KOMİSYON KONUŞMASI

NECDET ÜNÜVAR (Adana) - Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Öncelikle çalışmalarınızda başarılar diliyorum.

Bugün programım çok sıkışık olmasına rağmen Millî Eğitim Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığının sunumunun en azından bir kısmında bulunmak adına burada olayım istedim.

Söz verdiğiniz için çok teşekkür ediyorum.

Seyfettin Bey'in sunumu için hassaten teşekkür ediyorum.

Şimdi, Değerli Başkanım, bu, özellikle bağımlılık ve bilhassa uyuşturucuyla bağımlılık noktasında kritik kavşak noktaları var. Arzla mücadelede İçişleri Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Adalet Bakanlığı çok kritik bir noktada; talebin azaltılması noktasında da Millî Eğitim Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı... Fakat her bir bakanlığın olaya yaklaşımı farklı.

Mesela Millî Eğitim Bakanlığıyla ilgili çok önemli bir avantaj söz konusu. Şu anda, yanlış bilmiyorsam, 18 milyon civarında öğrenci var. Biz uyuşturucuyla mücadele ederken, bir; riskli çocukların uyuşturucuya bağımlı olmamasını arzu ediyoruz, birtakım önleyici tedbirler alıyoruz. Onun en temel şeyi nedir? Onları ikna edici birtakım adımlar atmaktır; aileyi, çevreyi, akranları, çocuğu bilinçlendirmek vesaire. Tabii, bağımlı olanların kurtulması için de ayrıca çalışmak lazım. Okul dışında çocukları mutlaka ikna ederek bir yere göndermeniz lazım. Mesela çocuğu sportif bir faaliyete yönlendireceksiniz, mutlaka ikna etmeniz lazım "Ya, bak, buraya gitmeniz lazım." falan diye, en azından ailesini ikna etmeniz lazım. Ama okul için özel bir iknaya gerek yok. Niye? Çocuk zaten okula gidiyor ve elimizde hazır bir kişi var, çocuk, ileride vatana millete faydalı olacak bir çocuk var. Bu çerçevede Millî Eğitim Bakanlığı taleple mücadele noktasındaki en kritik bakanlık. Ama memnuniyetle ifade etmem lazım ki özellikle 2014'ten sonra Yeşilayla birlikte yürüttükleri çalışmalar gerçekten çok büyük bir takdire şayan. Hem Millî Eğitim Bakanlığımızı hem Yeşilayımızı gerçekten kutluyorum. Onlar imkânlarını milletin ihtiyaçları doğrultusunda yoğun bir şekilde yönlendiriyorlar.

Benim çok sevdiğim bir kelime var, bunu sık sık zikrediyorum, "mütemmim" kelimesini çok seviyorum, birbirinin tamamlayıcısı. Bu çok önemli. Millî Eğitim Bakanlığı ve Yeşilay aslında burada tam bir mütemmim şekilde davranıyor. Millî Eğitim Bakanlığının bilhassa rehber öğretmenleri çok önemli bir noktada. Fakat diğer öğretmenler önemsiz gibi bir algı çıkmasın, onların da mutlaka eğitilmesi lazım.

Burada özellikle belki rapora da dercetmek açısından bir önerimi paylaşmak istiyorum. Bizler tabii, daha sonra yani eğitim hayatına başladıktan sonra rehber öğretmenleri ve diğer öğretmenleri eğitiyoruz. İşte bu TBM Programı bu çerçevede yanlış bilmiyorsam 29 bin civarında -belki net rakamı Seyfettin Bey daha belirgin bir şekilde söyleyebilir- rehber öğretmen eğitilmiş. Ama öğretmen sayısı bunlardan ibaret değil. Belki onlardan katbekat daha fazla diğer öğretmenler var. O hâlde şöyle bir şey yapmak lazım: Bu öğretmenlerimiz yetişirken müfredatında mutlaka bağımlılıkla nasıl mücadele edileceğinin anlatılması gerekiyor. Yani bağımlı çocuklar, riskli çocuklar nasıl anlaşılır, nasıl yönlendirilir; okul, veli ve öğrenci arasındaki ilişki nasıl dizayn edilir; mutlaka bunun müfredata koyulması gerekiyor.

Baktığımız zaman, giderek bağımlılık yapan unsurların da arttığını görüyoruz. Bilhassa teknoloji bağımlılığı önümüzdeki en büyük sıkıntı gibi görünüyor. Çünkü sigara, alkol, uyuşturucu, kumar gibi alışkanlıkları kolay izah edebiliyoruz çünkü insan hayatına bir faydası yok. İnsan da zaten bunu yaparken "Lanet olsun merete." diyerek içiyor sigarayı, alkolü vesaireyi. Ama teknoloji öyle değil. Teknolojiyi bir yandan teknoloji bağımlısı bir birey anlatırken diyor ki: "Ben dünyadan haberdar oluyorum, işlerimi yapıyorum, işlerimi kolaylaştırıyorum." filan gibi birtakım unsurlar var. Dolayısıyla günün şartlarına uygun bir şekilde de bu müfredatta bağımlılıkla nasıl mücadele edeceğini öğretmek lazım.

Bir de âcizane, şunu Komisyonun değerli üyelerinin takdirine arz etmek istiyorum: Rehber öğretmenlerin bilhassa sadece kendisine başvuran çocukları değil yani ya direkt veya ailesi vasıtasıyla başvuran çocukları değil, bilhassa riskli veyahut da dersinde, davranışında, harcama alışkanlıklarında farklılık olan çocukları bulup yani çocuğa gidip ondan sonra onu uygun bir şekilde önlemeye çalışmak veya problemi çözmeye çalışmak gibi bir çaba içerisine girmesi gerekiyor. Belki rehber öğrenmende onu da yapmak lazım. Yani "Odanda otur, gelen çocukla ilgilen." değil, "Sen çocuğa git ve çocukla ilgili mutlaka..." "Başını okşa, elini tut, hâlini hatırını sor; ailesiyle, okulla olan irtibatını değerlendir." gibi yapmak lazım. Çünkü uyuşturucu bilhassa, belki birtakım şeyler var, kolaylaştırıcı etkenler var ama her an insanın karşısına çıkabilir; bir arkadaş, bir merak, bir başka saikle, bir sıkıntı vesilesiyle her an onunla karşı karşıya kalabilir. Çocukları yani normal, sapasağlam, sağlıklı dediğimiz çocukları bile en azından eğitmek, yönlendirmek gerekir diyorum. Belki bunu da Komisyon raporuna dercetmek uygun olabilir diyorum.

Teşekkür ediyorum.