KOMİSYON KONUŞMASI

DENİZ DEPBOYLU (Aydın) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Öncelikle özür diliyorum geç kaldığım için, bir basın açıklamasında olmam gerekiyordu.

Özellikle de Sayın Bakanımıza ben teşekkür ediyorum, kadınlarla ilgili göstermiş oldukları hassasiyet, üretilen projeler, kadın üreticilerimize verilen destek gerçekten bu alt komisyonumuzda yaptığımız çalışmalarda bariz ortadaydı. Bu ilginiz için de teşekkür ediyorum.

Birkaç konu var benim aklıma takılan, önce genelden başlayayım. Mevsimlik tarım işçilerimizin çocuklarıyla ilgili endişelerimiz var. Ben gelmeden önce konuşuldu mu bilmiyorum ama sağlıklı ortamda barınmaları gerekiyor mevsimlik tarım işçileri çocuklarımızın ve eğitim haklarından yararlanmaları gerekiyor. Bu çocuklarımızın ailelerinin durumu sebebiyle çalışma hayatında değil, okullarda olması gerekiyor. Bu konuyla ilgili çalışmalar acaba ne boyutta? Tam anlamıyla tüm çocuklara ulaşılabiliyor mu, korunabiliyorlar mı? Bu konuyu merak ediyorum.

Bir de biz Aydınlı kadınlarımızın özellikle hassasiyet gösterdiği bir konu var ki bunun üzerinde de durmak istiyorum sizinle bir aradayken. Jeotermal santrallerimiz var bildiğiniz gibi, sayısı oldukça fazla ve maalesef bu çok sayıda jeotermal santralin büyük bir kısmı da ÇED raporu aranmadan kurulmuş durumda. ÇED raporunun aranmamış olması tabii ki denetimlerin de yapılmaması veya düşük düzeyde kalması anlamına geliyor. Kadınlarımız özellikle bu konuda çok hassas. Toprağı, havayı ve suyu kirlettiği düşünülüyor ki nihayetinde biz kokudan da çok rahatsızız. Ayrıca, ürünlere verdiği zararlar noktasında da belli çekincelerimiz var. Aynı zamanda, yine, bu jeotermal santrallerin çıkardığı sular veya buhar bir şekilde seracılıkta da kullanılmıyor. Yani seracılık desteklenebilir, Aydın tarım bölgesi ama bu faaliyetlerde de bulunulmadığı için tarımı da destekleyen bir tarafı yok. Ne yazık ki ÇED raporu aranmadığı için de birinci sınıf tarım arazilerinde kuyular açılıyor. Kuyular her yere açılıyor. Burada bir denetim boşluğu var gibi görünüyor. Zira bir enflasyonu var bu kuyuların, ÇED raporu da aranmayınca sıkıntı büyüyor. Bu konuyla ilgili neler yapabiliriz? Hem denetlenmesi hem çok sayıda kuyunun açılmasının önüne geçilmesi. Enerji üretimine karşı değiliz, enerjiye ihtiyacımız var ama enerjiyi üretirken bir yandan en değerli, belki gelecekte de en değerli kabul edilecek olan toprak ve suyumuza zarar vermesini engellememiz gerekiyor diye düşünüyoruz.

Yine ayrı bir konu, bu konuyu ben size daha önceden de dile getirmiştim, incir üretimiyle ilgili bir desteğe ihtiyacımız var. Şöyle ki: Önceden işte, 10 civarında olan ihracat firması şu anda 50'lere yakın Aydın'da ve ihracat talebine karşılık veremeyecek kadar büyük bir pazarın içerisindeyiz. Biliyorsunuz dünyanın en iyi incirini üretiyoruz, siz Bakanımızsınız, gayet iyi bilirsiniz. Burada özellikle incirin en iyi yetiştiği yüksekliğin de 200 ila 600 metre civarında olduğunu kabul edersek ormanlık vasfını yitirmiş makilik alanlar var, daha önceden Aydın'da fıstık üretimi için böyle bir projeniz olmuştu. Bu orman vasfını yitirmiş, boş kalmış alanlara incir fidanlarını diksek, köylülerimize versek, hatta ne güzel olur, kadınlarımıza versek; kadınlarımız da incir üretimine destekte bulunsa... İnciri millî servetimiz olarak kabul etmeliyiz diye düşünüyorum, desteklememiz ve korumamız gerekiyor, bu konularda da bir çalışma gerçekleştirilebilirse, bu konuda bilgi alabilirsem sizden çok mutlu olacağım.

Tekrar teşekkür ediyorum.