| Komisyon Adı | : | ANAYASA KOMİSYONU |
| Konu | : | Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2137) (Alt komisyon metni) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 05 .03.2018 |
AKIN ÜSTÜNDAĞ (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şimdi, tabii, bu maddede gerçek amacın ne olduğu anlaşılıyor. Yani bu "cumhurbaşkanlığı sistemi" dediğiniz aslında başkanlık sisteminin kötü bir versiyonunda yasama, yürütme ve yargı erklerinin tek bir kişide toplandığını, bunun da demokrasiye aykırı olduğunu ifade etmiştik. Burada fiilî olarak yasama ve yürütmeyi aynı zarfa koyarak aynı zamanda da bir yönlendirme amaçlandığını özellikle görüyoruz. Niye cumhurbaşkanlığı seçimleri ile milletvekilliği seçimlerine ilişkin oy pusulaları aynı zarfa konulur? Bu, biraz önce 4'üncü maddede ve ondan önceki 3'üncü maddede, cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliğine ilişkin oy pusulalarının aynı zarfa konmasından dolayı daha nitelikli kamu görevlileri olması gerektiği için kamu görevlilerinin sandık başkanı olması gerektiğine ilişkin bir gerekçe vardı. Burada, aslında zarfa koyarken değil nitelikli olmak, zarftan çıkanı sayarken lazım yani kamu görevlisi olması isteniyorsa veya sandık görevlilerinin daha nitelikli olması isteniyorsa bu, oyları zarfa koyarken değil, oyları zarftan çıkarıp sayıp sandık sayım ve döküm cetvellerine işlenmeyle ilgili. Burada gerçekten dışarıda hiçbir soru işareti, eksik oy bırakmamayı amaçlayan bir tarzla karşı karşıyayız; bunu özellikle belirtmek isterim.
Burada tabii, aynı zarfa konulması demek aynı zamanda seçimi vatandaşın aynı anda yapması demek yani cumhurbaşkanı adayını oy atarak belirleyecek, milletvekilliğine ilişkin partisine oy atacak veya ittifaka atacak veya tercihte bulunacak. Bunu aynı anda yapması, aynı zarfa konulması, işte, "Cumhurbaşkanını bizim partiden seçtiysen milletvekilini de bizim partiden seç." Tersi de olabilir, "Genel seçimde bize oy verdiysen cumhurbaşkanlığı seçiminde de bize oy ver." Bu şekilde aslında çok farklı mahiyetleri olan ama aynı yere oy verme gibi bir yönlendirmeyi burada görüyoruz. Bu, demokratik açıdan, seçim hukuku açısından son derece sıkıntılı bir durum; bunu özellikle belirtmek isterim.
Değerli arkadaşlar, bu maddelere böyle girdikçe aslında biz burada neyi görüyoruz biliyor musunuz? Seçimi kaybetme korkusunu görüyoruz. Bütün maddelerde "Az oyla seçim kaybetmeyelim." "Seçimi biraz daha fazla oy nasıl alabilirsek en küçük ayrıntıyı değerlendirelim." "Yönlendirilmesi gereken bütün yerleri yönlendirelim." "Kamu görevlilerini belirleyelim..."
OKTAY ÖZTÜRK (Mersin) - Akın Bey, böyle devam etsinler, uyarma bunları ya!
AKIN ÜSTÜNDAĞ (Muğla) - "Bunları" derken sizi katmadınız galiba Oktay Bey.
OKTAY ÖZTÜRK (Mersin) - Evet, bizi de işte, uyarma, ne güzel işte, senin için çalışacağız ya!
AKIN ÜSTÜNDAĞ (Muğla) - Şimdi, biz tabii, doğrusunu ortaya koymak zorundayız yani "sen" "biz" diye değil, bunu sadece bir seçim olarak düşünüyorsunuz ama aslında bundan sonraki uygulanacak seçimlerde de bunlar devamlı uygulanacak. Yani burada amacın gerçekten bir korkudan kaynaklanan, panik havasında yapılan şeyler olduğunu görüyoruz. Bunlara gerek yok, ne gerek var ya; adam gitsin, önce hangisine atacaksa atsın, kabinine girsin, atsın sandığa, hem sandıklar da daha güzel sayılır... Böyle 1 santim, 25 santim, onları da koymanıza gerek yok. Büyük ihtimalle büyüteceksiniz o şeyi. Çünkü o zarfı, iki pusula olan zarfı oraya atmak zor ya, o deliği biraz daha büyütelim, duruma göre halledelim diye, onu bile düşünmüşsünüz.
BAŞKAN - Arkadaşlar, arkadaşlar, lütfen, komisyonun insicamını bozmayalım.
AKIN ÜSTÜNDAĞ (Muğla) - Hakikaten komik ve gülünç bir duruma düşüyorsunuz. Arkadaşlar, hakikaten ya... Bu kadar da olmaz.
Ben tebrik ediyorum, bu kadar ince ayrıntıyı nasıl düşünebildiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Üstündağ, bir saniye...
Evet, buyurun.
AKIN ÜSTÜNDAĞ (Muğla) - Santim santim hesaplanmış bir kanunu görüşürken santim santim de konuşuyoruz.
BAŞKAN - Evet ama önünüzü açıyoruz farkındaysanız sürenizi kısmıyoruz. Demokrasiyi işletiyoruz.
AKIN ÜSTÜNDAĞ (Muğla) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Ben aslında sözlerimi tamamlamıştım.
Ben tebrik ediyorum, bu kadar ayrıntılı düşünebilmişsiniz. Ama korkunun ecele faydası yok. Bu tür ufak hesaplar her zaman Bağdat'tan döner.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.