KOMİSYON KONUŞMASI

MUSA ÇAM (İzmir) - Öyle mi, peki tamam.

Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, Sayın Bakan, kamu kurum ve kuruluşlarımızın çok değerli temsilcileri, basınımızın değerli temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Garo Paylan'ın söylediği gibi geçtiğimiz hafta içerisinde Sayın Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ'ın katıldığı 25 maddelik yatırım ortamının iyileştirilmesiyle ilgili bir tasarıyı buradan geçirdik ve bugün görüşülüyor. Şimdi, biz, Plan ve Bütçe Komisyonu olarak hem burada çalışacağız hem aşağıya inip konuşmalar yapacağız demektir ki bu doğru bir çalışma biçimi değil, doğru bir yasama biçimi değil. Bunu defalarca söylememize rağmen ne yazık ki "Ben yaptım oldu" anlayışıyla bu çalışmalara devam etmekteyiz.

Yine bir torba kanunla karşı karşıyayız arkadaşlar. Yaklaşık 2011 yılından beri Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi olarak her seferinde Plan ve Bütçede bu torba kanunlara bir son verilmesi, bu torba kanunlarda Komisyonumuzla yakından ve uzaktan ilişkili olmayan bu maddelerin ilgili komisyonlarda görüşülmesini söylememize rağmen ne yazık ki torba kanunla yine karşı karşıyayız. Bu torba kanunda da 80 küsur madde var. Ama buradaki önerilerle beraber kaça çıkacağı henüz belli değil.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bundan önceki torba kanunların gerekçelerine baktım. Mesela 27/7/2016 tarihli Plan ve Bütçe Komisyonu toplantısında 6736 sayılı Kanun'un görüşmelerini yapmışız. Bu torba kanunun genel gerekçesinde şunları söylüyor: "Hükûmetlerimiz döneminde hazırlanan Onuncu Kalkınma Planı ve bu Plana bağlı olarak hazırladığımız öncelikli dönüşüm programları kapsamında ülkemizde yatırımların ve istihdamın arttırılması, üretimin teşvik edilmesi, araştırma-geliştirme faaliyetlerinin desteklenmesi ve ülkemizin cazip bir yatırım merkezi hâline getirilmesi amaçlarına hizmet etmek üzere, belli stratejik hedefler gözetilerek hazırlanan Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edilmiştir." Maddenin önemli gerekçelerinden bir tanesi.

Yine 2016 tarihli Plan ve Bütçe Komisyonunda 6770 sayılı Kanun'un görüşmelerindeki torba kanunun genel gerekçesinde şunlar söylenmektedir: "Bugüne kadar yatırımın, üretimin, istihdamın artırılması amacıyla yatırım ortamının iyileştirilmesi, işlem maliyetlerinin düşürülmesi, işletmelerin büyümesinin teşvik edilmesi yönünde pek çok kanuni düzenleme hayata geçirilmiştir."

Aynı amaçlara hizmet etmek üzere hazırlanan tasarıyla uluslararası taşımacılığa ilişkin damga vergisi ve harç istisnasının kapsamına yolcu taşımacılığı alınmaktadır. Kamu kurum ve kuruluşlarının uluslararası ihale konusu yolcu taşıma işlerine damga vergisi ve harç istisnası getirilmektedir. Ölçek ekonomilerinden

faydalanmak ve işletmelerin büyümelerini, kurumsallaşmalarını teşvik ederek rekabet güçlerini artırmak amacıyla üretim sektöründe faaliyette bulunan kurumların birleşmeleri hâlinde üç yıl süreyle kurumlar vergisinin indirimli uygulanmasına imkân verilmektedir. Yatırım teşvik belgesi kapsamındaki gayrimaddi hak ve yazılım tesisleri katma değer vergisinden istisna edilmektedir. Bunlar genel gerekçesinde var.

