Komisyon Adı | : | MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU |
Konu | : | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1945) |
Dönemi | : | 26 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 04 .12.2017 |
KADRİ YILDIRIM (Siirt) - Şimdi, arkadaşımız "musiki" ile "müzik" terimlerini biraz farklıymış gibi gösterdi. Ben Arapçadan geldiğim için biliyorum: Arapçada "musiki" kullanılmıyor, sonradan Arapçaya girmiş. Arapçada "müzik" ve "musiki" yerine "teganni", "ğina"; ondan sonra bu sanatı icra edenlere de "muganni", "muganniye" falan deniliyor. Dolayısıyla, klasik Arapçanın hiçbir yerinde "musiki" yok. "Musiki" Yunanca bir kelimedir, "mousa"nın sonuna "iki" eklenmiş ve "peri dili", "peri sesi" anlamına geliyor. Dolayısıyla, Arapçayla bir alakası yoktur "musiki"nin. Yunancadır ve "peri dili", "peri sesi" anlamına geliyor, etimolojik olarak.
İkinci husus: Müzik...
EKREM ERDEM (İstanbul) - Hocam, bir şey sorayım: "Müzik" ya da "musiki"... Yani, Arapçadır, şeydir, hiç önemli değil.
KADRİ YILDIRIM (Siirt) - Hiçbir fark yok.
EKREM ERDEM (İstanbul) - Özellikle bizim kolay ifade edebilmemiz, kendi yatkınlığımız açısından...
KADRİ YILDIRIM (Siirt) - Anlıyorum.
"Müzik" "musiki"nin Türkçeye uyarlanmış şeklidir.
EKREM ERDEM (İstanbul) - Tamam, benim de vurgu yapmak istediğim o.
KADRİ YILDIRIM (Siirt) - Evet. Yani, Türkçe telaffuzu biraz farklı olmuş, o kadar. Yoksa muhteviyat, köken aynı.
EKREM ERDEM (İstanbul) - Köken çok önemli değil.
KADRİ YILDIRIM (Siirt) - Şimdi, Kamil Bey'in söylediğine ben biraz daha, kısa bir açılım getirmek istiyorum. Aslında burada hemen hemen bir bütün olarak bir müzik üniversitesi düşünülmüş fakat tekrar söylüyorum: Müziğin başka güzel sanatların disiplinlerine ihtiyacı var. Örneğin, müziğin tiyatroda kullanılması, tiyatro sahnesinde nasıl kullanılacağı başlı başına bir konudur. Eğer siz müziğin yanına müziğin ihtiyaç duyduğu veya müzikle yakın, paydaş olan bir ismi eklemezseniz, bu durumda müzik sanki onlarsız da oluyor, onlara hiç ihtiyaç duymuyor gibi bir netice ortaya çıkıyor. Oysa, müzik tek başına... Evet, alabilirsiniz fakat isme bu "güzel sanatlar disiplinleri"ni eklemeseniz bile müzik eğitimini verirken siz yine, örneğin tiyatro müziğini, müzikal sahneleri, sesliyi, sessizi, vesaireyi eğitim esnasında yine vermek zorundasınız. Dolayısıyla, dil açısından da, etimoloji açısından da ben bir sıkıntı görmüyorum burada. Tamamlayıcı unsurlar, disiplinler olarak müziği tamamlıyorlar ama ağırlığın yüzde 90'ı müziktir.
EKREM ERDEM (İstanbul) - Ama Türkçe açısından "musiki" daha doğru.
İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş) - Hocam, tiyatro müzikten yararlanır; müzik tiyatrodan yararlanmaz.
KADRİ YILDIRIM (Siirt) - Efendim?
EKREM ERDEM (İstanbul) - Türkçe açısından "musiki" daha doğru.
KADRİ YILDIRIM (Siirt) - Yok, yok, hayır, yani Türkçe değil ki "musiki", daha uygun olsun.
EKREM ERDEM (İstanbul) - Efendim, Türkçe... Kökenine bakmayız kelimelerin, bunu siz daha iyi bilirsiniz. Büyük dillerin tamamı dışarıdan kelime alır, kendinin yapar. Yani, "musiki"yi kendimiz yapmışız.
KADRİ YILDIRIM (Siirt) - Yani, Türkçede artık bu telaffuz oturmuş; bir sıkıntısı da yok yani. İlle eski etimolojik telaffuzla alıp sonuna kadar onu kullanacaksınız, değiştirmeyeceksiniz diye bir şey yok; yani, ta'rîb de var, tedrîk de var, Türkçeleştirme de var, Arapçalaştırma da var; dolayısıyla, bir şey yok yani. Belki, böyle, sanki uyduruk gibi duruyor gibi bir intibayla bakılabilir ama öyle değil yani.