Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı (1/914) |
Dönemi | : | 26 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 15 .02.2018 |
GARO PAYLAN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Aslında prensip olarak desteklediğimiz bir madde çünkü gerçekten bir yerde fon fazlası olan veya o anda harcamayan kamu kurumları var, bir yandan Hazine fazladan faiz ödüyor veya fazla borçlanıyor; o anlamda prensip olarak desteklenmesi gereken bir madde.
Yalnız, Sayın Bakan, biz bütçe yaptık ve bütçemizde bu nemalar da bu bütçelerde var. Biliyorsunuz, planlanan nemalar var. Diyelim ki belli kuruluşlar -saydınız o kuruluşları- planlanan... Bunlar bu yıl için, mesela 2018 bütçesinde dediler ki: "Ben şu kadar da faiz geliri elde edeceğim." Her bütçede vardır bu, fon fazlası olan yani o noktada cebinde, kasasında fazla parası olan kuruluşlar vardır. Mesela -dediniz ya- Patent Kuruluşu diyelim ki "Ben bu yıl 30 milyon lira faiz geliri elde edeceğim." dedi. Şimdi Sayın Bakan, siz bir yanda diyelim ki bu kanun yürürlüğe girdiği tarihte bütün kaynağı çekebileceksiniz değil mi?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yok yok, öyle değil, Bakanlar Kurulundan yetki alıyoruz.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Tamam, neyse, sonuç olarak yetkiniz var.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yapmayabiliriz yani.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Onu diyeceğim. Yani en azından 2018 bütçesindeki faiz hesaplarının tamamen şaşması ve bütçelerin şaşması anlamında, kurumlara ciddi bir yük yükleme anlamında bunun yürürlüğünün 2019 bütçesi çerçevesinde olması doğru gelir çünkü o zaman bütçeler şaşar. Bazı kurumlarda çok ciddi nema gelirleri var, biliyorsunuz Sayın Bakan ve onlarda o nemalar düşecek bir yanda, yürürlükte hemen devreye sokarsanız ve bütçeler şaşabilecek.
İkinci konu: Bu özel bankalar konusunda itirazımız vardı, oradan geri adım atmışsınız, doğru bir adım. Ancak, şöyle bir durum var Sayın Bakan: Biliyorsunuz, kurumların bankalarla anlaşmaları var ve bazı bankalarla uzun dönemli anlaşmaları var. Diyelim ki tahsilat anlaşmaları yapmışlar, ödeme anlaşmaları yapmışlar, çalışanların orada kartları var...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Geçiş dönemi öngörülüyor.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Ama onu anlatmadınız bize geçiş dönemi olarak.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Anlatsınlar, geçiş dönemi var.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Bir geçiş dönemi... Çünkü diyelim ki bir X kurumu üç yıllık tahsilat anlaşması, ödeme anlaşması yapmıştır ve onun karşılığında da bir şey almıştır o bankadan, diyelim ki "Kuruma şu kadar bağış yap ki ben de seninle anlaşma yapayım..." Neyse, biliyorsunuz o anlaşmaları. Bu uzun dönemli yapılan anlaşmalar nasıl? Bu kurumlar size başvuru yapacak... Geçiş dönemi anlamında bu var, bunu soruyorum.
Üçüncüsü: "Kamu bankası" tanımında bir sorun var. Şimdi kamu bankaları hangileri bana söyler misiniz?
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Sermayesinin yüzde 50'sinden fazlası...
GARO PAYLAN (İstanbul) - Tamam ama sonuç olarak kamu bankası tanımında bir sorun var. Halk Bankasının yüzde 49'u özelleştirilmiş durumda değil mi? Şimdi, bu yüzde 49'un da yüzde 70'ine yakını yabancıların elinde yani yabancı fonların elinde. Belki yüzde 80'i, bilmiyoruz yani. Veya Vakıflar Bankasının...
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Bıyıklı yabancılar...
GARO PAYLAN (İstanbul) - Neyse, bıyıklı yabancı da olabilir, haklısınız.
Vakıflar Bankası ciddi oranda özelleştirilmiş durumda. Geriye kalan aslında bir tek Ziraat Bankası yüzde 100 kamu bankası. Eğer ki siz Halk Bankasına ya da Vakıflar Bankasına para yatırdığınızda veya orası kâr elde ettiğinde bunun ciddi bir bölümü yabancıların eline gidiyor yani orası kâr yazınca yabancılar para kazanmış oluyorlar. Bu anlamda "kamu bankası" tanımında mutlaka Merkez Bankası ve Ziraat Bankası olarak sınırlanmasını öneriyorum. Eğer ki orada hesap açsınlar yüzde 100 olarak geri dönüşü kamuda kalacak bankalar olarak kalan o iki bankamız var. Orada sınırlanmasını Hükûmete öneriyorum mademki orada yetkiniz var kamu bankaları konusunda.
Diğer bir konu: 40 milyar lirayı diyelim ki Hazineye çektiniz. Burada da Hazineye ciddi bir alan açıyorsunuz yani borçlanma konusunda, harcama konusunda. Bunun ne kadarını bir ihtiyat olarak bulunduracaksınız, ne kadarına borçlanma planı yapacaksınız? Mesela Mehmet Şimşek geçen sene açıklamış "İlk aylarda çok ciddi borç, geri ödememiz var, geçen yılın son aylarında o yüzden çok yüklü borçlandık." demişti. Her zaman bir ihtiyat konusu bu 40 milyar TL'yle ilgili olmalı. Hangi noktalarda olacak?
Bir de şu var: Yani belli kurumlardan siz parayı çekeceksiniz ve asla geri ödemeyeceksiniz, bunu biliyorsunuz. Bu noktada da bu ihtiyat meselesini... Diyelim ki Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumundan, Türk Dil Kurumundan çektiğiniz paraları asla geri ödemeyeceğinizi biliyorsunuz ve bununla ilgili bir ihtiyat da bırakmayacaksınız ve bu Hazineye ciddi bir alan açacak. Bu anlamda geri ödemeyeceğiniz rakamları zaten bir ihtiyat konusunda bırakmayacağınızı ve sonuç olarak Hazineye bir şekilde kaynak olarak almış olacağınızı öngörmemiz lazım.
Fonlar olacak mı, hangileri olacak, onunla ilgili bir bilgi verirseniz... "İşsizlik Sigortası olmayacak." diye söylendi, umarım burada tekrar teyit ederseniz. Bir yanda İşsizlik Sigortası'nı da Hazinenin altında görürsek... Hani işçiye dokunmayın dediğimizde oraya dokunmamış olduğunuzu bir kez daha teyit etmenizi, kayıtlara geçmesini istiyorum veya diğer fonlar konusunda da bilgi verebilirsiniz.
Teşekkür ederim.