Yine, 2017 tarihli Plan ve Bütçe Komisyonu toplantısında, 6824 sayılı Kanun'un görüşmeleri sırasında, kanunun genel gerekçesinde yine Hükûmet demektedir ki: "Hükûmetlerimiz döneminde yatırımın, üretimin, istihdamın artırılması için yapılan yasal düzenlemelere ilave olarak hazırlanan kanun teklifiyle ülkemize döviz girişini artırmak ve inşaat sektörünü desteklemek amacıyla Türkiye'de yerleşmiş olmayan yabancı uyruklu gerçek kişiler ile kanuni ve iş merkezi Türkiye'de olmayan ve bir iş yeri ya da daimî temsilci vasıtasıyla Türkiye'de kazanç elde etmeyen kurumlara yapılan konut ve iş yeri satışlarının teşvik edilmesi, inşaat sektöründe maliyetleri azaltmak amacıyla tapu harcı oranları ile bu sektörde kullanılan bazı kâğıtlar bakımından damga vergisi oranlarının farklılaştırılmasına imkân sağlanması, vergiye gönüllü uyumun artırılması amacıyla uyumlu gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin yıllık beyanname ile beyan ettikleri gelir ve kurumlar vergisinin belli kısmına kadar indirim yapılması."

Yine, 2017 yılında Plan ve Bütçe Komisyonunda 7020 sayılı Kanun'un görüşmelerindeki genel gerekçe şudur: "3/8/2016 tarihli ve 6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun'la yatırımların artırılarak kalkınmanın temin edilmesine yönelik kararları desteklemek ve müteşebbislerin iş ve yatırım kararlarına daha sıhhatli bir şekilde odaklanmalarına imkân sağlamak için özel sektörün kamuya olan borç yükünün azaltılarak borçlara taksitle ödeme imkânı getirilmiş ve ihtilafların sulh yoluyla çözümlenmesi sağlanmıştır. Ayrıca, vergilemede öngörülebilirlik artırılarak geçmiş vergilendirme dönemleriyle ilgili olası risklerin ortadan kaldırılması için matrah artırımı imkânı getirilmiş ve işletme kayıtlarının fiilî durumlarına uygun hâle getirilerek kayıtlı ekonomiye geçiş teşvik edilmiştir."

Yine, 2017 tarihli Plan ve Bütçe Komisyonunda 7061 sayılı Kanun'un genel gerekçesinde "Küreselleşen dünyada, ülkemiz ile diğer ülkeler arasında ekonomik, sosyal ve teknolojik alanlarda önemli etkileşimler meydana gelmekte ve buna bağlı olarak mevzuatımızda çeşitli alanlarda düzenleme ihtiyacı doğmuş bulunmaktadır. Bu ihtiyaçlar göz önünde bulundurularak hazırlanan tasarıyla vergiye gönüllü uyumu artırıcı, vergi uygulamalarını kolaylaştırıcı, tahsilatta etkinliği artırıcı düzenlemelerin yanı sıra kayıt dışılıkla mücadelede etkinliğin devam ettirilmesine hizmet edecek düzenlemeler yapılmaktadır. Ayrıca, bazı sektörlerin kamusal yükümlülüklerine yönelik yaşanan sorunlar çözümlenmekte ve süresi biten bazı geçici düzenlemelerin süreleri uzatılmaktadır." denilmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; geçtiğimiz hafta Sayın Maliye Bakanımız bir saat kırk beş dakikalık bir sunum gerçekleştirdi. Bu yapmış olduğu sunumda da bu yeni önümüze gelmiş olan Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı... Bunun gerekçesine baktığımızda ise "Gerçekleştirilen yapısal reformlar, yatırım, üretim ve istihdamın artırılması, araştırma, geliştirme, yenilik ve tasarım faaliyetlerinin teşvik edilmesi, vergiye uyum maliyetlerinin azaltılması, kayıtlı ekonomiye geçişin teşvik edilmesi amacıyla hayata geçirilen düzenlemeler ile uygulamaya koyduğumuz mali disiplin ve alınan makroekonomik tedbirler sayesinde, ülkemiz gelişmekte olan ülkelerden pozitif yönde ayrışmıştır." denilmektedir.

