CEMALETTİN KANİ TORUN (Bursa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan. Arkadaşları biraz baskıdan kurtaralım.

Birincisi bu anlaşmanın mali kontrolü vesaire işte onların geliştirilmesiyle ilgili konuda Katar'la ilk olabilir ama aynı konuda biz daha önce benim büyükelçi olarak bulunduğum dönemde Somali'yle de düşünmüştük. Bir şekilde olmadı -hatta şu anki Bakanımız Naci Bey Maliye Bakanlığında o zaman Müsteşardı- üst düzey bir maliye uzmanını da bir süreliğine o mali yapının güçlendirilmesi, eğitim anlamında diye şey yapmadık ama bir cesur maliyeci bulamadık o dönemde Somali'ye gidecek, o yüzden gerçekleşmedi.

Şimdi, bu Katar'ın stratejik pozisyonuyla ilgili arkadaşların konuştukları konunun, biraz tarihsel arka planı var bu işin. Osmanlı döneminde bölgedeki emirliklerden şu an tek bir devlet Kur'an, Birleşik Arap Emirlikleri'nin altında tek bir devlet kuran emirlikler büyük ölçüde Birinci Dünya Savaşı'nın öncesinde ve Birinci Dünya Savaşı'nda İngiltere'nin yanında yer almalarına rağmen, o dönemde müstakil bir emirlik olan Katar Emirliği Osmanlı'nın yanında yer almıştı. Yani tarihsel bir arka planı var bu işin. Sonrasında özellikle 2011'e geldiğimizde, 2011'den itibaren bölgede Birleşik Arap Emirlikleri -açıkça söyleyelim- Arap Baharı'ndan itibaren bölgedeki gelişmeleri kendisine bir tehdit olarak gördü ve bunun arkasında da özellikle Türkiye'nin ve Katar'ın olduğunu düşündüğü için bize yönelik birtakım hareketlerde bulundu. Bunlardan bir tanesi, Mısır'daki karşı devrimdir yani askerî darbe. Bir tanesi, 15 Temmuz'da Türkiye'de yapılan darbe teşebbüsünün planlanmasına destektir. Yani Orta Doğu'daki şu anda birçok var olan, bu anlamda, halklara yönelik hareketlerin arkasında maalesef bunlar bulunmuştur, özellikle de İsrail'le yakın ilişkileri vardır ve Türkiye'ye yönelik bu çalışmaları devam ettiriyorlar. Yani burada Türkiye Katar'ı bir şekilde korumasına almakla Katar'ı değil, bir anlamda Türkiye'nin menfaatlerini koruma altına almıştır çünkü doğrudan Türkiye'nin menfaatlerine yönelik bir çalışma vardır karşıda. Bunu arkadaşlar "on the record" söyleyemediler, ben söyleyeyim bari siyasi olduğum için. Ama Oğuz Bey de bunun farkında aslında. Sadece kayıtlara geçsin istedim.

Teşekkür ederim.