Komisyon Adı | : | İNSAN HAKLARINI İNCELEME KOMİSYONU |
Konu | : | Maltepe Açık ve 2 no.lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu İnceleme Raporu ile Elâzığ T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu İnceleme Raporu'na ilişkin görüşmeler |
Dönemi | : | 26 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 07 .02.2018 |
SİBEL YİĞİTALP (Diyarbakır) - Teşekkürler Başkanım.
Öncelikle herkese merhaba.
Emeği geçen arkadaşa da teşekkür ediyorum, Sayın Fatma Hanım'a da hassasiyetinden dolayı ayrıca ben teşekkür etmek istiyorum.
Şimdi, biz hem Maltepe'ye hem Elâzığ'a gittik ve orada ortak sorunlara denk geldik. OHAL'le birlikte cezaevi idarelerine verilen sınırsız yetkiler cezaevi idarelerinin kendilerine göre bir iletişim kurma, kendine göre bir yönetim anlayışını getirmiş, bu çok tehlikeli ve sorunlu bir durum. Öyle ki bir cezaevi yönetiminin kabul etmediğini başka cezaevi yönetimi kabul edebiliyor. Kendi içinde böyle çelişkileri barındıran bir durum ve oradaki kişinin insafına kalmış neredeyse, böyle bir mesele var ortada. En çok Elâzığ'da çok yoğun sorunlar vardı, Maltepe de bundan azade değil ama Elâzığ'da özellikle "süngerli oda" diye tarif edilen bir alan var ve orada 2 tane kamera var ve o 2 kamerada kişilerin tuvalet ihtiyaçlarına kadar her şey çok açık görülecek düzeyde, açıkta yani ve çok kirli ve çok problemli. Yine, kadınların bulunduğu alanda, tam o "ortak kullanım alanı" denilen küçücük alanda kamera var. İnsanların mahremiyeti ve insanların sözünü söyleme, insanın kendini ifade etme alanının bu kadar içinde kameranın olması da açıkçası mahremiyet açısından problemdir.
Cezaevinde çalışan personellerin, başta infaz koruma memurları da dâhil olmak üzere, tutuklu ve hükümlülere karşı son derece kural dışı, kendi kişisel yaklaşımlarına göre davranış biçimi geliştirmişler. Öyle şeyler söylendi ki söylemek istemiyorum, aslında çok detaya inmek istemiyorum çünkü çok incitici şeyler yaşanmış. Çok kaba, saldırgan tutumları olan infaz koruma memurları var, özellikle Elâzığ'da çok yoğun gelen şikâyetler ve bununla birlikte çocuk tutuklu ve hükümlüler var. O çocuklara karşı oradaki infaz koruma memurlarının kaba, saldırgan ve ölçüsüz yaklaştıkları söylendi bize. Biz farklı zaman dilimlerinde başka yerlerde de konuştuk hem adli tutuklu çocuklarla hem siyasi tutuklu çocuklarla. Hepsinin ortak problem olarak gördüğü şey şuydu: "İnfaz koruma memurlarına biz bir talepte bulunmaktan korkuyoruz. İki defa çağırdığımızda, ikinci defa o düğmeye basarsak bize karşı mutlaka hakaret edecek, ya sesini yükseltecek ya da bize fiziksel şiddet kullanacak." Öyle ki kameranın görmediği kör noktalarda bunun yapıldığı söylendi.
Yine, kadın tutuklu ve hükümlülerin olduğu yerde askerî tip yoklama alınması konusunda davranış biçimleri geliştirmişler Elâzığ'da. Gitmeyen, inmek istemeyen, mesela yukarıda kalan, sağlık sorunu olan, bebeği olan ya da bir şekilde aşağıda bulunmayan kadınların saçlarından sürüklenerek aşağıya kadar getirildiğini ve erkek infaz koruma memurlarının özellikle bunu yaptığını söylediler bize ve bu, aslında teyitlidir yani söylem değil, aslında bu oluşmuş bir pratiktir yani. Bunun ispatını da aslında keşke olsa da yapabilsek ama kuvvetle muhtemel doğru olduğuna inanıyorum.
Yine, bununla birlikte, orada mektup okuma komisyonlarının bulunduğu ve -yani hepsinde var ama- kişinin, oradaki komisyona kendine göre bir yasaklama sistemi getirdiğini söylüyorlar ve bununla birlikte, mesela bazı mektupların verilmediği, hatta iade edilmediği de bir problem.
İnfazlar yakılıyor. Sayın Başkan, bu, oradaki yönetim kendi insafına kalmış çünkü ceza veriyor ve ceza sonucunda infazını yakıyor. Bu da OHAL'le ilgili çok fazla sıkça gelişen bir durum.
Bir de şimdi cezaevlerine verilen iki din görevlisi var -Maltepede var bu- iki din görevlisi ve bir vaiz var. Din ve ahlak gelişimi konusunda görevlendirilmiş. Şimdi, sormak istiyorum, bunların tam olarak yetkileri nedir, ne yapmak için oradalar? Yani, tamam, herkes aynı inançta olmayabilir, başka farklı inançlara mensup olabilir ya da böyle bir hizmet almak istemeyebilir. Bu sonuçta insanın kendi iradesine ilişkin bir durum. Hangi görev ve sorumluluk üzerinden orada görevlendirilmişler, bunu da sormak istiyorum
Ve onun dışında da yani aslında, bu ortak sorunların dışında mevcutta neredeyse bütün cezaevlerinde buna benzer şikâyetler çok fazla. Sizden ricam, bu şikâyetlerin değerlendirilmesi noktasında gerçekten bir pratik... Gidip izleme heyetinin sağlanmasını istiyorum çünkü -tabii ki yok diyecekler ama- OHAL ve OHAL'in getirdiği sınırsız yetkiler var ve bu yetkilerin de kişiye göre istismar edilme durumu da oldukça yüksek ve nitekim de bununla çok sık karşılaşıyoruz.
LGBTİ'lerin de problemleri var ama o çok karşılanabilecek düzeyde olmadığı için, biraz kendi içinde informal bir çözüm belki getirilir. O yüzden, bu genel bir sorun değil ama genel sorunlar bunlar ve son olarak da cezaevi komisyonu olarak bunun sık sık denetimlerinin oluşması ve sıralamaya konup bir rutine bağlanması konusunda da bir talebim olacak.
Teşekkür ederim.