KOMİSYON KONUŞMASI

EROL DORA (Mardin) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Öncelikle -konuşmama başlamadan önce- hepinizi sevgiyle ve saygıyla selamlayarak konuşmama başlamak istiyorum. Tabii, bugün bizler açısından çok önemli bir gün. Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Bu vesileyle ülkemizde ve bütün dünyada cinsiyet ayrımcılığının yok olması için başta parlamenterler olarak hepimize görev ve sorumluluklar düştüğüne inanıyorum. Biz şuna inanıyoruz: Bir yerde, bir ülkede veya dünyamızda kadınlar gerçek anlamda özgür, eşit olmadıkları sürece hiçbirimiz kendimizi özgür hissedemeyiz. Bu açıdan, bu anlamda yapacağımız yasal çalışmalarda da ve basında, yaşantımızda her anlamda kadınların erkeklerle eşit olmaları noktasında, zihniyetin bu anlamda değişmesi noktasında herkesin emek sarf etmesi gerektiğine inanıyorum. Bu duygularla bir kez daha bütün dünyadaki kadınların gününü tekrar kutluyorum.

Sayın Başkan, değerli Komisyon üyeleri; üzerinde görüşmekte olduğumuz kanun teklifinin 24'üncü maddesinde, teklif çerçevesinde değişiklik maddeleri doğrultusunda yürürlükten kaldırılması düzenlenen kanun maddeleri düzenlenmektedir. Biz de yaklaşık iki haftadır bu kanun teklifi bağlamında yürütülen Komisyon çalışmalarımız süresince, mevcut seçim mevzuatımız ve siyasi partilere ilişkin kanuni düzenlemeler içerisinde çağdaş dünyanın oldukça gerisinde bulunan kimi temel çarpık düzenlemelerin, demokratik bir siyasi yaşamın ülkemizde de yaşam bulabilmesi için yürürlükten kaldırılması gerektiğine dair görüşlerimizi sizlerle paylaştık.

Burada vermiş olduğumuz önerge bağlamında, üzerinde özellikle durduğumuz antidemokratik ve antiçoğulcu iki uygulamanın mevzuatımızdan çıkarılması ve konuyla ilgili düzenlemelerin daha makul ve demokratik ölçütlere uygun hâle getirilmesini öneriyoruz.

