EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Teşekkür ederim.

Şimdi, bu, tabii siyasi iktidarın ideolojik geleneğinde de olan bir şey, iyi-kötü anlamında bir şey söylemeyeceğim öncelikle. Yalnız bu netice olarak, Sayın Bakanım, ben yanlış anlamıyorsam, neticede kurumlar borçlanıyorlar ama kamuda diğer kurumlarda olan fazlayı, onların borçlarını biz size bunu veriyoruz, siz fazla borçlanıp hazineyi de sıkıntıya sokmayın. Yani "Faiz ödemesin." anlamına gelmiyor mu? Daha kolayı bu değil mi? Netice olarak bu böyle.

Haddizatında bu hani borç yönetiminin nakit yönetimine indirgenmesi oluyor makro anlamda, yanlış mı düşünüyorum? Esasen olay nakit yönetimi, yani baktığınız zaman.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Borçlanma ihtiyacını azaltan bir enstrüman.

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - İşte, yani neticede borçlanma yönetimini nakit yönetimine indiriyorsunuz.

Burada benim esas... Şimdi "Hazine Müsteşarlığı dışında kalan genel bütçe kapsamındaki kuruluşlar" diyorsunuz fakat önergeyi veren arkadaşın önergesinde, tasarıdaki "Türkiye'de yerleşik bankalarda" ifadesi yerine "diğer kamu bankaları" demesi makul. Ancak, burada devam ediyor, aşağıda -Sayın Bakanım, burası sizin açınızdan önemli- bu işi Hazine yapıyor, diyor ki: "Bu fıkra kapsamındaki hususlara istisna getirmeye, uygulamaya ilişkin esasları belirlemeye Maliye Bakanı ve Bakanın müşterek teklifiyle Başbakan yetkilidir."

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bugün de zaten öyle yapıyoruz.

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Tamam, bu hususla ilgili işi mevcutta da olsa Hazinenin bağlı olduğu bakan niye yapmıyor?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Zaten o yapıyor, 2 bakan artı Başbakan.

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - "Bakanın" dediğinde orada Hazineden sorumlu bakanı mı kastediyorsunuz?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hazineden sorumlu bakan.

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Hazinenin bağlı olduğu bakan. Tamam, o zaman öyle demek lazım. Bir yanlış olmasın diye söyledim.

O zaman tamam, mesele yok.