KOMİSYON KONUŞMASI

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Teşekkür ediyorum Değerli Başkanım.

Ben de bütün arkadaşlarımızı hürmetle selamlıyorum, yeni komisyon üyelerimize de hayırlı olsun diyorum.

Değerli arkadaşlar, teklifin çerçeve 9'uncu maddesi ile 11'inci maddesi arasında hakikaten bir irtibat var, doğru. Dün akşam 9'uncu maddeyle ilgili görüşlerimizi burada ifade etmiştik; aslında, detaylı bir konuşma oldu hakikaten, inşallah, bence yararlı da bir konuşma oldu.

Şimdi, 11'inci maddede tekrar aynı şeyler ifade edildi, açıklığa kavuşması bakımından bazı hususlar tutanağa geçsin diye söz almış bulunuyorum.

9'uncu madde, 298 sayılı Kanun'un 98'inci maddesini düzenliyor, çerçeve 11'inci madde ise 101'inci maddeyi düzenliyor. 98'inci madde zarflarla ilgili düzenlemelere, 101'inci madde ise oy pusulalarıyla ilgili düzenlemelere ayrılmış, dolayısıyla birbirinin mütemmim cüzü mantalite olarak, mantık olarak.

Burada, tabii, bir kavram seti oluşturulmasına dikkat ediliyor bazı arkadaşlar tarafından, bir torba kanun mantığı içerisinde bir torba konuşma gibi birçok suçlayıcı ifadeler ortaya konulmak suretiyle kafada oluşturulmak istenen şüphelere, müphemiyetlere bir gerekçe oluşturulmak arzu ediliyor ama gerçek bundan farklı. Zira, bugüne kadar -dün de ifade edildiği gibi- hiçbir şekilde 16 Nisanda da, daha öncede de şaibe karışan bir seçim söz konusu değildir, Yüksek Seçim Kurulunun kararları da kanuna, hukuka, meşruiyete uygun kararlardır, bu konuda bir tereddüt söz konusu değildir.

Zarflarla ilgili 3 tane şart söz konusudur: Bir, Yüksek Seçim Kurulunun filigranını taşıması lazım; iki, amblemini taşıması lazım; üç, ilçe seçim kurulunun mührünü taşıması lazım. Bunlar yanında bir de sandık kurulunun mührü de şart olarak 98'inci maddede dercedilmiş. Bu asıl olan hükümdür, düzenlemedir.

Bununla beraber, sehven veya kasten hata olabilecek bazı ihtimaller uygulamada gözetilmek suretiyle, şöyle bir durum söz konusu olduğunda, her türlü şartı haiz bulunmakla beraber, başka hiçbir şaibe de olmamak kaydıyla, sandık kurulunun zarflara veya oy pusulasına mühür vurmayı unutması durumunda sonuç ne olacak, seçmen iradesi çöpe mi atılacak, geçersiz mi sayılacak?

BAŞKAN - Sayın Akbaşoğlu, kusura bakmayın, 9'uncu maddeyi geçtik.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - 11'inci maddeyle ilgili konuşuyorum.

BAŞKAN - Şöyle: 11'inci maddeyi konuşuyoruz ama ben diğer milletvekili arkadaşları da uyarıyorum madde gündemine ilişkin, 9'uncu maddeyi geçtiğimiz için 11'inci maddeyle ilgili görüşelim.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Tamam.

Konuşmacı arkadaşlarımız da 9 ve 11'le ilgili kıyası ve beraberliği ortaya koydukları için, ben de bir bütün içerisinde ikisini birden ele aldım; 9'uncu maddedeki mantık ne ise 11'inci maddedeki mantık da o. Dolayısıyla, Yüksek Seçim Kurulu tarafından gönderilen ve filigranlı olan oy pusulalarının sehven... Mesela 100 tane pusula gelmiş, bunların teker teker arkasına mühür basılıyor. Diyelim ki 1 tanesi yapıştı ve mühür atlandı; 99'u mühürlü, 1 tanesi mühürsüz. Bu, tutanakla, zaten kaç tane geldiği, kaç tane oy kullanıldığı, kaç tane arttığı, orada bulunan bütün heyet tarafından resmî olarak kayda geçiyor, sayılıyor, çiziliyor, not alınıyor vesaire ilgili dokümanlarda, ilgili belgelerde. Dolayısıyla, burada sehven atlanabilecek olan birtakım oy pusulalarının, seçmen iradesini çöpe atmamak bakımından, nazarı dikkate almak bakımından, bu ihtimali karşılamak üzere düzenleme yapılmış. Dolayısıyla, burada herhangi bir hile, bir istismar, bir art niyet, bir kötü niyet asla söz konusu değil.

BAŞKAN - Sayın Akbaşoğlu, toparlayın lütfen.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Dolayısıyla, uygulamadan da hareketle, bütün seçmen iradesinin doğru bir şekilde, demokratik bir şekilde sandığa yansıması ve geçerliliğini muhafaza etmesine ilişkin doğru ve isabetli bir düzenleme olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunu hatırlatmak istedim.

Teşekkür ederim.