istismarı suçlarında beklenen faydayı sağlamayacağı, belki de tam tersi başka sakıncaları ortaya koyacağı anlaşılıyor. Biraz daha belki de hazırlık sürecinin, özellikle Yargıtay ve mahkemelerden daha fazla veri toplanıp daha iyi hazırlanılarak yasanın getirilmesi gerekirdi.
Benim söyleyeceklerim bunlar. Çok uzatmak da istemiyorum. Teşekkür ederim.