Sayın Bakan "Yapılacak olan bu düzenlemelerle yapılan çalışmalara ilave olarak hazırlanan bu tasarıda yatırım, üretim ve istihdamın, AR-GE, yenilik ve tasarım faaliyetlerinin teşvik edilmesi; amatör sporun desteklenmesi, vergi tabanının genişletilmesi, ihtilafların ve belirsizliklerin giderilmesi, iş yapma kolaylığının artırılması, ekonomik canlılığın ve tasarrufların artırılması, kamu taşınmazlarının değerlendirilmesi, enerji verimliliğinin ve enerjide tasarruf sağlayıcı yatırımların teşvik edilmesi, koruma ve bakım altındaki çocukların istihdamının iyileştirilmesi yönünde düzenlemeler yapılacaktır." demektedir.

Yine, bu kapsamda "yatırım ve üretimin teşviki amacı", "istihdamın teşvik edilmesi amacı", "belirsizliklerin giderilmesi ve ihtilafların ortadan kaldırılması amacı", "iş yapma kolaylığının artırılması amacı", "ekonomik canlılığın ve tasarrufların artırılması amacı", "kamu taşınmazlarının değerlendirilmesi amacı", "enerji verimliliği ve tasarruf sağlayıcı yatırımların teşvik edilmesi amacı", "koruma ve bakım altındaki çocukların istihdamının iyileştirilmesi amacı" adı altında bir yığın paragraf var.

Sayın Bakan bir saat kırk beş dakika sunuşunu gerçekleştirdi.

Hükûmetiniz döneminde, 2003 yılında, 4811 sayılı Vergi Barışı Kanunu'nu Plan ve Bütçe Komisyonundan geçirdiniz. 2006 yılında 5458 sayılı Sosyal Güvenlik Prim Alacaklarının Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'u geçirdiniz. Yine, 2008 yılında, 5736 sayılı Bazı Kamu Alacaklarının Uzlaşma Usulü ve Tahsili Hakkında Kanun'u geçirdiniz. Yine, 2008 yılında, 5811 sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun'u geçirdiniz. Yine, 2009 yılında, 5917 sayılı Bütçe Kanunlarında Yer Alan Bazı Hükümlerin İlgili Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelere Eklenmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun'u geçirdiniz. Yine, 2011 yılında, 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'u Plan ve Bütçe Komisyonundan geçirdiniz. Yine, 2013 yılında, 6486 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'u geçirdiniz. Yine, 2014 yılında, 6552 sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun'u Plan ve Bütçe Komisyonu ve Türkiye Büyük Millet Meclisinden geçirdiniz.

Sayın Bakan, bu kadar kanun ve torba kanunun geçtiği bu dönemde, siz, Maliye Bakanlığında müfettiş, Teftiş Kurulu Başkanı, daire başkanı, 2006-2009'da Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürü, 2009-2015'de Müsteşar ve 2015 yılından beri de Maliye Bakanımız olarak karşımızdasınız. Bu kadar değişiklik ve bu kadar torba kanun yaptınız ama ne yazık ki Türkiye ekonomisini, Türkiye'yi iyi bir noktaya çıkarmadığınız açık ve net bir şekilde önümüzde duruyor ve yine bu torba kanunla beraber yeni başka şeyler yapacaksınız. Siz, bunu geçen sefer çekememezlik olarak söylemiştiniz ama on altı yıllık Hükûmetiniz döneminde bu ve buna benzer onlarca kanunu buradan geçirdiniz ama değişen bir şey yok; eski tas eski hamam şeklinde.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Ekonomi büyümeye devam ediyor.

