KOMİSYON KONUŞMASI

AHMET SELİM YURDAKUL (Antalya) - Sayın Bakan, değerli bürokratlar; hoş geldiniz.

Sayın Bakanım, güzel sunumuzun için teşekkür ederim. İçerik özellikle çok mükemmeldi.

Öncelikle, daha önce kurulan Çölyak Komisyonunda bizlere göstermiş olduğunuz ilgi ve alaka için teşekkür ederiz.

Şimdi, ben bazı soruları sizin sunumunuz sırasında not aldım ama bu sorulardan sonra da bir açıklama yapacağım. Örneğin, bu hem uyuşturucu bağımlılığı, madde bağımlılığı hem teknoloji bağımlılığı veya diğer tüm konularda ben çocukların anaokulundan itibaren etkili iletişim teknikleri, etkili iletişim sunumları gibi yöntemlerin ve stresle başa çıkabilme, sizin de ifade ettiğiniz gibi hayır diyebilme derslerinin aktif olarak verilmesi, ayrı bir ders olarak da verilmesi gerektiği inancındayım. Çünkü bir çocuğun sigaraya da hayır demeyi bilmesi gerekiyor, eroine de hayır demesi gerekiyor veyahut da kötü bir olaya da hayır demeyi bilmesi gerekiyor. Bunun eğitimle sağlanabileceğine inanıyorum.

Biraz önce sayın milletvekilimizin de ifade etiği gibi, ders yoğunluğu, içeriği çok fazla yani veriliyor ama alınmıyor. Yurt dışına gittiğim zaman çocukları doğada gezerken gördüm. Başlarında birisi vardı. Sordum "Siz ne iş yapıyorsunuz?" diye, "Ben öğretmenim, coğrafya dersini burada anlatıyorum." dedi. Çok ilginç ve çok mükemmel bir yaklaşım. "Yani tebrik ederim." dedim. Bizim de oraya doğru gitmemiz gerektiğini düşünüyorum.

Sportif ve kültürel eğitim, Sayın Bakanım, ifade ettiniz, çok yerinde. Eğer herhangi bir öğrenci, hani biz mesela Kızılay kolu gibi kollara girerdik öğrencilik dönemimizde, şimdi her öğrencinin de bir spor alanına girmesi, basketbol, voleybol veya tenis, ne istiyorsa... Çünkü ifade ettiğiniz gibi, sportif alana giren bir kişi, mesela aynı cezaevindeki tiyatro kolu gibi, kötü alışkanlıklara gitmiyor. Gerçekten bu çok önemli.

Riskli öğrenciler ile rehber öğretmen ilişkisi çok önemli çünkü riskli öğrenciler bunlara başlıyor. Eğer rehber öğretmen riskli öğrenciyi tespit ederse aileleriyle birlikte o noktada bunun çözümünü bulabiliriz diye düşünüyorum.

Bir önemli nokta da Sayın Bakanım, buraya bugüne kadar birçok dernek geldi bununla ilgili ve hepsi şunu ifade etti: "Ben A derneğiyim, ben B derneğiyim, ben C derneğiyim." "Sizi kim kurdu, kimsiniz, necisiniz?" Hiç belli değil ama hepsi şunu ifade ediyor: "Ben uyuşturucu bağımlısı olan kişiyi alıyorum, tedavi ediyorum, eğitim veriyorum, rehabilitasyon yapıyorum. Başarım şöyle, şöyle, şöyle." "Sen kimsin? Hangi eğitim programını kullanıyorsun?" Belli değil. "Hangi kamu spotu?" O da belli değil. "Peki 'Uyuşturucu sağlığa zararlıdır.' ifadesini neye dayanarak yazdın?" Bilmiyor. Yani bu böyle olmamalı. Bunun denetimi kesinlikle sizde olmalı Sayın Bakanım. Yani sizin onayınız olmadan hiçbir kimse uyuşturucu veya madde bağımlılığı konusunda bir bildiri yayınlamamalı çünkü her yaşa göre ayrı bir ifade kullanılmalı yani 8 yaşındaki çocukla 15 yaşındaki çocuk veyahut da 25 yaşındaki bir yetişkine uyuşturucuyla ilgili aynı ifadeyi kullanamazsınız ama bu dernekler maalesef kullanıyorlar. Buna kesinlikle izin vermeyin efendim çünkü eğer madde bağımlılığı konusunda "Madde bağımlılığı kötüdür." ifadesini kullanırsanız bu yanlıştır. Her yaşa göre ayrı ifadeyle kullanılmalı ama biz bugüne kadar gördük, herkes kendine göre bir yöntem tespit etmiş. Bu, Millî Eğitim Bakanlığının kontrolünde olmalıdır diye ifade ediyorum.

Şimdi, tabii, biraz önce Sayın Başkanımız da şöyle 15 maddelik, madde bağımlılığı konusuyla ilgili Millî Eğitim Bakanlığına, size yaptığımız önerileri verdi. Hakikaten, bugüne kadar dinlediğimiz çalışmalarda ve sunumlarda Millî Eğitim Bakanlığıyla ilgili tüm sorular burada var efendim. Şimdi, ben tabii bu sorulara hemen hızlıca göz attım. Sizin sunumunuza da baktım, bütün soruların cevabı, buradaki soruların cevabı Millî Eğitim Bakanlığında var. Peki, o zaman bir sorum var Sayın Bakanım: O zaman pratikte mi bir sorun var? Yani çünkü o kadar mükemmel sunum yaptınız ki yani bütün eksiklikler hakikaten var. Millî Eğitim Bakanlığı bunları uyguluyorsa o zaman sorun nerede? Yani acaba pratikte mi bir sorun var veyahut da olay nerede bilemiyorum, ben onu çözemedim. Aklıma şu geldi, teorik olarak uygulama var ama pratiğe yansıması yani kontrol, hani mesela bir projeyi uyguluyorsunuz, başarı oranınızı tekrar alıyorsunuz ya geri, acaba burada mı bir sorun var. Yani, mesela ben şunu söylüyorum: "İletişim nedir?" diye sorduğum zaman, benim ifadelerimin size söylenmesi olarak kabul etmiyorum. Ben size söyledim, siz geri nasıl bana ifade ettiniz? Acaba geri kontrolde mi bir sorun var yani ben bunu merak ediyorum. Yoksa, bu kadar güzel içeriğe rağmen bu sorunlarla karşılaşmamamız gerekir diye düşünüyorum.

İçten çalışmalarınız için de tekrar tebrik ederim, iyi çalışmalar dilerim Sayın Bakanım.

BAŞKAN - Sayın Bakanım, tabii, biz bu önerileri ham öneriler olarak size arz ettik. Daha buna ekleyeceğimiz hususlar var sayın vekilimizin söylediği gibi. Yani sadece bundan ibaret değil. Raporumuzun tam olarak sübuta ermesi lazım. O nedenle daha eklenecek konular var. Bunu kayda girmesi açısından söylüyorum, sadece bunlar değil.