KOMİSYON KONUŞMASI

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın milletvekilleri, Sayın Bakan; 1'inci maddede arkadaşlarımız kimi öneri ve çekinceler ortaya koydular. Elbette bunun geliş şeklinde şüphesiz bir art niyet yok, şüphesiz millî ekonomiye katkı düşünülmüş olmakla birlikte devlette, kamuda kimi hususların kamu yöneticilerinin inisiyatifine bırakılmasının mahzurları olabilir. An itibarıyla Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü şu anki yapısı itibarıyla belki bu konuda gerçekten objektif kriterlerle iş yürütebilir ama insanlar geçici, kurumlar kalıcı. Böyle baktığımız zaman, bunun arkadaşların da sunmuş olduğu bir önerge var, ÇED raporu -biraz sonra okunacak- böyle bir şeye bağlamanın daha doğru ve ileride telafisi mümkün olmayacak kusurların ve hataların olmaması bakımından değerli olduğunu düşünüyoruz; bir bunu söylemiş olayım.

Bir de Sayın Başkan, görüşülen kanun su, toprak, orman, tarım. Bunlar bizim yaşantımızın, hayatımızın vazgeçilmezleri yani bu dördü olmasa zaten nefes alamayız, herkes yok olur gider. Dolayısıyla bunlar millî varlıklarımız aynı zamanda ve gelecek kuşaklara da terk etmemiz yani gelecek kuşaklara da bırakmamız gerekir büyüterek, daha çok güçlendirerek, çoğaltarak ormanları örneğin ya da su kaynaklarımızı, barajlarımızı şu anki potansiyelinin daha üstüne çıkararak gelecek kuşaklara devretmemiz gereken kaynaklar. Yani bu kaynaklar bizim değil gelecek kuşakların emaneti bize. Böyle baktığımız zaman gerek orman köylüleri bakımından, orman varlığımız bakımından gerek sulama kooperatifleri, sulama birlikleri bakımından kimi tereddütler var. Şimdi ben Komisyona girerken baktım, dışarıda çok sayıda vatandaş var, belli ki bir kısmı sulama kooperatifleri için burada.

BAŞKAN - Engin Bey, maddeyle ilgili olarak konuşursak.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Efendim?

BAŞKAN - Maddeyle ilgili, maddeye geçtik.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Başkanım, maddeyi konuşuyoruz. Bu Komisyonda...

BAŞKAN - Siz geneli, tümü üzerinde...

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Ama bu söylenir Sayın Başkan, maddeye girdik diye tasarının, teklifin tümüyle ilgili değerlendirme yapılmaz diye bir şey yok.

BAŞKAN - Siz bizden çok tecrübelisiniz o nedenle söyledim, bilginize sundum.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Tümü maddeyle ilişkilenecek sonuçta Sayın Başkan. Komisyonlarda bu hep böyledir, böyle olmuştur yani.

Şimdi şunu söylüyorum: Bizim, Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun buradaki meramı, devletin de milletin de müşteki olmayacağı bir kanunu Genel Kurula inşallah indirmek, oradan da mümkünse iktidarla, muhalefetle, oy birliğiyle gerekirse çıkarmak, bu en doğru olandır. Bunu arz ediyoruz. "Hayır, biz iktidar çoğunluğumuzla bu kanunu muhalefetin önerilerini dikkate almadan çıkarırız." da bir yoldur ama ben bu yolun doğru bir yol olduğunu düşünmüyorum. Bu bakımdan, bu maddede tartışmalı, bu tasarıda "Hayır" diyemeyeceğimiz bir sürü madde var. Ama tartışmalı maddeler de var. Bu tartışmalı maddelerle ilgili biraz da müzakereyle karşılıklı, birbirimizi anlayıp, dinleyerek ortaya bir metin çıkarırsak bu, dediğim gibi, devletin de, milletin de menfaatine olur. Milletin menfaatine olmayan bir işin devlete hayrı olmaz. Onun için, milletin çıkarlarının, taleplerinin, önceliklerinin gözetilmesi lazım. Dolayısıyla, başta söylediğim gibi, su ve orman varlığımız gelecek kuşaklara çoğaltarak bırakmamız gereken varlıklarımız. Bizim hassasiyetlerimiz bu noktada. Hükûmetin ve iktidar partimizin kıymetli vekillerinin bu konuya dikkatini çekmek istiyorum. Yani, burada bu kanun tabii ki geçecektir, tereddüt yok, sayısal tablo ortada. Ama buradan tekrar samimi bir çağrı yapıyorum. Yani, "Devletin niyeti budur, gerisi önemli değildir." diye bakılmaz bu işlere. Ben geneli üzerinde konuşurken de söyledim. Biz, tabii, orman köylüsü bizim de sanayici bizim değil mi? Elbette o da bizim. Türk sanayisinin güçlenmesini, orman endüstrisinin gelişmesini istemiyor muyuz? Şüphesiz istiyoruz ve sizin kadar, AK PARTİ kadar istiyoruz. Dolayısıyla, burada, Hükûmeti, tasarı sahiplerini bir parça daha hakkaniyete, milletin hassasiyetlerine, yarın milletin, orman köylüsünün ve sulama birliklerinin, çiftçilerimiz zararına bir tasarının devlete de hayrı olmaz değerli arkadaşlar. Derdimiz bu, meramımız bu. Meseleye Sayın Bakanım, böyle bakılabilirse, ben, inanıyorum ki buradan daha seri, daha süratli ve önümüzdeki yıllara yönelik olarak da daha verimli bir tasarıyı buradan çıkarmış oluruz ve doğru bir iş yapmış oluruz. Bunu hem bir köy çocuğu olarak, köyde yaşamış bir insan olarak, orman köylüsü çocuğu olarak da diğer sulama kooperatifleri bakımından çiftçilerimizin de isyanı, itiraz ettiği hususların dikkate alınarak bir değerlendirmeyle bu çalışmanın tamamlanmasında hayır görüyorum, aksinde şer görüyorum. Bu benim düşüncem. Bu konuda da Komisyonumuzun Sayın Başkanı siz ve sayın iktidar partisine mensup üyelerimizi bir parça da empatiye ve yüksek hassasiyete davet ediyorum.

Teşekkür ederim.