MUSA ÇAM (İzmir) - Sayın Bakan, Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Hakkında Kanun Tasarısı'nın 35'inci maddesi, 5018 sayılı Kanun'un ilkelerine aykırıdır. 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu hazine birliğini emreder. Madde 6'da "Merkezî yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin gelir, gider, tahsilat, ödeme, nakit planlaması ve borç yönetimi Hazine birliğini sağlayacak şekilde yürütülür." denilmektedir. "Bütçe ilkeleri" başlıklı madde 13'de deniliyor ki: "Belirli gelirlerin belirli giderlere tahsis edilmemesi esastır." Maddeyle belirli gelirler belirli giderlere tahsis edilmektedir. Devlet, kulüplere bu tür yardım yapabilir ancak vergi gelirlerinin önce bütçeye bütçe geliri yazılması, bütçeye özel ödenek kaydedilmesi ve sonra cari transfer olarak bütçeye gider yazılarak muhasebeleştirilmesi gerekir çünkü "ret" ve "iade" adı altında yapılan işlem tamamen kulüplere bütçeden yapılan cari transfer işlemidir. Maddede ise belirli vergi gelirleri önce bütçeye gelir kaydedilmekte, sonra ret ve iadeler hesabı kullanılarak bütçe gelirlerinden düşülmektedir yani bütçe geliri sanki hiç yapılmamış sayılmaktadır. Oysa ortada, bütçeye gelir kaydedilmesi gereken bir bütçe geliri ve kulüplere bütçeden yapılan bir cari transfer gideri var.

Böylece, hem Hazine birliği ilkesi madde 6 hem de

belirli gelirlerin belirli giderlere tahsis edilemeyeceğine ilişkin bütçe ilkesi ihlal edilmektedir. Böyle bir önerinin bu şekilde getirilmesi, Maliye Bakanlığının kamu maliyesi ve bütçe ilkelerine bile uymadığını göstermesi bakımından son derece önemlidir.

Yine, bu düzenlemenin içerisinde, torba yasanın 73'üncü maddesine göre internetten yayın yapmak isteyen lisanslı kuruluşlar yayın yapabilmek için RTÜK'ten ayrı bir lisans almak zorunda kalacak, lisans almayan veya lisansı iptal edilen kuruluşların yayınları sulh ceza hâkimliği tarafından engellenebilecek, RTÜK'ün engelleme talebini sulh ceza hâkimi yirmi dört saat içinde duruşmaya gerek görmeden karara bağlayabilecek, karara Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre itiraz edilebilecek, düzenlemeye gösterilen gerekçe, internetteki yayın içeriklerinin denetiminin yapılamaması ve elde edilen gelirlere vergi yansıtılamamasıdır.

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Sayın Ahmet Arslan, dört-beş gün önce katıldığı "Güvenli İnternet Günü 2018" etkinliklerinin ardından "Bugün televizyonlarda sansür mü var?" diye sordu ve "Bizim amacımız burada bir yasal düzenleme getirmek ve yanlışlığın önüne geçmek; hiç kimsenin yaptığı doğru yayına müdahale etmek değildir, hiç kimsenin normal değer yargılarımız içerisinde yaptığı çalışmaya müdahale etmek değildir." açıklamasını yaptı.

RTÜK üyesi deneyimli gazeteci İlhan Taşcı -Sayın RTÜK Başkanı da burada- Üst Kurulun CHP kontenjanından üyesidir. Tasarıdan ancak Meclise sevk edildiğinde haberdar olduğunu belirtiyor. Sayın Başkan burada, Yönetim Kuruluna bu konuda bilgi verdi mi vermedi mi, kendisinden duymak isteriz.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hükûmet tasarısı bu, RTÜK tasarısı değil ki.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Madde var Sayın Bakan. RTÜK maddesi var Sayın Bakanım.

BAŞKAN - Sayın Bekaroğlu, Sayın Bakanım, tam tutanak var, lütfen. Söz verdiğimde...

GARO PAYLAN (İstanbul) - Bağımsız bir kurul...

BAŞKAN - Sayın Paylan, size de aynı şekilde... Tam tutanak var.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Bağımsız kurul değil mi?

