KOMİSYON KONUŞMASI

NURSEL REYHANLIOĞLU (Kahramanmaraş) - Kıymetli Başkanım, değerli vekillerimiz; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, ben bu konuyu izlerken, dinlerken gerçekten çok etkilendim çünkü ben bir koruyucu aileyim.

Tabii ki ben eczacıyım, ben de bir sağlıkçıyım, olayın nasıl olduğunu biliyorum. Bir semt eczacısı olarak birçok hastayla beraber oldum. Bu tür olayların aileler içinde olduğunu biliyorum. Kadın Kolları Başkanı iken ben bir aileye gittim. Kızı parktaydı gece ve gittiğimizde dedi ki: "Babam bana cinsel tacizde bulunuyor, ben evden kaçtım." Bu baba birinci kızına cinsel tacizde bulunmuş, o kız nihayetinde evlenip gitmiş. Tekrar ikinci kızına tacizde bulunmaya başlamış; çocuk evden kaçmış, parkta. Üçüncü bir kız vardı evin içinde ve baba hapisteydi o dönemde. O üçüncü kızı gördüğümde buna da mı aynı şeyleri yapacak diye ben çok etkilendim. Yani burada ben muhalefeti gerçekten eleştiriyorum. Ya, biz "Bedensel bütünlük" derken neyin bedensel bütünlüğünü konuşuyoruz? Yani diğer bir tarafta bütün hayatı boyunca mahvolmuş insanlar varken biz kimin bedensel bütünlüğünü tartışıyoruz? Yani ben bir eczacıyım; tansiyonu yüksekse bir hastanın tansiyon düşürücü ilaç vermek zorundayız biz, psikolojisi bozuksa, uyuyamıyorsa ilaç vermek zorundayız, ateşi yüksekse ateşini düşürmek zorundayız. Kimin için, kastrasyonda kimi kayırıyoruz biz? Kimin bedensel bütünlüğü? Bana kalırsa hadım edilsin onlar çünkü bu üvey babanın bir tane daha çocuğu vardı. Bizim çocuğumuz evet, devlet ele geçirdi, devlete bir şekilde ulaştı, kurtarıldı ama arkasında kendinden iki yaş küçük çocuk vardı. Ben bunu da düşünüyorum; acaba... Yani neyi savunuyoruz?

Televizyonlarda, basında bakıyorum, CHP'li arkadaşlar çıkmış "vücutsal bütünlük" "insan hakları". Ya, evet, eğitim ama biz her ailenin içine giremiyoruz toplumumuzda. Bu yıllarca olan bir sorun. Ben çocukken dahi mahallelerimizde duyduğumuz şeylerdi. Bu kadar gün yüzüne çıkmamıştı duyulmuyordu. Yani bizim siyasi partimiz mi, Hükûmetimiz mi bu olayları artırdı? Hayır. Biz bunları incelemeye başladık, konuşmaya başladık, ondan sonra bunlar gün yüzüne geldi. Yani bu insanlara verdiğimiz travmayı, diğer insanın kastrasyonunu, hadımını önleyerek ödüllendirmek mi istiyoruz biz bunu doktor hanım, doktor bey?

CANDAN YÜCEER (Tekirdağ) - Sapla samanı karıştırıyorsunuz.

NURSEL REYHANLIOĞLU (Kahramanmaraş) - Karıştırmıyoruz.

NURETTİN DEMİR (Muğla) - Yani öyle bakmıyoruz.

NURSEL REYHANLIOĞLU (Kahramanmaraş) - Hayır, siz basında da bunu konuşuyorsunuz.

CANDAN YÜCEER (Tekirdağ) - Biz bunları konuşmuyoruz.

NURSEL REYHANLIOĞLU (Kahramanmaraş) - Bunun hesabını da verecek... Biz eğer bu cezaları...

CANDAN YÜCEER (Tekirdağ) - Cinsel istismarı mı engelleyeceğiz hani onu yaptığımız zaman?

NURSEL REYHANLIOĞLU (Kahramanmaraş) - Biz ikinci bir istismarı önleyeceğiz.

Bak, ne diyorum: Birinci kızına tacizde bulunmuş baba. Ben evine gittim, annesi ve kızlarıyla oturdum. Avukatla gittim, arkadaşımla. Ne yapıyor o kız? Evlenmiş, gitmiş; biriyle anlaşmış. İkinci kızına tacizde bulunmuş. Tesadüf polisler baba anneyi döverken geldiğinde çocuk bağırıyor ki "Bana da tacizde bulunuyor." diye, polis böylece haberdar oluyor. Baba şu anda cezaevinde. Bu baba çıkıp eve geldiğinde...Ki eşi diyor ki: "Ben boşanmayacağım eşimi; ikisine de sahip çıkıyorum." Yani maalesef böyle dengesiz anneler de var ve o çocuk, üçüncü kız gözlerimin önünde; ben kaç yıl oldu göreli, unutamıyorum. Yani en azından bu üçüncüsünün de bu duruma, mağduriyete düşmesini önlemek için bunu yapalım. Cezaevinden çıkıp geldiğinde diğer çocuğa da bunu yapmasın.

