KOMİSYON KONUŞMASI

EROL DORA (Mardin) - Teşekkürler Sayın Başkan.

16 Nisan 2017 Anayasa değişikliği referandumu Türkiye siyasal sistemine önemli etkiler edecek birçok farklı dinamiği de beraberinde getirmiştir. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi yeni bir yönetim sisteminin ötesinde anlamlar taşımaktadır. Bu yeni sistem her şeyden uzun vadede siyasal kültürü yeniden şekillendirecektir. Bunun özünde parti sisteminin dönüşümünden toplumun oy verme davranışına kadar çok farklı boyutlar yer almaktadır. Yeni siyasal kültürün en önemli dinamiklerinden biri de seçimlerde partiler arasında ittifak ve iş birliğine gitmenin gerekliliğinin oluşmasıdır. Partiler arasında ittifakı gündeme getiren realite, hükûmeti kuracak olan cumhurbaşkanının seçimleri kazanabilmesi için yüzde 50'nin üzerinde oy alması zorunluluğuyla doğrudan ilintilidir. Dünya örneklerinde hem parlamenter hem de başkanlı siyasal sistemlerde seçim ittifaklarına sık sık başvurulduğunu hep birlikte takip ediyoruz. Tabii, partiler arasında ittifak kurmanın farklı yol ve yöntemleri bulunmaktadır. Seçim ittifakları bir açıklama yoluyla seçimler öncesi ve sonrasında beraber çalışacağını deklare etme, ortak bir platform çatısı altında seçimlere gitme ya da ortak bir liste altında seçim adaylarını belirleme şeklinde tezahür edebilmektedir. Bunun yanı sıra, siyasi partilerin seçimde iş birliği yapacaklarını açıklamaları ise seçim sonrasında hükûmeti birlikte kuracaklarını duyurmaları ya da bu iş birliğini yasalaştıracak tek bir liste altında seçime gitmeleriyle de mümkün olmaktadır. Seçim ittifakında görülen başka bir uygulama modeli ise bir partinin diğer parti ya da partiler lehine bazı bölgelerdeki seçimlerden çekilme kararını kamuoyuna açıklamasıdır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle belirtmeliyiz ki biz Halkların Demokratik Partisi olarak seçim öncesinde veya seçim sonrasında iki veya daha fazla siyasi partinin demokrasi kültürü içerisinde ittifak kurmasına karşı bir pozisyonda değiliz; bilakis, ortak toplumsal sorunlarımızın çözümünde farklı toplumsal kesimlerin demokratik zeminde iş birliği yapmalarından yana olduğumuzu belirtmeliyiz. Kaldı ki siyasi partilerin veya farklı siyasi platformların çeşitli sorunların çözümü bağlamında ortaklaşması olarak ittifaklar meselesi, çağdaş dünyanın demokrasi tarihinde, demokrasi birikiminde önemli bir yer tutmaktadır. Örneğin, çeşitli istatistiki kaynaklardan edinebildiğimiz kadarıyla, 2001-2011 yılları arasında dünya genelinde yapılan 147 Cumhurbaşkanlığı seçiminin çok büyük bir bölümünde ittifaklar sonuç üzerinde belirleyici olmuştur. Parlamenter sistemle yönetilen 23 ülkede 1946-2002 yılları arasında gerçekleştirilen 364 parlamento seçimi incelediğinde bu seçimlerin 240'ının sonuçlarının seçim öncesi ittifaklara göre şekillendiğini görmekteyiz. Aynı şekilde, söz konusu tarihler arasında koalisyon hükûmetlerine katılan 144 partiden 38'inin seçim öncesi ittifak kurduğu ortaya koyulmuştur dolayısıyla seçim öncesi ittifaklar hem parlamenter hem de başkanlık sistemlerinin bulunduğu ülkelerde yaygın biçimde görülmektedir.

Değerli milletvekilleri, şimdi bu üzerinde görüştüğümüz kanun teklifi metninde önerilen siyasi partilerin ittifak ederek seçimlere katılmalarının esaslarını düzenleyen yasal değişikliklere ilişkin şunları söyleyebiliriz. Tabii şunu tekraren belirtmekte fayda görüyorum: İki siyasi partinin normal koşullarda genel seçimlere henüz yaklaşık iki yıl gibi bir süre var iken olası seçimlerde ittifak yapacaklarını kamuoyuna şimdiden deklare etmelerinde bir beis bulunmamaktadır. Yine iki siyasi partinin bu ittifak hukukuna ilişkin bir kanun teklifi hazırlaması yasama sürecinin de aynı zamanda doğal bir sonucudur. Buna karşın özellikle eleştirel yaklaştığımız noktalar şunlardır: İttifak kuracağını belirten söz konusu iki siyasi parti kuracakları ittifakın bir millî ittifak olduğunu sürekli biçimde kamuoyuna deklare etmektedirler. Bu yaklaşım "millî" kavramının ve içerisinde "millî" ya da "millet" geçen diğer daha birçok kavramın sorgulanmasını getirmektedir. "Millet" dediğimiz bu ülke yurttaşlarının bütününe atfen söylenen bir kavram ise kurulacak ittifakın millî bir ittifak olduğu yaklaşımı sorunlu durmaktadır. Zira, "millet" kavramı AKP ve MHP'ye oy verenlerin toplamından ibaretmiş gibi bir intiba yaratmaya çalışmak toplumu kutuplaştırmaktan, toplum içerisine yeni fay hatları açmaktan başka bir sonuca yol açmayacaktır.

Değerli milletvekilleri, kanun teklifiyle ittifak eden siyasi partilere âdeta bir pozitif ayrıcalık tanınarak seçim barajından muaf tutulmaları doğrudan bir adaletsizliğe yol açmaktadır. Hâlihazırda zaten siyasi partiler arasında ve yurttaş iradesi bağlamında önemli bir haksızlığın sürüp gitmesine neden olmaya devam eden yüzde 10'luk seçim barajına dokunulmuyor oluşu, bu yasa teklifinin demokratik ve çoğulcu bir siyasi yapıyı hedeflemediğini açıkça ortaya koymaktadır.

Diğer taraftan, seçim sürecinde oy kullanma, sayım ve döküm sürecinde ittifak kuran partiler lehine olacak biçimde geçersiz sayılması gereken sütundan taşan oy mühürlerinin ittifak kurmadan seçime katılan ya da bağımsız adaylar olarak seçime katılanların aleyhine olacak biçimde geçerli kabul edileceğine ilişkin düzenleme de yine ittifaklar lehine bir haksızlığın önünü açmaktadır.

Demokratik ilkeleri referans alarak yapılacak yasal düzenlemelerin halklarımıza, yurttaşlarımıza ve ülke itibarımıza katkı sunacağını, bunun aksine antidemokratik yaklaşımlarla kaleme alınan kanun metinlerinin ise bu ülkeye bir o kadar zarar getireceği kanaatimizi bir kez daha yineliyor, tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ederim.