| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/912) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 06 .02.2018 |
SALİH CORA (Trabzon) - Sayın Başkanım, Değerli Bakanım; tabii, 1'inci maddeyi incelediğimizde şöyle bir soru işareti bir hukukçu olarak bende de hasıl oldu: Takrir "bir kişinin taşınmazını tapu dairesinde bir başkasına sattığını veya ipotek ettiğini beyan ettiğine dair bir ifade" anlamını taşımaktadır. Yani özellikle bu takrirle alakalı olarak uygulamada, takrir verildiği hâlde birçok kişinin daha sonradan bu imzasını kabul etmemesi veya o anda iradesinin sakatlandığı noktasında itirazlarla karşı karşıya kalınmaktadır. Bu işlemin sadece banka tarafından yapılması hâlinde bir irade sakatlığı söz konusu olduğunda, hile, hata, ikrah gibi durumlar söz konusu olduğunda bunda sorumluluğun kime ait olacağı da net bir şekilde ifade edilmemiştir.
Başkanım, bankada yapılan işlemlerde özellikle özel hukuka ilişkin sözleşmeler söz konusu olduğu için ve bankanın, bir tarafın daha güçlü, diğer tarafın daha güçsüz olduğu durumları göz önüne aldığımızda irade sakatlıklarıyla karşı karşıya kalabiliriz. Bu ileride çok büyük hukuki ihtilaflar oluşturabilir. Hile, hata, ikrah gibi durumlarda sorumluluk kime ait olacaktır? Yani bir kişi 1 milyonluk bir alacak verecek işlemi için 10 milyonluk bir malını ipotek gösterebilir. Bunu tapuda tekrar bir şekilde izaha zorlamak, bir kişinin tekrar, bir daha düşünmesine çağrı anlamı taşımaktadır. Bu bağlamda, bu, sanki oradan pas geçilmektedir. Bunun tekrar değerlendirilmesinin yararlı olacağını düşünüyorum veya maddenin netleştirilmesini istiyoruz.