| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğünün 2015 ve 2016 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 12 .04.2018 |
FAHRETTİN OĞUZ TOR (Kahramanmaraş) - Sayın Başkanım, teşekkür ederim.
Ben de Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğünün çalışmalarının hayırlı uğurlu olmasını diliyorum bu çalışmalarının.
Şimdi, Emre Bey de bu konuya değindi, ben de kısaca değinmek istiyorum. Özellikle, şu, yalıya gemi çarpmasından sonra da gündeme geldi, basında da yer aldı, nitekim Sayıştay da bunu öngörmüş gerçekten çok da hoş bir öneri olmuş: Boğaz'ın kritik bölgelerinde ve köprü ayaklarının bulunduğu mahallerde römorkörlerin yanaşabileceği ve çevre ekipmanlarının konuşlandırılabileceği ilave yer tahsisi yapılması konusunda çaba ve girişimlerin sürdürülmesi önerisi var. Şimdi, basında çıktığı için söylüyorum, böyle bir durum, tehlike var mı, bu gemi köprünün ayağına çarptı mesela, bu köprünün ayağına çarpmaması için herhangi bir koruma tedbiri yok mu köprünün ayaklarında? Hani İstanbul'u çok bilmediğim için soruyorum ben. Yani tabii yalıya çarpması da çok kötü bir şey ama Allah korusun köprünün ayağına çarpsa dünya felaketi olur, öyle bir şey. Yani köprünün ayaklarıyla ilgili herhangi bir tedbir belki Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğünün görevi olmayabilir ama böyle bir tedbir var mı? Basında da çıktı bu konu, şu yalı kazasından sonra.
Bir de yine önemli bir öneri olarak ben...
BAŞKAN - Veya Sayın Tor, "Sizin göreviniz değilse kimin görevi olabilir?"
FAHRETTİN OĞUZ TOR (Kahramanmaraş) - Evet yani Kıyı Emniyetinin görevi olmayabilir ama Kıyı Emniyeti bunları öngörebilir, Sayıştayımız nitekim öngörmüş, Kıyı Emniyeti de öngörebilir. Böyle bir tehlike var mıdır, ne gibi tedbir alınabilir?
Biz de ne oluyor? Bir deprem oluyor veyahut yangın oluyor, o bir hafta on gün içerisinde tartışıyoruz, ondan sonra unutuyoruz bu konuları. Şimdi, işte yalıya çarptı, tartışırız şöyle böyle, ondan sonra unutulur gider ta yeni bir kazaya kadar, Allah korusun.
Sayın Genel Müdürüm bir başka konu da yine önemli bir öneri bana göre: Kurtarılan değer ile tahsil edilen kurtarma ücretleri incelendiğinde yüzde 1,75 ile yüzde 17 arasında tahsilat yapıldığı görülmektedir, ortalamaysa yüzde 4 olarak gerçekleşmiştir. Yani "Kurtarılan değer ile tahsil edilen kurtarma ücreti yüzde 4. Kurtarılan değer ile tahsil edilen kurtarma ücretlerinde on kata kadar fark olduğundan kurtarma ücretlerinin belirli bir orana bağlanarak tahsil edilmesi hususunun etüt edilmesi...." diyor. Gerçekten yani kurtarılan değerin yüzde 4'ünü ortalama ücret olarak alıyorsak fevkalade düşük bir ücret bu, bu yönde bir çalışmanız var mı?
Diğer bir konu da, tabii bu gene diğer kamu kurumlarının, KİT'lerin Sayıştayın raporlarında hep gündeme geliyor: Doğrudan temin yöntemi. Çok kullanılıyor, hatta bir başka konu, o da burada yer almış, teknik şartnamelerin hazırlanmasında da eksikler oluyor, daha sonra hep kurumlar aleyhine sonuçlar doğuruyor. Yani teknik şartname düzgün hazırlanmadığı için açılacak davalar da aleyhimize sonuçlanıyor. Doğrudan temin yöntemi esasında hep karşılaştığımız bir olay. Geçmişte KİT'lerin rapor görüşmelerinde de rastladık, esasında bunun şey hâline getirilmesi bence daha uygun yani. Tamamen ortadan kalkar, kullanılıyor bu, parçalanıyor kullanılıyor, şöyle oluyor kullanılıyor falan filan.
Ama özellikle, şu köprü ayakları ile ücret konusunda bilgi istiyorum.
Teşekkür ediyorum.