BAŞKAN - Arkadaşlar, Sayın Çam'ın insicamını niye bozuyorsunuz?

MUSA ÇAM (İzmir) - Bozulmaz, güçleri yetmez.

Demokratik bir ülkeye yakışır nitelikte bir denetim amacıyla hareket edilseydi, Hükûmetin, Üst Kurulun tüm üyelerinin görüşünü alıp taslağı öyle düzenlemesi gerekirdi Sayın Başkan, Sayın RTÜK Başkanı, Yönetim Kurulunuza bu bilgiyi vermeniz gerekirdi. Taşcı şunları söylüyor...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Burada Hükûmet var Sayın Çam, bunun muhatabı Hükûmettir.

MUSA ÇAM (İzmir) - O zaman RTÜK niye var Sayın Bakan? RTÜK niye var, kapatın gitsin o zaman! "Hükûmet her şeye kadirdir." diyelim, geçelim gidelim.

BAŞKAN - Arkadaşlar, yasayı geçiriyor muyuz, ne yapıyoruz? Son teklifiniz neydi?

MUSA ÇAM (İzmir) - "Anayasal bir hukuk devletinde böyle sınırsız denetim olmaz, olursa o sınırın nerede başlayıp nerede biteceği birilerinin keyfiyetine bırakılmış demektir." Bu düzenlemeyle basın-yayın, her türlü yayın Hükûmetin keyfiyetine terk edilmiş, bırakılmıştır.

BAŞKAN - Sayın Çam, teşekkür ediyorum.

Toparlıyorsunuz değil mi Sayın Çam?

MUSA ÇAM (İzmir) - Ulaştırma Bakanı "Sansür amacımız yoktur." diyor. Vikipedi'nin erişiminin engellendiği, YouTube ile Twitter'ın kapatıldığı bir ülkede "Biz internete sansür getirmeyi düşünmüyoruz." değerlendirmesini kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Dijital çağda, dijital sansürü kimseye anlatamayız, anlatamazsınız arkadaşlar.

Özellikle, tasarı tahminen, düzenli yayın yapan herkese şirket kurup ruhsat alma zorunluluğu getiriyor. "Kâr amacı gütmeyen sürekli yayın yapıyorum." derseniz orası muamma. Radyo ve televizyonlar için frekans aralığı sınırlı olduğundan ruhsat dağıtılır, internet gibi açık bir platformda böyle bir sınırlandırma olmaz; her yeri kapatamazlar ama bunu yapmak suretiyle izleyici sayısını düşürür, reklam alıyorsa reklam alamaz hâle getirebilirsiniz.

Yürürlükte olan 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun gibi bir kanun hiçbir ülkede yok. "Millî güvenliğe, kamu düzenine aykırı yayın yapıyor." diyerek erişim engelleniyordu. Şimdi getirilen düzenlemede şöyle bir tuzak olabilir: Baştan ruhsatı vermez, sulh ceza hâkimliğine giderek "Bu ruhsatsız." der ve hâkimlik de burayı kapatır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; torba yasanın özellikle özelleştirmeyle ilgili 38'inci maddesiyle, Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun'un 1'inci maddesinde "Ekonomideki verimlilik artışı ve kamu giderlerinde azalma sağlamak için özelleştirilmelerine ilişkin esasları düzenlenmektedir." ibaresi, "Ekonomide verimlilik artışı, kamu giderlerinde azalma sağlamak, kamuya gelir elde etmek -gerekçelerinden birisi- veya kuruluşun özellikleri dikkate alınarak Kurul tarafından belirlenecek sair bir gerekçe ile özelleştirilmelerine ilişkin esasları düzenlemektedir" şeklinde değiştiriliyor.

Böylece mevcut özelleştirme gerekçesi ikiye bölünerek iki ayrı gerekçe olarak değerlendirilecek. Ayrıca, iki yeni gerekçe de üretilmiş olacak.

