KOMİSYON KONUŞMASI

GARO PAYLAN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Şimdi, Şeker-İş Sendikamızdan temsilci burada var mı bilmiyorum, yok herhâlde değil mi Şeker-İş'ten Sayın Başkan? Şimdi onlar görüşlerini size ilettiler mi Sayın Bakanım?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Her zaman görüşüyoruz.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Görüştük, hani bize de ilettiler de yazılı olarak.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Ben kendileriyle her zaman görüşüyorum.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Tamam, ama bu yazı elinizde o zaman, burada taleplerini söylüyorlar ve diyorlar ki: "Bu fabrikalar özelleştirilmesin." Çünkü bakın akıbeti şu noktada çekiniyorlar, bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak önce, yalnızca işçi olarak değil. Et Balık Kurumunun akıbeti, tütün sektörünün akıbeti, bunları yaşamak istemiyorlar, ülkemize yaşatmak istemiyorlar. Anayasa'ya göre sosyal bir hukuk devletiyiz. Yalnızca her şeye kâr mı ediyor, az zarar mı ediyor diye bakamayız. Kâr dediğiniz şey yalnızca rakamlar değildir arkadaşlar. Şimdi, tütün sektörünü yok ettik, ne oldu, tütünden ekmek bulamayan yüz binlerce insan büyükşehirlere aktı. Büyükşehirlerimizin bütün kimyası bozuldu ve şu anda kâr dediğiniz şey yalnızca rakamlarsa bir sürü şeyi kaybettik. Hem bir üretimi kaybettik, insanlar kırsalı bıraktılar, büyükşehirlere aktılar ve şehirlerimizin dokusunu kaybettik. Aynı şekilde Et Balık Kurumunda da bakın, et piyasası zayıfladı, üretim yok. Balık kurumunda benzer bir şekilde, bu kurumları kaybettiğimiz anda orada sosyal bir dokuyu kaybediyoruz. Yüz binlerce, milyonlarca insanı ekmeğinden ediyoruz. Ekmeğini bulamayanlar da ne yapıyorlar? Büyükşehirlere akın ediyorlar, yalnızca sosyal yardımlara muhtaç hâle geliyorlar. Aile Sosyal Politikalar Bakanlığımız onlara aylık üç kuruş yardım ediyor, hayatlarını sürdürmeye çalışıyorlar.

Şimdi, bir piyasamız var, şeker piyasası. Yüz binlerce üretici var, on binden fazla da çalışanımız var. Ya, şimdi bu ne kadar zarar ediyor ki kamuya nasıl bir...

Ben Sayın Bakan, telefon konuşmasını bitirince devam edeceğim Sayın Başkanım. Uyarıyoruz hep ama hep bu telefon konuşmaları devam ediyor ne hikmetse.

BAŞKAN - Evet, bekleyelim, siz de dinlenmiş olursunuz.

Buyurun Sayın Paylan.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Siz bir kulağınızla dinliyorsunuz ama ben yine de insicam bozuluyor.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Meclisin işleriyle uğraşıyorum. Şimdi, bıraktığınız konu beni başka bir taraftan yakalıyor.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Tamam da şeker konusu Sayın Bakan, hayati bir konu. Yani o piyasayı orada çalışan yüz binlerce insanı rakamlar olarak göremeyiz. Yalnızca rakamlar olarak görseniz bile bunun sosyal maliyetleri inanın burada yaptığımız biraz zarar varsa bunun katbekat üzerinde ülkemize zarar verir. Stratejik bir sektör mesela şeker yani şeker üretmek stratejik bir sektördür. Bakın, şeker üretmeye devam etmemiz lazım ve siz burada diyorsunuz ki ben yalnızca beş yıl için güvence veriyorum bütün bunlar için. Bakın, hedef 2023 değil mi?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Değil arkadaşım, şekerde başka garantiler almışız.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Yok, onu söylemiyorsunuz bize ama.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Söyledim ya, Sayın Paylan, benim konuşmalarımı bir dinleyin.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Beş yıl için, ben dinledim sizi Sayın Bakan.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - O zaman anlamıyorsunuz.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Beş yıl sonra bu şartlar yok.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Dedim ki: Beş yılın dışında ayrıca üretimi yapmadığı takdirde teminat alalım. Üç, üretimi yapmazsa yapmadığı miktar kadar kotası elinden alınacak, TÜRKŞEKER'e geçecek, hangi yatırımcı bunu yapar?

GARO PAYLAN (İstanbul) - Sayın Bakanım, Erzurumlu vekilimiz burada, Erzurum'da, bir tane şeker fabrikası var.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Hâlâ beni konuşturacak.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Şimdi, onu satacaksınız tamam mı? Erzurum'da binlerce pancar üreticimiz var, oraya bakıyorlar, orada çalışanlarımız var, yani sosyal bir doku var o anlamda. Ve özel sektör kâr hırsıyla bakar yani sosyal politikalar çerçevesinde bakmaz, bakamaz, o ne kadar çok kâr edeceğim diye bakar. Ama şeker stratejik bir sektör, bu anlamda Erzurum'da insanlarımızın kalması, pancar üretmesi, fabrikada insanımızın çalışması önemli ama beş yıl içinde bu patron bir anda diyebilir ki ben kâr etmiyorum arkadaş, diyebilir.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bütün üretim hakkı bana geçiyor.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Sayın Bakanım, ben de diyorum ki...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - TÜRKŞEKER'in kapasitesi var, ben aynı miktarda şekeri elimdeki geri kalan fabrikalarla aynen üreteceğim.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Tamam, o zaman biz yapalım. Niye satıyoruz malı ya yani biz niye yapamıyoruz?

BAŞKAN - Sayın Paylan, siz konuşmanızı tamamlar mısınız?

GARO PAYLAN (İstanbul) - Son olarak bitiriyorum.

Bakın, 38'inci maddedeki değişikliği aslında burada arıyoruz Sayın Bakanım. Yani kamuya gelir elde etme amacını koydunuz özelleştirmelerde, yani yalnızca biliyorsunuz şey değil, her şeyi kamuya gelir elde etme olarak bakınca bu fabrikaları da satıyorsunuz. Yüz binlerce insanımızı gelirinden, ekmeğinden, üretiminden risk altında bırakıyorsunuz, bu yoldan geri dönün. Verimlilik artışı gerekiyorsa kamu da verimli çalışabilir Sayın Bakan, illa özel sektör verimli çalışacak diye bir şey yok. Verimliliği artırmak için tedbirleri alalım, kamu da bu anlamda etkin yöneticiler olsun, verimliliği artırsın ama bırakalım bu sektör çalışsın, devletin elinde çalışsın ya. Her şeyi satmak zorunda mıyız sayın vekilim?