| Komisyon Adı | : | ANAYASA KOMİSYONU |
| Konu | : | Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2137) (Alt komisyon metni) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 08 .03.2018 |
AKIN ÜSTÜNDAĞ (Muğla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Ben de öncelikle 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü kutluyorum. İnşallah hem emekçi kadınlarımıza hem de kadınlarımızın daha iyi, daha yaşanılır bir dünyada yaşamasına olanak sağlayacak ortamlar her zaman hazırlanır diye düşünüyorum.
Kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesi üzerinden çok uzun zaman geçti. Bu, aslında bizim için devrim niteliğinde bir durumdu ama şimdi bu ittifak yasasıyla artık antidemokratik seçim dönemine girmiş oluyoruz. Daha önce de ifade ettiğimiz gibi, ittifak yasası bu şekliyle Anayasa'nın 67'nci maddesindeki temsilde adalet ilkesine aykırıdır. Seçim güvenliği yerine, seçimde güvensizliği perçinleyecek düzenlemeler mevcut. Seçimlerde iktidar partisi ve MHP'nin kendi siyasi amaç ve hedeflerine ulaşmayı hedefleyen, tamamen seçim kazanmayı amaçlayan, en ince ayrıntısına kadar bu amaçla düşünülerek hazırlanmış bir tekliftir.
Baraj altında kalması muhtemel olan MHP'yi kurtaran bu teklif, baraj atlatma yasası olarak da değerlendirilebilir. Aynı zamanda ittifaka uygun veya mümkün hâle getirme dışında diğer siyasi partileri de ittifaka mecbur bırakma gibi bir sonucu ortaya çıkaran bir tekliftir. Ayrıca, birçok arkadaşımız söyledi, "Hesaplama yöntemi itibarıyla milletvekilliği hırsızlığı." dedi bazı arkadaşlar, doğru, daha fazla milletvekilini kendilerinin hanesine yazmayı amaçlayan bir tekliftir.
Burada bu yasayla barajı atlamayı düşünmüşler ama maalesef barajı indirmeyi düşünmemişler. Özellikle "Cumhurbaşkanlığı sistemi" dedikleri başkanlık sisteminin antidemokratik bir versiyonu olan bu sistemde Meclisin çok fazla yetkileri olmamasına rağmen barajı indirmeyi düşünmediklerinden dolayı yönetimde istikrar anlayışının da burada bir gerekçe olarak ortaya konamayacağı kanaatindeyim.
Bu yasayla seçmenler fişleniyor, aynı binadaki seçmenler ayrı sandıklara gönderiliyor, seçim bölgeleri birleştiriliyor, seyyar sandıklar konuluyor, aynı zamanda da karma seçmen listeleri oluşturuluyor yani bazı yerlerde kimin nereye oy attığını tespit etmeye yönelik düzenlemeler varken bazı yerlerde de kendi seçmenlerinin belli olmamasına yönelik olarak yapılan düzenlemeler var. Mesela karma seçmen listelerinin bu amaca matuf olduğu aşikâr. Özellikle bu işlemlerin, bu seçmenlerle ilgili bu ayrıştırmaların ve seçmenlerin oyunu tespit yöntemlerinin idari işlem ve kararlarla yapılabilmesi de ayrı bir sorun olarak ortada duruyor.
Bu teklifle mühürsüz zarf ve pusulalar geçerli hâle getiriliyor, seçim güvenliği ortadan kaldırılıyor ve şaibeli seçimler dönemi başlıyor. Kolluk güçleri sandık başında devamlı olarak bulundurulabiliyor, kısıtlamalar ortadan kaldırılıyor, bundan sonraki seçimler silahların gölgesinde seçim olarak mevzuatımıza girmiş oluyor. Sandık çevresinde propaganda imkânı getiriliyor, sandık çevresinde güvenlik güçlerinin alacağı tedbirler azaltılıyor, sadece oda ve bölüme, seçimlerin gerçekleştiği, seçmenlerin oy kullandığı oda ve bölüme seçim güvenliği alanı indirgeniyor.
Değerli arkadaşlarım, bu ittifak yasasıyla aynı anda oy kullanma gibi ucube bir durum getiriliyor. Birbirinden farklı, birbirinden farklı sonuç doğuran, nitelik olarak da birbirinden farklı seçimlerin yani Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinin bir zarfa konulması gibi garip bir durum ortaya çıkarılıyor. Aslında, biz, 16 Nisanda "Kuvvetler ayrılığı ortadan kalkıyor." demiştik ama burada fiiliyatta da yasama ve yürütme aynı zarfa konulmuş oluyor. Bu da fiiliyatta böyle bir kuvvetler birliğinin bu teklifi getirenler tarafından bir tercih ortaya koyduğunu da gösteriyor. Yandaş kamu görevlilerinin sandık başkanı olması gibi bir sonuç ortaya çıkıyor. Yandaş derken mesela kamu görevlileri içerisinde imam var mı, müftü var mı? Var. Birçok yerde imam ve müftülerin iktidar partisinin propagandasını ibadethanelerde dahi yaptığını gözlemliyoruz. Burada bu kişilerin de yine sandık başkanı olarak seçmeni ve seçim güvenliğinin ortadan kaldırılmasının riskini ortaya koyuyor.
Değerli arkadaşlar, bu teklif, bir seçim mühendisliği teklifidir ve tuzak maddelerle dolu bir tekliftir. Bu teklif, ısmarlama bir tekliftir, antidemokratik bir tekliftir, bir dayatma teklifidir. Bu teklifin en önemli özelliklerinden birisi de adrese teslim bir teklif olmasıdır, amaca matuf, amacı gerçekleştirmeye yönelik bir tekliftir. Bu teklifle sağlıklı ve adaletli bir seçimin olması maalesef mümkün değildir. Bu teklif, iktidarın kamu gücüyle seçimi yönlendirdiği, yönettiği ve kontrollü bir hâle getirdiği bir tekliftir. Baştan beri söylediğimiz, bu teklifinin mutlaka geri çekilmesi lazım, kabul edilmemesi lazım. Gerçek anlamda demokratik bir Seçim Kanunu ve ittifak ve diğer konulardaki düzenlemelerin ayrıca değerlendirilerek, bütün partilerin, hatta Mecliste grubu olmayan, Mecliste bulunmayan partilerin de görüşü alınarak, sivil toplum örgütlerinin, meslek örgütlerinin, özellikle seçimle ilgili konularda özel donanıma sahip kişilerin bu konuda ne dediğini dinleyerek komisyonlarda ve alt komisyonlarda gerçek anlamda irdelendiği, değerlendirildiği ve sonuçlarının ve neticelerinin ortaya konduğu demokratik bir düzenlemeyi mutlaka beraberce geçirmemiz gerektiğini düşünüyorum.
Bu itibarla bu antidemokratik hükümleri ortaya koyan yasa teklifine olumsuz oy kullanacağımızı Cumhuriyet Halk Partisi Komisyon üyeleri olarak ayrıca Komisyona bildiriyoruz.
Teşekkür ediyorum.