Birincisi, günlerdir burada altını çizdiğimiz yüzde 10'luk ülke geneli seçim barajı uygulamasıdır. Burada uzun uzun tekrarlar yapmak istemiyorum. Çeşitli konuşmalarımızda gerek ben ve gerekse diğer birçok arkadaşımız bu baraj meselesinin ülkemizin siyasi yapısında, seçmen iradesinin temsilinde ne gibi çarpıklıklara, adaletsizliklere ve haksızlıklara yol açtığını dolayısıyla dilimiz döndüğünce ifade etmeye çalıştık. Kaldı ki yüzde 10 gibi bir seçim barajının, halk iradesinin, millet iradesinin Parlamentoya yansımasını ne derece baltalayan, sekteye uğratan bir engel olduğunu anlatmamıza dahi gerek olmadığını düşünüyorum. Yani, şu Komisyon toplantımızda yer alan hiçbir milletvekili arkadaşımızın yüzde 10 seçim barajının demokratik bir yöntem olduğunu, çoğulcu bir yöntem olduğunu, temsilde adaleti sağlayan bir yöntem olduğunu savunabileceğini sanmıyorum. Bu çerçevede vermiş olduğumuz önergeyle, bu seçim barajı garabetinin ortadan kaldırılmasını talep ediyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ikinci olarak, en az yüksek seçim barajı kadar ülkemizde demokratik siyasetin gelişmesine engel olan, halk iradesinin, seçmen iradesinin parlamenter temsile yansımasını büyük oranda sınırlayan bir diğer çarpık ve çağın gerisinde uygulama ise siyasi partilerin seçimlere girme yeterliliğini düzenleyen ilgili kanuni düzenlemelerdir. Mevcut kanuna göre bir siyasi partinin seçimlere katılabilmesi için ülkesinin yarısından fazla ilde, yani en az 41 ilde teşkilatının bulunması zorunluluğu vardır. Şimdi bu uygulama muazzam derecede demokrasi karşıtı bir muhtevaya sahiptir. En az seçim barajı kadar antidemokratiktir ve en az seçim barajı kadar yurttaş iradesine saygısızlık anlamını taşımaktadır. Henüz bu yasa teklifi Meclise sunulmadan önce ve Komisyonumuzca gündeme alınmadan önce, 18 Ocak 2018 tarihinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi Araştırma Hizmetleri Başkanlığından bir talepte bulunmuştuk ve bu talebimiz doğrultusunda uzman arkadaşlar bir bilgi notunu tarafımıza ilettiler. Talebimizin içeriği şuydu: "Avrupa'da ve diğer çağdaş demokrasilerin güçlü olduğu ülkelerde siyasi partilerin seçimlere katılabilmeleri için gerekli şartlar nelerdir? Bu konuda bir bilgi notu hazırlayabilir misiniz?" demiştik. Ardından bize sunulan beş sayfalık bilgi notu şu an elimde, dilerseniz birer fotokopisini de sizlerle paylaşmaya hazır olduğumu ifade etmek istiyorum. Şimdi, demokratik ülkelerdeki bu konudaki uygulamaları Anayasa Komisyonunun ilk toplantısında, teklifin geneli üzerinde yaptığım konuşmamda bazı ayrıntıları da vererek sizlerle paylaşmıştım. İzninizle, kısaca örnekler vermek istiyorum. Örneğin Avusturya'da siyasi partilerin seçimlere katılabilmesi için üç milletvekilinin imzasıyla Ulusal Seçim Kurumuna kayıt yaptırmaları yeterlidir. Üç milletvekili imzası şartını yerine getiremeyen partiler ise eyaletlere göre 100 ile 400 arasında değişen sayıda seçmenin imzasıyla seçimlere girme yeterliliğini sağlayabilirler. Yine Belçika'da, İsveç'te, Polonya'da ve İsviçre'de yürürlükte bulunan uygulama bununla çok benzerdir. Danimarka'da yine benzer kolaylaştırıcı bir uygulama vardır. Fransa'da siyasi partilerin seçime girmek için kayıt yaptırmalarına dahi gerek yoktur. 1901 tarihli Dernekler Kanunu'na uygun olarak kurulmuş olmaları ve adayların kimlik bilgileriyle başvurmaları yeterlidir. İtalya'da siyasi partilerin seçimlere katılabilmeleri için kayıt yaptırmaları ve en az 1.500 seçmenin imzasıyla başvuruda bulunmaları şartı vardır. Norveç'te siyasi partilerin seçimlere girebilmeleri için zorunlu tutulan seçmen imza sayısıysa 5 bindir. En ağır şartlar Portekiz'dedir. Portekiz'de siyasi partilerin seçime katılabilmeleri için seçmen olma yeterliliğine sahip en az 7.500 kişinin imzasıyla başvuru yaparak Anayasa Mahkemesine kayıt yaptırmaları yeterli görülmektedir. Özetle, verdiğimiz örneklerden de anlaşılacağı üzere, siyasi partilerin ülke yönetimine talip olmak, farklı toplumsal kesimlerin temsiliyetini sağlamak, temsil ettikleri yurttaşların taleplerini Parlamentoda dile getirmek, çözümler geliştirmek için seçimlere girebilmeleri önünde Türkiye'dekine benzer antidemokratik bir uygulamayı Avrupa ülkelerinde görmek mümkün değildir. Dolayısıyla bizler de eğer ülkemizde millet iradesinin, yurttaş iradesinin, seçmen iradesinin doğru, adil ve hakkaniyet ölçüleri içerisinde temsil edilmesini arzuluyor isek, ülkemizde çoğulcu bir demokrasiyi mümkün kılmak istiyorsak bu ve benzeri engelleyici hükümleri bir an önce mevzuatımızdan ayıklamamız gerektiğine inanıyoruz.

Bu gerekçelerle, önergemizde de belirttiğimiz üzere, siyasi partilerin seçimlere katılabilmesi yönünde büyük bir engel olarak duran düzenlemelerin ortadan kaldırılmasını talep ediyor, bu duygularla tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.