Sonuç olarak, tek başına "verimlilik artışı sağlamak" gerekçesiyle özelleştirme yapılabilecek, sadece "kamu giderlerinde azalma sağlamak" gerekçesiyle özelleştirme gerçekleştirilebilecek ve yalnızca "kamuya gelir elde etmek" gerekçesiyle özelleştirilmeye gidilebilecek. Önceki üç farklı gerekçeden biri mevcut olmasa bile, Özelleştirme Yüksek Kurulu tarafından kuruluşun özellikleri dikkate alınarak belirlenecek başka bir gerekçeyle de özelleştirme mümkün olacak.

Başbakan Binali Yıldırım ve 4 bakandan oluşan Özelleştirme Yüksek Kurulu, herhangi bir gerekçe üreterek özelleştirmenin hukuki dayanağını da oluşturabilecek yani hangi kuruluşların özelleştirilebileceğine karar veren Özelleştirme Yüksek Kurulu, yukarıda belirttiğimiz üç gerekçeden birine dayanabileceği gibi kendi de herhangi başka bir gerekçe icat ederek özelleştirmenin önünü açabilecek.

Böylece yargı denetimi de fiilen baypas edilmiş olacak. Örneğin özelleştirme neticesinde kamuya gelir elde ediliyorsa, bu özelleştirmenin yargıdan dönmesi olanaklı olmayacak. Öte yandan, Özelleştirme Yüksek Kurulunun özelleştirilecek kuruluşun özelliklerini dikkate alarak belirleyeceği gerekçenin yargısal denetimi de fiilen olanaklı gözükmüyor.

AKP iktidarı döneminde çok hızlı bir özelleştirme süreci yaşandı. Büyük ölçekli KİT'lerin büyük çoğunluğu özelleştirildi ancak Devlet Personel Başkanlığının sitesindeki listeye bakarak söyleyecek olursak, henüz özelleştirilmemiş ya da özelleştirmesi tamamlanmamış 23 farklı kamu iktisadi kuruluşu, 7 banka ve 31 özel bütçeli kuruluş var. Öte yandan, kamunun farklı şirketlerde yüzde 50'nin altında olan hisseleri mevcut. Ayrıca, belediyelere ait ticari kuruluşlar (belediye şirketleri) ile her türlü kamu varlıkları (baraj, gölet, otoyol, yataklı tedavi kurumları) Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun'un kapsamında ve Özelleştirme Yüksek Kurulu kararıyla özelleştirilebilir durumdadır.

Torba yasa Meclisten geçtiği takdirde tüm bu kamu kuruluşları kolayca özelleştirilebilecek, yeni bir özelleştirme furyası gündeme gelebilecek. Bu düzenlemenin Meclisten geçmesi engellenmediği takdirde son kurumlar da birer birer satılacak.

BAŞKAN - Sayın Çam, lütfen son cümlenizi alayım.

MUSA ÇAM (İzmir) - Özetle, hukukun üstünlüğünün bittiği, demokrasinin kalitesinin bozulduğu, ülkenin küresel piyasalarda yarışma gücünün hızla düştüğü, gelir dağılımının bozulup dışlanmanın arttığı, ekonomik, sosyal ve çevresel dengelerin tahrip edildiği bir dönemden geçmekteyiz.

Adalet olmadan, gelişmiş demokrasi olmadan, hukukun üstünlüğü olmadan geliri artırmak ve geçimi sağlamak mümkün değil. Küresel piyasalarda yüksek yarışma gücü olmadan zenginleşmek mümkün değil. Geliri adaletle dağıtıp geçimde adaleti sağlamadan gelir artışını sürdürmek mümkün değil.

Hukuku tesis etmediğimiz sürece, demokrasi ve insan haklarını bu ülkede tesis etmediğimiz sürece, OHAL'den kurtulmadığımız sürece daha böyle çok torba kanunları getirirsiniz, geçirirsiniz ama Türkiye'nin sorunlarını çözmüş olmazsınız diyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.