Komisyon Adı | : | MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU |
Konu | : | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/2099) |
Dönemi | : | 26 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 07 .02.2018 |
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Gerçekten, bu ÖYP'lilerin durumunun üniversitelerde çok kötüye kullanıldığını, çok hoyratça yaklaşıldığını, bu bir hukuk düzeni içerisinde yaklaşılmadığını herkes biliyor aslında. Yani tamamen belki bazıları kendisine yönelik birtakım kuşku ve eleştirileri ya da yaklaşımları kapatmak için, yani biraz önce Kamil Hoca'nın dediği gibi kraldan kralcı ve gerçekten bir hakkaniyetin olmadığı, son derece subjektif bir değerlendirmeyle kimisine kadro veriliyor, kimisine verilmiyor.
Şimdi, gerçekten, hukuk hepimize lazım ve önümüzdeki süreçte maalesef bu konudaki uygulamalarımız iyi değil. Yani sadece ÖYP konusunda değil, diğer birçok konuda da aynı sorunları yaşıyoruz üniversitelerle ilgili. Kararlar son derece subjektiftir, objektif değil ve idari ve adli bir soruşturma yapılmaksızın, sadece varsayıma ya da çekememezliğe ya da gizli ihbarlara dayalı, birçok insanın hakkının gasbedildiğini duyuyoruz, görüyoruz, biliyoruz. Emin olun bazı yerlerde de cemaat döneminde etkili olan insanların hâlâ etkili görevlerde de olduğu iddiaları, bilgileri var. Yani cemaatin önünü açan... Örneğin ben Dicle Üniversitesinde öğretim üyesiyim, o dönemin en etkilileri bugün de aynı etkili noktadadırlar ama o dönem mağdur edilenler de bu dönem aynı şekilde mağdur edilenler arasındadır. Böyle uygulamalar doğru değil, hem bizlerin, akademinin bu senci-benci yaklaşımdan çıkarılması, biraz daha hukuksal zemininin güçlü tutularak... Çünkü bu insanlar yetişmiş insanlar, öyle kısa sürede yetişen, kısa sürede bu mesleği kazanan insanlar değil, birçok emekleri var, birçok emek vermişler bu alanlara. O açıdan hızla bu arkadaşlarımızın görevlerine de döndürülmesi gerekir.
Yine, bu imzacı akademisyenlerle ilgili de aynı uyarıyı yapmak isterim. Bakın, gerçekten önünde sonunda dönecekler ve biz çok ciddi tazminatlarla önümüzdeki süreçte yüz yüze kalacağız. Gerçekten ben akademisyenken vallahi haftada bir iki bildiriye imza attığımız olurdu çünkü bu, işte, kutuplarda buzulların erimemesi vesaire gibi... Şimdi, burada da o dönemin koşullarıyla düşünürseniz çok normal bir imzayken sadece o dönemin gerilmesiyle beraber gerdirilmiş bir imzaya dönüştürüldü ve şimdi onun neticesinde şu anda o insanlar cezalandırılıyor. Bunlar doğru değil, bu ülkenin yetiştirmiş olduğu insanlardır, daha faydalanacağımız çok zamanları vardır. O açıdan bence bunların en hızlı, en ivedi bir şekilde... Hukuksa hukuku işletelim ama değilse sadece subjektif değerlendirmelerle bu işlemleri daha fazla uzatmayalım derim.
Teşekkür ederim.