KOMİSYON KONUŞMASI

TÜLAY KAYNARCA (İstanbul) - Bir cümle ilave edeceğim sadece.

Bu konuda ilgili kurumlarımız da çok hassas, kendilerine ulaşan bütün bilgi ve verilerde gereği yapılıyor. Bahsettiğimiz ailede de çok doğru bir yöntem, bizim de içimize sinen, doğru bir yöntem vardı. Neydi o? Anne ihmal etmişti ve ceza... Doğru. O çocuk elinden alınmıştı ama o çocuğun anne sütü hakkını da kullanabileceği, günde belli saatlerde görebileceği yakın akrabasına verilmişti gibi. Danimarka örneği farklıydı. Danimarka örneğinde şöyle, bizim kabul edemeyeceğimiz bir gerçeklik vardı. Evet, mental problemi olan bir aile olsa dahi o bebek nerede, bilinmiyor, o bebeğin anne sütü alma hakkı elinden alınmıştı, bu kabul edilebilir değildi. İkincisi: Hollanda'daki doğru örneğin aksine, Danimarka'daki örnekte yakın akrabasına "Halası var." diyor ya da işte "Şu örnekler var." diyor... Onun yerine hiç bilinmeyen bir noktaya gidilmesi kasıt olduğunu gösteren çok spesifik bir örnekti. Oysa az önce Sibel Vekilimin ifade ettiği gibi, bizim canlı gördüğümüz örneklerde hukuksal anlamda da kurumsal anlamda da bir eksiklik yok, aksine, ilgili kuruluşlarımız, hele ataşelikler bu konuda çok hassas, güzel bir çalışma yaptıklarına sahip olmak da bizi mutlu etmişti. Evet, doğru tespit şu: Koruyucu aile sayısı arttığında olay çözülmüş olacak.