Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının Görüşülmesi (1/914) |
Dönemi | : | 26 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 22 .02.2018 |
GARO PAYLAN (İstanbul) - Sayın Bakan, başa döneceğiz, elbette başa döneceğiz çünkü dediğimiz hiçbir şeye cevap vermediniz.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Niye?
GARO PAYLAN (İstanbul) - Yasa çıkarıyoruz burada değil mi, milletin temsilcileri olarak bir yasa çıkarıyoruz ve size sorular soruyoruz.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Sayın Paylan, sakin olun.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Ama yani hiçbir şeye cevap vermiyorsunuz.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Gayet güzel cevap verdim. Anlamak için milletvekili olmak gerekiyor yani...
GARO PAYLAN (İstanbul) - "Biz gözeteceğiz." diyorsunuz. Biz de sorular sorduk. Anlamaya çalışıyoruz.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - O ne biçim laf Sayın Bakan ya?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Ben de size cevap verdim.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Ne cevap verdiniz efendim?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Söylediğim son derece doğru ve yeterli bir cevap.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Ne cevap verdiniz? Hiçbir şeye cevap vermediniz.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Doğru ve yeterli cevap.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Hiçbir şeye cevap vermediniz.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - E canım, siz de bunu kayda düşün, "Yeterli değildir." deyin, tamam.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Başkanım, bu ne biçim laf? Sayın Başkanım, "Anlamak için milletvekili olmak gerekiyor..."
GARO PAYLAN (İstanbul) - Ama iyi de, bakın, yalnızca muhalefete değil iktidara da saygısızlık ediyorsunuz. Arkadaşlarınızın da bilgilenmesi lazım.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Olur mu canım? Verdiğim cevap çok açık, çok net.
GARO PAYLAN (İstanbul) - "Ben yürütme olarak bir şey yapacağım ama siz çok merak etmeyin, kurcalamayın." diyorsunuz.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Sayın Paylan, bakın, Komisyonda bu yasanın başından beri kelimeleri tek tek özenle seçerek kullanıyorum. Çıkarın tutanaklara bakın, söylediğim cümleleri yan yana koyun, sizin söylediğiniz bütün yanıtların cevabı o cümlelerin içerisinde var ama siz, böyle, kendi istediğiniz, kendi söylediğiniz ölçüde bir yanıt çerçevesi bekliyorsunuz. Kusura bakmayın. Lütfen konuşmalarımı daha dikkatli dinleyin.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Peki, o zaman sorularımı tekrar soracağım, kayıtlara geçsin. Siz cevap verip vermemekte özgürsünüz.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Kayıtlarda zaten.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Hayır, hayır; tekrar edeceğim çünkü cevap alamadım. Müsteşar yardımcınızdan da cevap alamadım, sizden de cevap alamadım.
Sayın Bakan, bütünü üzerine yaptığımız konuşmalarda dediniz ki... Ben o zaman da dedim: "Ne alıyorsunuz, ne veriyorsunuz." "Maddelere gelince cevap vereceğiz, rakamlarla geleceğiz, hazır geleceğiz, bürokratımız hazır gelecek, size çizelge verecek, ne aldık, ne verdik. 'Burada bir şey veriyoruz, karşılında bunu alacağız.' diye size çizelge vereceğiz." dediniz.
Şimdi, bakın, tutanaklarda var. Şimdi geliyorsunuz, "Biz bir şey vereceğiz ama ne alacağımızı sormayın, biz bakacağız." diyorsunuz. Biz de kaygılarımızı belirtiyoruz. Diyoruz ki: "Bir uluslararası anlaşmaya imza atmışsınız..."
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Not ettik.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Hayır, not etmeyle olmaz, milletin temsilcilerini ikna etmeniz lazım yasayı çıkartmak için, milletin temsilcilerini ikna etmeniz lazım, sorularına cevap vermeniz lazım. Bir yasa çıkarıyorsunuz.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bütün sorulara ortak bir çerçevede cevap verdik.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Hayır, bakın, burada 80 milyonun hakkı hakkında yirmi yıllık bir kapitülasyona imza atmışsınız. Biz de temsilcileri olarak soruyoruz: Neye imza atıyorsunuz? Bir şey veriyorsunuz arkadaşlar. Uluslararası anlaşma üzerine diyorsunuz ki: "Ben size artı teşvik vereceğim." "Bu kaç para? Ne kadarlık bir teşvike tekabül ediyor?" diyoruz. 20 milyar dolarlık yatırım içinde... "Bu anlaşmayla, bu maddeyle 5'inci bölgeye stratejik yatırıma çevirince kaç milyar dolarlık teşvik veriyorsunuz?" diyoruz. Bu kadar açık bir soru, çok net bir soru. Bu yatırımın kalemleri bellidir. "Şu kadarı beton, bu kadarı reaktör, bu kadarı bilmem ne; buna göre şu kadarlık bir teşvik veriyoruz." Ben diyorum ki -atıyorum tabii ki- "2 milyar dolar mı, 3 milyar dolar mı, 5 milyar dolar mı; siz söyleyin." diyorum. Hiçbir rakam ortada yok. Peki, diyelim ki 3 milyar dolar. "Bu 3 milyar dolar karşılığında biz 12 sente enerjiyi alacaksak bunu 10 sente düşürme anlaşmasını uluslararası anlaşmaya dercettiniz mi?" "Hayır, taraflar konuşuyorlar." diyorsunuz. Bakın, biz yasa çıkarıyoruz ve teşviki veriyoruz, bu yasayla teşviki veriyoruz. Oraya Cengiz, bilmem ne, şu bu girdiğinde bu teşviki alacak. Ruslar yaptıkları anlaşmada bu teşviki alacak ve uluslararası anlaşmaya göre alıyor, artı bir yasayla alıyor. Ancak geri verirken uluslararası anlaşmaya tabi diyoruz. Uluslararası anlaşma ne diyor? Bu yasaya göre ben düşürürüm diye bir şey yok ki. Yasalar hiyerarşisi var, uluslararası anlaşma en üstte ve bu tahkime gittiğinde -bizim kaygımız- uluslararası anlaşma esastır, altta çıkardığın yasa değil. Teşviki vermişsin ama ben buna göre bunu ödeyeceğim diye bir protokol, bir anlaşma yoksa ve bu protokol uluslararası anlaşmaya dercedilmemişse maalesef biz dezavantaj yaşarız Sayın Bakanım.
Bu kaygımızı giderecek bir açıklama yapın. Biz bir şey veriyoruz, karşılığında ne alıyoruz? Ne veriyoruz, ne alıyoruz? Nasıl güvence altına alıyoruz ne alacağımızı? Bu konuda lütfen bizi, milletin temsilcilerini ikna edin.