KOMİSYON KONUŞMASI

EBU BEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Tabii, vakit tasarrufu açısından, birkaç konu benim dikkatimi çekti, onları paylaşmak istiyorum.

Birincisi, muhalefet partilerinin özellikle bu konseyin toplanmasını istememeleri meselesiyle ilgili paylaşımlarım olmalı diye düşünüyorum. Şimdi, bu konseyi ihdas eden Hükûmetin iradesi ve Anayasa referandumu sürecinde de bildiğim kadarıyla Cumhuriyet Halk Partisinin veya diğer muhalefet partilerinin özel bir istisnası olmadı. Yani bu referandum noktasındaki tavırları "Hayır."dı. Dolayısıyla bu konseyi Hükûmet istemiş.

OĞUZ OYAN (İzmir) - Tek partili bir Anayasa oylaması değildi.

EBU BEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Hayır, "Ona özel bir istisnanız var mıydı?" diye az önce Sayın Vekilinize sordum, o da hatırlamadığını söyledi, ben de...

OĞUZ OYAN (İzmir) - Kaldı ki toplanmasına biz karşı değiliz, Hükûmet toplamıyor. Böyle bir şey olur mu?

EBU BEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Hocam, ben siz konuşurken sizin konuşmalarınıza kesinlikle müdahale etmedim, lütfen siz de müdahale etmeyiniz.

OĞUZ OYAN (İzmir) - Kim toplamıyor? CHP mi toplamıyor Ekonomik Konseyi?

EBU BEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Sosyal demokraside herhâlde bir hoşgörü var, değil mi, sizin sosyal demokrasinizde?

OĞUZ OYAN (İzmir) - Böyle bir dayanaksız, mesnetsiz...

EBU BEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Siz nasıl fikrinizi söylediyseniz ben de söylerim.

Sayın Başkanım, lütfen... Müdahale edecek misiniz?

BAŞKAN - Evet, Hocam, Ebu Bekir...

EBU BEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Biz en sert eleştirilere burada gıkımızı çıkartmadık. Lütfen Hocam...

OĞUZ OYAN (İzmir) - Mesnetsiz olmaz.

BAŞKAN - Söz isterseniz veririm size de.

EBU BEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Lütfen Hocam...

BAŞKAN - Tamam Hocam, söz isterseniz sonra veririz efendim.

EBU BEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Öyle bir şey yok, yani sürekli siz boş atacaksınız, biz duracağız, böyle bir şey yok.

Dolayısıyla, bu referandum, yani en son referandumla kurulan bu konseye toptan "Hayır." diyen Cumhuriyet Halk Partisi bunu istemeyen iradedir. Eğer özel bir istisna getirmiş olsaydı o kampanya döneminde ki ben ısrarla Sayın Vekilinize de sordum, çünkü yanlış hatırlayabilirim diye, İnternet'ten de bu arada kontrol etmeye çalıştım. "Şu maddeyi biz doğru buluyoruz." Eyvallah, o zaman bu açıklama mantık silsilesi dairesinde doğru olabilirdi. Dolayısıyla dayanaksız bir eleştiridir.

Devam edecek olursak, yasa yapma tekniği bakımından bizim hükûmetlerimiz döneminde en yoğun eleştiri muhalefet tarafından, yasada çok fazla ayrıntıların yer almasıdır ki bir hukukçu olarak söylüyorum, yasada ayrıntıların yer alması doğru değildir, gerçekten doğru değildir çünkü çok fazla yasa değişikliği gerektirir ayrıntılı, bizim "kazuistik" dediğimiz yasa yapma tekniği. O yüzden genel kuralların konulması doğrudur. Burada doğru olmuştur. Eğer ayrıntılı, çok fazla ayrıntılı yasa yapıyorsak bu doğru değildir. Bunu da bir hukukçu olarak vicdanen söylüyorum. O yönüyle, yönetmelik düzenlemesi mantıklıdır, yoksa yasama organı gibi milletin en üst düzeydeki iradesinin temsilcisi olan organ âdeta bir yasa yapma fabrikasına döner ve zaman zaman, belli aralıklarla, bazen bu birkaç ay olur -ki bununla da karşılaşıyoruz başka yasa yapım aşamalarında- birbiriyle ters iradeler olmak zorunda kalır çünkü şartlar değişebilir. Ama üst kural olarak genel hükümler konabilirse alt düzeyde yönetmelik veya genelge, her neyse, mukteza bu şeklide ayrıntılar belirlenebilir diye düşünüyorum.

Elbette ki konseyde Hükûmetin iradesi olacak, çünkü her siyasi parti millete gider ve milletten oy ister, iradelerini gerek yasal gerek anayasal -eğer gücü yetiyorsa- bu noktada düzenleyebilmek ve milletin hizmetine sunabilmek için. Ve millet bir irade koyar, bu iradenin neticesinde oluşan hükûmet de elbette ki iradesini her türlü organa meşru sınırlar dairesinde, anayasal sınırlar dairesinde yansıtır diye düşünüyorum.

Bir de, tabii günahlarını almayalım, burada değiller ama ciddi eleştiri yapıp eğer gerçekten mazeretleri yoksa dinlemeden gitmelerini de doğru bulmuyorum muhalefet partili milletvekillerimizin ama çok önemli, çok hayati bir randevuları vardır, o istisnayı, Cumhuriyet Halk Partisinin zamanında yapmadığı istisnayı ben koyuyorum.

Diğer tanımlaması da uygulayıcıyı oldukça rahatlatır. Yani bu tıpkı hâkimlere verilen, özellikle ceza hukukundaki alt ve üst sınır ceza takdir yetkisi gibidir. Çünkü dönemsel olarak bazı kuruluşlar ön plana çıkar -kurumlar veya topluluklar, STK'lar, bunun adını her ne şekilde koyacaksak- bazı dönemlerde bunlarda düşüş olur. Çünkü kendi iç işleyişleriyle ilgili, kendi kongre yapılarıyla ilgili, kendi hiyerarşik duruşlarıyla ilgili zaman zaman inişler ve çıkışlar yaşayabilir. Bu diğer yapısı, aynı zamanda yeni oluşacak, yeni ihdas olunacak veya toplumun ihtiyaçları nedeniyle yeni yapılanmalar öngörülmesi hâlinde onların da bu konseye dâhil edilmesi anlamında katılımcı bir anlayışı ifade eder diye düşünüyorum. Bu çalışmayı, tabii, Hükûmetin Avrupa Birliği iradesine yönelik olarak önemli bir adım olarak görüyorum. Belki en önemli eleştiri şudur ve doğru bulurum: Gecikilmiştir. Bu noktayı doğru bulurum ama bunun da karşılıklı stratejiler anlamında, karşılıklı...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Bir daha düğmeye basar mısınız?

EBU BEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Zaten bitirmek üzereyim Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Tamam.

EBU BEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Bu gecikmenin de karşılıklı stratejiler anlamında, âdeta bilek güreşi anlamında yürüyen bu ilişkiler bakımından bir taktik olup olmadığını bilmiyorum ama gecikilmesi noktasında, bir vatandaş olarak aynı fikirde olduğumu düşünüyorum.

İnşallah hayırlara vesile olur.

İzahatları için de teşekkür ediyorum Sayın Bakanımıza.