Yani siz şimdi eğitim... Birinci şey eğitim; tabii ki eğitim önemli ama vücutta kimyası bozuk bir insanın kimyasını da düzeltmemiz lazım; bu da ilaçla olur. Ceza caydırıcıdır tabii ki yani cezaların da etkisi var. Caydırıcı bir ceza vermek zorundayız bunlara; yani kesinlikle bunların bir işe kalkışacaksa... Ki bazen öğretmen oluyor; eğitimli, okumuş. Eğitim diyoruz ama yani elindeki bir çocuğa tacizde bulunuyor. Yani demek ki bu eğitimle de çözülecek bir şey değil. Yani demek ki bu insanın kimyası ve hormonu da bozuk; bunu da düzeltmemiz lazım. En azından o insanın başka bir çocuğa bir daha yapmaması için bu cezayı vermemiz gerektiğini düşünüyorum.

Ya, Avrupa diyoruz, Amerika diyoruz...

NURETTİN DEMİR (Muğla) - Biz cezaya karşı çıkmadık ki "Çözüm olmaz." dedik.

NURSEL REYHANLIOĞLU (Kahramanmaraş) - Yani biz biliyoruz ki kastrasyona ve hadıma karşısınız yani bunu bütün basında da konuşuyorsunuz.

CANDAN YÜCEER (Tekirdağ) - "Çözüm olmaz." dedik.

NURSEL REYHANLIOĞLU (Kahramanmaraş) - Çözüm değil değil, çözüm; üçüncü bir çocuğa, ikinci bir çocuğa taciz olmaması için bir çözüm bu. Yani çünkü adam bunu alışkanlık... Görüyoruz, hapishaneden çıkmış, bir daha yapıyor; basında bunu da görüyoruz. Bu sefer de diyorsunuz ki arkadaşlar: "Ya, işte, çıkarttınız ne oldu? Devlet bunu serbest bıraktı. Al işte, bir daha istismarda bulundu." Yani bunu da böyle eleştiriyorsunuz. Yani lütfen bu konuda birlik beraberlik olalım; amacımız çocuklar.

NURETTİN DEMİR (Muğla) - Eleştiriyoruz ama öyle bir şey söylemedik ki.

NURSEL REYHANLIOĞLU (Kahramanmaraş) - Hayır, genel manada böyle; üçünüz de konuştunuz... Sayın Vekilim, yani şurada üçünüz de konuştunuz, üçünüz de aynı cümleleri kullandınız.

Ben de eczacıyım ve hayatın içinde olan ve beraber de yaşayan biriyim. Yani bu olaylar Kadın Kolları Başkanı iken mahallelerde bilmediğimiz, görmediğimiz değildi. Ha, acımız ama bunun için lütfen bir şeyler yapalım. Evet, arkadaşlarımız, uzmanlarımız, eski vekillerimiz çok güzel çalışmalar yapmışlar yani bunun da yanında olduğumu söylemek istiyorum. Ben bu konuda kesinlikle en ağır cezaların verilmesi...

NURETTİN DEMİR (Muğla) - Onlar da önlemeyi önerdiler zaten.

NURSEL REYHANLIOĞLU (Kahramanmaraş) - "Eğitim" diyoruz, öğretmen de yapıyor. "Doktor" diyoruz, doktor da hastasına yapıyor. Yoğun bakımda yatan hastasına da yapabiliyor.

CANDAN YÜCEER (Tekirdağ) - Ne yapalım o zaman?

NURSEL REYHANLIOĞLU (Kahramanmaraş) - Bakın, ben anlatmak istediğim şey, bir tek eğitim de değil, bir tek ceza da değil. Bu işin hepsi bir arada olacak ama kastrasyonun da olması gerektiğini düşünüyorum. Yani bunu destekliyorum, gerekirse de hadım olsun, cerrahi işlem olsun ki toplumda örnek teşkil etsin, bir daha bir kişi bunu yapacağı zaman başına geleceki olayı bilerek en azından caydırıcılığı olsun, ki olur tabii ki, olur yani olacağı inancındayım.

Gelişmiş ülkelerin cezaları bizden ağır arkadaşlar birçok konuda. Gelişmiş ülkelerde polisin bile gücü bizim polisimizden daha fazla. Yani bizim bunları artırmamız gerektiği kanaatindeyim ben.

Teşekkür ederim.