KOMİSYON KONUŞMASI

GARO PAYLAN (İstanbul) - Sayın Başkan, kısa bir şey söyleyeceğim.

Sayın Bakan, iktidar gücünü elinizde bulunduruyorsunuz, aynı zamanda, maalesef, son dönemdeki dinamikle devletin gücünü de elinizde bulunduruyorsunuz, devletin kolluğunu, yargısını hatta basını da büyük oranda yönettiğiniz için basını da elinizde bulunduruyorsunuz, sivil toplum üzerinde baskı kuruyorsunuz, üniversiteler üzerinde baskı kuruyorsunuz ve bu dinamik sizi hoyratlaştırıyor ve bu zaman zaman dilinize de yansıyor.

Bakın, demokrasilerde iktidar bazı yargı kararlarıyla denetlenir. Yargı der ki burada...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Tutanakları getirin, ne konuşmuşuz. Herkes kafasına göre konuşuyor.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Yok, zaman zaman... Bu, yalnızca bu örnekle ilgili değil Sayın Bakanım, yalnızca bu örnekle ilgili değil.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Tutanakları getirin.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bak işte, "Herkes kafasına göre konuşuyor."

BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen, lütfen...

GARO PAYLAN (İstanbul) - Bakın, şu anda bile tahammülsüzsünüz...

MUSA ÇAM (İzmir) - "Herkes kafasına göre konuşuyor." demek ne demek?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Herkes kafasına göre konuşuyor, siz kafanıza göre konuşmuyorsunuz. Yani neye göre konuşacağız ya!

GARO PAYLAN (İstanbul) - Bakın, şu anda bile tahammülsüzsünüz, bir dinlemeye tahammül edemiyorsunuz.

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Ama her şeyi söylüyorsunuz da yani...

GARO PAYLAN (İstanbul) - Bakın, dinlerseniz...

Bakın, bu, yalnızca bu örnekle ilgili değil.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Tabii, ya, siz bilge insanlarsınız hepiniz!

GARO PAYLAN (İstanbul) - Hayır, bakın, zaman zaman bizim eleştirilerimiz ağır olabilir. Bakın, muhalefette oldunuz mu bilmiyorum.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Sayın Bakanım, memurdan tutanak istemenin bir adabı, usulü var, onu dahi yerine getirmiyorsunuz.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bana adap, usul öğretemezsiniz.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Hayır, ama...

BAŞKAN - Arkadaşlar, Sayın Tanal...

Bakın, burada bir hatip konuşma yapıyor, lütfen... Müsaade eder misiniz, lütfen...

Sayın Paylan, buyurun.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Bakın, şu konuşmama dahi tahammül edemediniz.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Sayın Paylan, tahammül ediyoruz da "hoyrat" filan...

GARO PAYLAN (İstanbul) - Edemediniz, edemediniz... (Gürültüler)

BAŞKAN - Sayın Bakanım, Sayın Paylan, lütfen...

GARO PAYLAN (İstanbul) - "Hoyratlık" demekte ne var yani? Hakaret mi?

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Ne demek ya?

YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Kars) - Çok kırıcı ve hırpalayıcı!

GARO PAYLAN (İstanbul) - Değil, hayır...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sözlüğe bakın.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Kelime anlamı...

BAŞKAN - Maddeyle ilgili bir...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bundan sonra ben de "Hoyrat Paylan" diye başlayacağım konuşmaya.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Bakın, asıl mesele şu...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bakın, bağcı mı dövmeye çalışıyorsunuz, üzüm mü yemeye çalışıyorsunuz, ne yapmaya çalışıyorsunuz?

GARO PAYLAN (İstanbul) - Bakın, örneğini sergiliyorsunuz zaten. Tahammülünüz yok.

BAŞKAN - Bakın, arkadaşlar, bu şekilde bir çalışma ortamı olmaz, lütfen.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Tahammülünüz yok. Ben diyorum ki: Demokrasilerde iktidar, gücü elinde bulunduranlar bazen ağır eleştirilere de tahammül etmek durumundadır. Bununla ilgili, bakın, basın veya yargı konusunda bu tür söylemler...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Ne yapayım, ağzıma bant mı çekeyim?

GARO PAYLAN (İstanbul) - Hayır, onu demiyorum tabii ki cevap verin ama tahammülünüzü yükseltmeniz gerekir demokratik bir ülkeysek. Bazı cümleler olabilir. Zekeriya Bey bir şey söylemedi ama siz bir anda Cumhuriyet Halk Partisine gereksiz saldırdınız. Mesela, ben hiç alakası olmayan bir konuda teknik bir eleştiri yaptığımda direkt HDP üzerinden siyasi bir mülahazaya giriyorsunuz, hâlbuki teknik bir eleştiri yapıyorum. Yani bütün bunlar, siz karşı anlamda yaptığınız reflekslerde kırıcı olabiliyorsunuz Sayın Bakan zaman zaman. Bu örnek değil. O anlamda, eğer ki burası... Tabii ki siyaset yapıyoruz burada, yalnızca teknik bir komisyon değil, siyasi mülahazalar da olabilir, polemikler de olabilir ama sizin tahammülünüz konusunda, bizim yaptığımız eleştirilere daha tahammüllü davranmanız demokratik bir zorunluluktur.