KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET EMİN ADIYAMAN (Iğdır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Şimdi, doğrusu bu 16'ncı madde de 15'inci maddenin başka bir versiyonu diyebiliriz yani ittifakın başka bir versiyonla gerçekleştirilmesi çünkü bu düzenlemede seçimlere katılma yeterliliği olan herhangi bir siyasi partinin adayının yeterli olan bir partiden aday olarak gösterilmesine izin veren bir düzenleme.

Öncelikle, tabii, diğer, 15'inci maddeyle bağlantılı olarak bu da seçim ittifakı ekseninde düzenlendiği için temel mantık, mantalite mevcut ittifakın lehine, deyim yerindeyse her oyun ittifakın sepetine atılması açısından elden ne geliyorsa o yapılmaya çalışılmış bir düzenleme. Burada ittifaklar konusunda az önce geçti, seçime katılma yeterliliği olmayan bir siyasi partinin ittifak yapmasının önü kesildi, anlaşılır bir durum, en azından teklifi verenlerin mantığı açısından ancak burada seçime katılma yeterliliği olmayan bir siyasi parti üyesi zaten kendi partisi adına seçime katılmayacak, başka bir yeterliliği olan bir siyasi partiden aday gösterilecek ve seçilirse o şekilde seçilmiş olacak. Burada dahi yani kişi üzerinden bile, üyesi olduğu partinin seçime katılma yeterliliği şartını koşmak adil bir düzenleme değil. Seçim temsiliyeti açısından da doğru bir düzenleme değil. Aslında pratikte de bir anlamı yok. Yani eğer böyle bir düşünce varsa herhangi bir parti veya üyesinde, bu engeli aşmak için, partisi seçime girme yeterliliğine sahip değilse istifa eder, hiçbir partiye üye olmadan gider, ilgili partiden aday olur. Yani bunun pratikte aslında hiçbir anlamı yok.

Tabii, niye böyle bir düzenleme var? Az önce söylediğim gibi, 15'inci maddeyle bağlantılı bir düzenleme. Şimdi, burada, tabii, ittifakı yapan partiler kendi açısından, seçime ne kadar az parti girerse, ne kadar engel çıkarırsak bizim ittifak torbamıza o kadar çok oy girmiş olacaktır... Ama şunu belirtmek isterim: Ben, mevcut bu ittifak düzenlemesine karşı olmakla beraber, genel anlamda partiler arası demokratik ittifakların olmasının doğru olduğundan yanayım. Bu ittifakların olmasının demokratik, adil tarzda gerçekleşmesi doğru bir yaklaşım ancak bu düzenleme mantığıyla, bu düzenlemeyle varılmak istenen sonuçla -burada altını çizerek söylüyorum- teklifi yapan her iki siyasi parti açısından bir bumerang etkisi yaratacaktır. Bakın, bunu yaşayarak birlikte göreceğiz. Nasıl yaratacaktır? Hesap şudur: İttifak üzerinden küçük partiler vesaireyi biz devre dışı bırakıyoruz ya da ittifaklara zorlasak bile -yani ikinci bir sıkıntı- yüzde 10'luk baraj var, altında kalacaktır. Ama şu hesaplanmıyor: O küçük partiler ittifak yaptığı zaman bunun toplumda yaratacağı psikolojik etki var, kendi tabanında yaratacağı güven etkisi var ve bu etkiyle ve birden çok partinin ittifakı sonucu yürütülecek siyasi çalışmalarla teklif sahibi mevcut iki partinin düşündüğünün tam tersine onlardan oy götürecektir yani bumerang gibi dönüp kendilerini vuracak, bir.

İkincisi, başka bir handikap daha var, o da şu: Somut olarak onu ifade etmek istiyorum, X ve Y partileri ittifak yaptı. Şimdi, Cumhurbaşkanlığı seçiminde problem yok, yüzde 50+1'le Cumhurbaşkanı seçildi ama ittifakta düşünüldüğü gibi ya da var sayıldığı gibi, Cumhurbaşkanının ait olduğu parti Parlamento seçiminde çoğunluğu elde etmedi, örneğin X partisinin adayı Cumhurbaşkanı seçildi, yüzde 50,1'le seçildi ittifak oylarıyla ama Parlamentoya farklı bir tablo yansıyabilir, teorikman mümkün olan bir şey. Nedir o? Küçük diye kabul edilen parti ittifak içerisinde daha çok oy alabilir, Parlamentoda çoğunluğu ele geçirebilir ya da somut olarak MHP, AKP ittifakını düşündüğümüzde varsayalım ki Sayın Tayyip Erdoğan seçildi AK PARTİ'den ama ittifak sonucunda Parlamentoya yansıyan tabloda Milliyetçi Hareket Partisi AKP'den daha çok oy aldı ve Parlamentonun çoğunluğunu ele geçirdi. Mehmet Bey'le biz az önce de tartışmıştık bu konuyu. E, şimdi ne oldu? Teorikman ya da yapılan ittifakta hesap, büyük parti olan AKP hem Cumhurbaşkanlığını alacak hem Parlamentoda çoğunluğu. E, şimdi tersi oldu, Cumhurbaşkanlığını aldı, tamam da Parlamentoda çoğunluğu Milliyetçi Hareket Partisi aldı. E, bu ittifak ilelebet sürmeyeceğine göre, her iki partinin kendisine göre bir politikası, ideolojisi, stratejisi var; bu, sistemi tıkayan bir durum. Ne olacak? Cumhurbaşkanının önünde bir tek yol kalır, ya Parlamentoyu feshedip yeniden seçime gitmek ya da tersine. Böyle bir çatışma durumunda, anlaşmazlık durumunda muhalefetteki partilerin birleşip bu sefer onların Parlamento ve Cumhurbaşkanlığı seçimi için yeniden seçime gitmeleri gerekecek. Yani bir bütün olarak teklife baktığımızda ciddi sakıncaları olan, şeklen... İstikrar düşünülüyor ama tam tersine, istikrarsızlığı getirebilecek olasılıklar var. Sonuçta teorikman biz bu varsayımı söylüyoruz ama pratikte gerçekleşmesi olası bir durum, en azından ileriki seçimlerde. Başka olasılıklar da var. İttifakın adayı Cumhurbaşkanı seçilebilir ama muhalefetteki ittifaklar bu sefer Parlamentoda çoğunluğu sağlayabilir.

Dolayısıyla, böyle tek boyutlu, bütün düzenlemeyi mevcut AKP-MHP ittifakı üzerinden kurgulamak ve düzenlemeyi bu mantık üzerinden yasalaştırma girişimi oldukça sakıncalı ve dediğim gibi -bir not olarak düşüyorum- böyle bir bumerang etkisi yaratıp... Ki halkımızın sağduyusuna biz güveniyoruz, biliyoruz, geçmişte de bunun örnekleri var. 2000'li yıllarda üç partinin koalisyonunda bir anda üç partiyi de baraj altında bırakan bir sağduyuya sahip bu seçmenimiz. Dolayısıyla bu yönüyle de bu düzenlemenin yine pratik anlamda olumlu sonuçlar vermediğini düşünüyorum.

Tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum.