| Komisyon Adı | : | ANAYASA KOMİSYONU |
| Konu | : | Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2137) (Alt komisyon metni) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 05 .03.2018 |
AKIN ÜSTÜNDAĞ (Muğla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Maddelere geçildi ama burada büyük bir usulü hata yapıldı. Öncelikle ilk teklif sahiplerine söz verildi, doğrusu bu, ilk teklif sahipleri konuştu. Ondan sonra, onların konuşmalarına ilişkin bazı konuşmalar oldu. Konuşmalar devam ederken... Alt komisyon kurulmasıyla ilgili, tabii daha önce anlaşılmış, ona diyeceğimiz bir şey yok, tabii ki alt komisyona gitmesi gerekirdi ve nitekim gitti ama alt komisyona gitmeden "Maddeler üzerindeki görüşmeler tamamlandı." dedi Sayın Başkan. Şu anda yok o yöneten Başkanımız. Burada biz dedik ki: "Ya, alt komisyondan gelmeden görüşmeler bitmiş olamaz çünkü alt komisyondan gelecek olan son durumu bilmiyoruz." Biraz önce Sayın Gök'ün de dediği gibi, belki alt komisyondan maddelerin bazıları değişerek gelecek, belki de bazı maddeler Anayasa'ya aykırı görülecek, onun üzerine olan komisyon raporunu maddeler içerisinde nasıl değerlendirebiliriz? Asıl alt komisyon raporu geldikten sonra. Anayasa'ya aykırılıklar ki ilk önce görüşülmesi gereken, ilk önce halledilmesi gereken, ondan sonra da geneli üzerindeki alt komisyon raporu, ondan sonra da maddelerin görüşülmesine geçilmesi gerekiyordu. Nitekim arkadaşlara sordum, "Anayasa'ya aykırılıkla ilgili önergeyi niye vermiyoruz?" Dediler ki "Alt komisyondan gelsin rapor, ondan sonra vereceğiz."
Bakın, Anayasa'ya aykırılıkla ilgili bile önergeyi biz şu anda, bu toplantının başında vermiş olduk. Niye? Çünkü alt komisyon raporu gelecek, ona göre görüşmeler, genel görüşmeler devam ettiği için, Anayasa'ya aykırılığı da burada verdik.
Başkan aslında yanlış içerisinde doğru bir şey yaptı. "Maddelere geçildi." demesine rağmen, bizim verdiğimiz Anayasa'ya aykırılığı oylattı. Bu konuda konuşmaları yaptırdı ve oylattı. Aslında bu, doğruydu. Çünkü fiilen maddelere geçilmemişti. Nitekim, Anayasa'ya da aykırılığı oylattınız. Maddelere, tabii, Anayasa'ya aykırılığı oylattınız, Sayın Başkan oylattı, o doğrudur çünkü fiilî olarak maddelere geçilemez.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bunu niye söyledim? Neyi nerede konuşacağımızı bu Komisyonda şaşırmaya başladık. Geneli üzerinde mi konuşacağız, Anayasa'ya aykırılık mı konuşacağız, madde mi konuşacağız? Bir oldubittiyle, bir şark kurnazlığıyla yönetilen bir Komisyon hâline geldik. Bu, Cumhurbaşkanlığı sistemiyle ilgili olan şeylerde başladı, referandumla ilgili ve böyle devam ediyor, yani bu acele nedir? Aslında benim söyleyeceğim de çok uzun değildi, o sözü bile alamadım. Yani şu söyleyeceğimiz söz, Anayasa'ya aykırılıkla ilgiliydi. Nerede konuşuyorum ben bunu? 1'nci maddede konuşuyorum. Niye? Çünkü konuşamadım. Hâlbuki Başkanın konuştuğu sözlerin onda 1'ydi, ben bu kadar konuşacaktım. Değerli arkadaşlar, Anayasa'ya aykırılıkla ilgili bunun mutlaka değerlendirilmesi gerekiyordu. Özellikle Anayasa'nın 67'nci maddesine direkt olarak aykırı; temsilde adalet. Bu, teklifin bence en sıkıntılı yeri. Baraja takılan bir veya birkaç partinin genel oya ilave edilerek barajı geçme gibi bir durumu söz konusu. Burada sıkıntı ne, Anayasa'ya aykırılık ne? İttifak oylarında ciddi sıkıntı var. Parti oyları ittifak içerisinde ayrı ayrı basılabiliyor ama aynı zamanda da her 2 parti dışında, herhangi bir bölüme, sadece o partiye atılmamış olması yeterli, mühür basılabiliyor ve geçerli hâle gelmiş olabiliyor. Peki, bu oyu kullanan seçmen ne demek istedi? İradesi nedir? "Ben MHP'ye vermem, CHP'ye de vermem, AKP'ye de vermem, HDP'ye de vermem." diyor, ittifak olan yere veriyor. Bu nereye vermiş oldu şimdi? Bu vatandaşın iradesi nedir? Bu teklifte bu nasıl çözülmüş? Diyelim ki üçte 1'i aldı bir parti, üçte 2 de bir parti aldı ittifakta. 3'e bölüyor ittifak oyunu; üçte 2'sini bir partiye, üçte 1'ini bir partiye. Yani, garabeten bölüştürüyor.
Anayasa'ya aykırılık burada. Seçmenin iradesinin nereye gittiğini, bu kanunla o iradeyi belirlemek mümkün değil. Bu, akıl almaz bir yöntem. Böyle bir ittifak oyu mümkün değil arkadaşlar. 3 tane parti olduğu zaman ne olacak ittifakta? 4 tane olduğu zaman ne olacak? Yani, barajı geçmek ayrı bir problem, Anayasa'ya aykırılık orada var, temsilde adalette var, bir de burada temsilde adalette bir sıkıntı var. Oyun kimin olduğunu bir siyasi irade yani yasanın şeyiyle belirlemiş oluyoruz. Bu son derece tehlikeli bir durum. Bunun kesinlikle olmaması gerekir.
Şimdi değerli arkadaşlar, 1'inci maddeyle ilgili baktığımız zaman, seçmenlerin... İnsan her maddede düşünüyor biliyor musunuz, yani bunu niye getirmiş olabilir diye, çünkü hep altında bir şey arıyorsunuz ya. Aslında o kadar net belli oluyor ki. Aynı binada oturan seçmenleri ayırıyorsunuz. Niye? Niye olabilir yani, niye ayrılabilir? Bir soy isimli 5 seçmenli bir aile, aynı apartmandaki diğer ailelerden niye ayrılır? Var mı bunun bir mantığı? Tek bir mantığı var. Oyunu tespit edersiniz. Oyunu tespit etmek için, nereye oy attığını tespit etmek için bulunmuş bir yöntem. Yani her apartmandaki CHP'ye oy verenleri veya ne bileyim, Doğru Yol Partisine oy verenleri -hep kendimizden örnek vermeyelim- mesela DSP'ye oy verenleri, hemen orada tespit edebilme...
BAŞKAN - Doğru Yol yok.
AKIN ÜSTÜNDAĞ (Muğla) - Şu anda ittifaklar kurulmadı Başkanım, daha yok diye bir şey yok yani, bunlar şeye girebilir.
MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - Önemli yani bu, kayıtlara geçsin.
AKIN ÜSTÜNDAĞ (Muğla) - Bizim için söylemiyorum, başka, kendi içlerinde de yapabilir.
Sayın Parsak, her şeyden bir anlam çıkarmayalım. Çünkü sistik olduk, yani herkes sistik oldu, her kelimeden bir anlam...
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) - Parsak hep niyet okuyor zaten.
AKIN ÜSTÜNDAĞ (Muğla) - Şimdi, bu da ayrı bir uyanıklık. Şimdi, burada da ayrı bir uyanıklık var. Şimdi, ittifak kurma iradesi bir tarafa, diyelim ki zaten geçireceksiniz öyle gözüküyor, ittifakı kurdunuz, 2 oldu, 3 oldu, bir de ayrı bir şey yapıyorsunuz: İttifaka zorlama. İttifaka girmek durumundasın. Bunu tercihe de bırakmıyorsunuz aslında. Çünkü oyları topluyorsunuz ya, bir ildeki oylar ittifak toplamı. Biraz önce söylediğim, nereye basıldığı belli olmayan, hangi partiye daha doğrusu, basıldığı belli olmayan oylar...
OKTAY ÖZTÜRK (Mersin) - Zorluyorum, kafayı zorluyorum, bu nereden buluyor falan diye. Vallahi helal olsun, sizi tebrik ediyorum.
AKIN ÜSTÜNDAĞ (Muğla) - Seçmenin oyunun kümülatif olarak ittifak partileri tarafından toplanıp başka yere gidebilecek olan milletvekilliğini D'Hondt sistemine göre o ittifakın içerisinde daha avantajlı pozisyona getirmek. Biz bu avantajdan yararlanıyoruz, siz de ittifak yapın yararlanın gibi bir zorlama var. Bu da son derece seçmenin iradesini çeşitli hesaplama yöntemleriyle, çeşitli kurallarla ortadan kaldırmak, değiştirmek anlamına gelebilir.
Burada aslında her konu başka bir konuyu açıyor. Aslında bunu söylemeyecektim, sataşma olunca Parsak tarafından, söylemek zorunda kaldım "Yani ittifak yapmak zorundasınız ha, yoksa milletvekillerini her yerde birer fazla alabiliriz." Yani böyle bir zorlama, gerçekten, demokrat düşünen bir insana yakışamayacak bir şey. Yakışamayacak diyorum çünkü yanlışlık da değil, bilerek yapıldığı için bunu söylüyorum. Değerli arkadaşlarım, bunu yapmayın, seçmen nereye oy vermek istiyorsa oraya versin. İttifak yasası mı yapacaksınız, barajı kaldırın veya cüzi bir hâle getirin, ittifakı öyle yapın. Oyları toplayıp toplam üzerinden milletvekili bölüştürme ve onun içerisinde de tekrar ittifak partileri içerisinde birleştirme gibi değişik değişik varyasyonlara bence kimse girmemeli diye düşünüyorum.
