KOMİSYON KONUŞMASI

EROL DORA (Mardin) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Maddeyle 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'un "görev ve yetkileri" başlığını taşıyan 14'üncü maddesinde değişikliğe gidilmesi öngörülmekte ve Yüksek Seçim Kurulunun görev ve yetkilerine dair 3 yeni bent, madde metnine eklenmektedir.

Maddeye eklenen 15'inci bentte Yüksek Seçim Kuruluna seçim türüne göre sandık bölgesi seçmen sayısını belirleme yetkisi verilmektedir. Bu yetkinin Yüksek Seçim Kuruluna verilmesinde bir sakınca bulunmamaktadır. Ancak sandık bölgesi seçmen sayısının hangi usul ve esaslara göre yapılacağı, ülke genelinde belirli bir standarda göre mi yapılacağı, yoksa il ve ilçeler düzeyinde farklı uygulamalara gidilip gidilmeyeceği gibi hususlar madde metninden anlaşılmamaktadır. Bu bağlamda, sandık bölgesi seçmen sayılarının hangi usul ve esaslara göre tespit edileceğine dair şeffaf, somut ve açıklayıcı ibarelerin madde metninde yer bulması elzemdir.

Kanun teklifiyle madde metnine eklenmesi öngörülen 16'ncı bentte, seçim güvenliği açısından gerekli görülmesi durumunda, vali veya il seçim kurulu başkanının oy verme gününden en geç bir ay önce talepte bulunması hâlinde o yerdeki sandıkların en yakın seçim bölgelerine taşınmasına, sandık bölgelerinin birleştirilmesine, muhtarlık seçimleri hariç olmak üzere seçim bölgelerinin birleştirilmesi ile seçmen listelerinin karma şekilde düzenlenmesine ve bu hususların ilanına karar verme yetkisi verilmektedir. Öncelikle belirtmek gerekir ki seçimler siyasi partiler tarafından yüksek yargının denetimi altında yapılmaktadır. Merkezî hükûmet tarafından atanarak görev yapan mülki idare amiri olarak valilerin seçim süreçlerine doğrudan müdahale etmesi, bu temel ilkeyi ortadan kaldırmaktadır. Valilerin seçimlere dair karar süreçlerinde böylesine hassas konularda yetkilendirilmesi öncelikle seçimlerin tarafsızlığına gölge düşürecektir. Ayrıca, bu maddenin Halkların Demokratik Partisinin güçlü olduğu bölgelere yönelik özel bir düzenleme olduğu her hâliyle anlaşılmaktadır.

Daha önceki seçim deneyimlerinde de görüldüğü üzere, sandık taşıma ve sandık bölgesi birleştirme talep, iş ve işlemlerinin neredeyse tamamı doğu ve güneydoğu bölgesinde gerçekleşmiştir. Buna ek olarak, seçmenin oyunu yerinde, güven içinde kullanmasını sağlamak seçim kurullarının tabii görevlerinden biridir.

Hepimizin bildiği ve tahmin edileceği üzere, sandıkların taşınması, seçmenin sandığa erişimini güçleştirmekte ve çok sayıda vatandaşımızın oy kullanmamasına sebebiyet vermektedir. Seçmenlerin sandığa gidememesi, iradelerinin sandığa yansıyamamasına neden olacak, bu durumda temel bir anayasal hak olan seçme hakkı da açıkça ihlal edilmiş olacaktır. Bu temelde YSK'nın bugüne kadar verilmiş çok sayıda sandık taşıma ve birleştirmeye dair iptal kararının mevcut olduğunu da bilmeliyiz.

Maddede belirtilen karma seçmen listesi oluşturma, bir önceki madde de belirttiğimiz üzere, seçmen kaydırmaya ve seçmen denetimini ortadan kaldırmaya zemin hazırlayacaktır.

Maddede valilere verilen yetkinin sınırının belirsiz ve muğlak olması ise suistimale açık ve keyfî uygulamalara sebebiyet verecektir.

Tüm bu gerekçelerle bu düzenlemenin madde metninden çıkarılması gerektiğini düşünmekteyiz.

Teklifle maddeye eklenmesi öngörülen 17'nci bentle, hastalığı veya engeli sebebiyle yatağa bağımlı olan seçmenlerin, muhtarlık seçimleri hariç, oy kullanmalarını sağlamak için seyyar sandık kurulu kurulmasına, oy kullanılmasına, sayım ve döküm ile birleştirme işlemlerine ilişkin usul ve esasları belirleme yetkisi Yüksek Seçim Kuruluna verilmektedir. Bu düzenleme, yerinde bir düzenlemedir. Yurttaşların hastalık veya engel durumlarının seçme haklarına, oy kullanmaya engel olmaması önemli bir uygulama olacaktır. Ancak gerek bu durumda bulunan yurttaşların tespiti ve gerekse oy kullanma işlemlerinin sağlıklı yürütülmesi ve herhangi bir suistimale ya da keyfiyete meydan verecek durumların da engellenmesi gerekir. Bu nedenle, buna ilişkin usul ve esaslara dair kanun metnine bazı kriterler getirilmesi elzemdir. Örneğin, engellilik hâlinin, hastalık hâlinin ne şekilde belgelendirileceği, hastalık ve engellilik durumunun seçimlerden kaç gün önce tespit edileceği, oy kullanma işleminin seçmenin evinde mi gerçekleştirileceği, hastane ortamında kalması gereken vatandaşların bu haktan ne şekilde faydalandıracağı, oy kullanma işlemi konusunda hasta ve engelli yurttaşa yapılabilecek oy tercihine dair olası telkinlerin nasıl engelleneceği gibi noktalar belirsiz bırakılmamalı ve belli asgari kriterler madde metninde yer almalıdır.

Diğer taraftan, engelli ve yatağa bağımlı vatandaşlarımızın oy kullanmasını sağlamakla görevli olacak olan gezici sandık kurullarının nerede kurulacağı, bu sandıklara ait oy pusulası ve zarflara sandık kurulu mühürlerinin nerede gerçekleşeceği, bu sandıklarda kullanılan oyların nerede ve nasıl sayılıp döküleceği, sayım ve döküm işlemlerinde siyasi parti müşahitlerinin hangi biçimde görev alabileceği, o sandıkta adı bulunan seçmene oy kullanma saatleri içerisinde ulaşılamadığı takdirde veya oy kullanma saati sona erdiğinde o sandıkta oy kullanması gereken engelli seçmenlerin henüz tamamının oy kullanmadığı tespit edildiğinde nasıl bir işlem yapılacağı gibi daha da uzatılabilecek bir sürü belirsiz ve muğlak alan bulunmaktadır.

Bu bağlamda, hem madde metni bu sorulara asgari düzeyde cevap sunabilen bir çerçeveye kavuşturulmalı hem de bu konuda YSK'nın temsilcileri Komisyonumuza bilgi vermelidir.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.