Değerli arkadaşlarım, sandık güvenliğiyle ilgili, gerçekten, bu teklifte sıkıntılar var. Dedim ya, 1'inci maddede hangisini konuşacağımı şaşırdım, 1'inci maddeyi mi konuşacağız, genelini mi konuşacağız...
BAŞKAN - Şimdi, Sayın Üstündağ, aslında bu konuştuklarınızın hepsinin kendi maddesi var, o maddelerde de zaten bunları müzakere edeceğiz. Şimdi 1'inci madde üzerinde siz her şeyi söylüyorsunuz ama o maddelere gelince bir daha müzakere edeceğiz, tekrar olacak. İsterseniz şimdi bu maddeyle ilgili konuşun, o maddeler...
AKIN ÜSTÜNDAĞ (Muğla) - Şimdi, Sayın Başkanım, benim, başta söyledim ya...
BAŞKAN - Tamam, o maddelere gelince o konuyu konuşalım.
AKIN ÜSTÜNDAĞ (Muğla) - Bitireceğim zaten, uzatmak niyetinde değilim.
BAŞKAN - Yok, uzatma olarak demiyorum, uzatmada sıkıntımız yok. Gündeme bağlı kalalım diye diyorum.
AKIN ÜSTÜNDAĞ (Muğla) - Sayın Başkanım, dedim ya başta, Anayasa'ya aykırılığı mı konuşacağız, geneli üzerinde mi konuşacağız, maddeleri mi konuşacağız şaşırdık. Çünkü niye? Yeni söz aldık, 1'inci maddede söz alabildik yani böyle bir durum var. Bu da Komisyonda büyük bir sıkıntı çünkü Komisyon Başkanımız bir sınıf başkanı edasıyla her şeye cevap veriyor -aslında böyle yönetilmez bu- söz aldığımız zaman da "Sözüm bitmedi." diyor. Yani aslında söz Başkanda değil, başka birisindeyken cevap veriyor aslında, söz onda değil. Sizin için söylemedim de Sayın Şentop için söyledim. Onun için, Sayın Başkan, bir iki şey daha söyleyebilirim çünkü ne yapacağınız belli olmaz. Artık ne yapacağımızı biz de şaşırdık. O anlamda, sandık güvenliğiyle ilgili şunları söyleyiverelim yani söz verip vermeyeceğiniz belli olmadığı için.
BAŞKAN - Buyurun, buyurun.
AKIN ÜSTÜNDAĞ (Muğla) - Arkadaşlar, silahların altında oy kullanma olmaz. Güvenlik güçlerinin sandık çevresini daraltarak, odaya yönelterek, hatta sandık çevresi içerisine okul bahçelerini de alarak, koridorları alarak, o da yetmemiş, sandığın başını alarak seçim gerçekleştirmek seçmenin iradesini gerçek anlamda kısıtlayan, irade fesatlığına kadar gidebilecek sonuçlar doğurur; buna gerek yok. Sandık başında ciddi anlamda bir olay varsa o güvenlik kuvvetleri gelir, o sorunu dağıtır, sonra devam edilir ama seçim devam ederken... O sınırlama yapılmadığı için söylüyorum yani güvenlik kuvvetleri ne zaman ayrılır, ayrılmaz ayrımı biraz da olayın akışına bırakıldığı için bu son derece ciddi bir sorundur. Seçim sonucu ne olursa olsun, herhangi bir seçimde -sadece bu seçim için gibi düşünmeyin- seçimin sıhhatiyle ilgili ciddi sorunlar olur. Bunu ben son derece mahzurlu görüyorum, bunun çıkması lazım.
Mühürsüz oylar konusunu arkadaşlarımız söyledi.
Bu, seyyar sandık olayı da -yine seçmenin iradesini sakatlayan- seçim bölgelerinin birleştirilmesi gibi belki güvenlik kaynaklı gibi görünse de daha farklı kullanılabilecek şeyler. Memleketin bir bölgesinde, doğu, güneydoğuda bu daha fazla problemlere, sorunlara yol açabilir diye ben özellikle düşünüyorum.
Diğer maddelerde söz verildikçe, fırsat bulabildikçe diğer konularda da yine görüşlerimizi bildirmeye devam edeceğiz ama Anayasa'ya aykırılık çok net arkadaşlar. Bu yasa teklifi söylediğim anlamda Anayasa'ya aykırıdır ve Anayasa Komisyonunun bunu dikkate almaması da son derece düşündürücüdür diye özellikle belirtmek istiyorum.
Teşekkür ediyorum.