ÖMER SELVİ (Niğde) - Önemsiz demedim, şunu söylemek istiyorum: 5'inci maddenin onuncu fıkrasındayız şu anda. Yani bu konuştuğumuz şeyler bütün kanunla ilgili şey, onu söylemeye çalışıyorum, direkt 5'inci maddeyle ilgili değil. 5'inci maddede kitlendiğimiz şey ne? Meslek kuruluşlarının görüşünü alalım mı, almayalım mı? Şimdi kanaat ne olur, Sayın Başkan Palandöken "Alın, biz de içinde olalım." dedi. Ben de diyorum ki: Kanunun içinde biz tabi ki de bulunduralım, onların görüşlerini alalım ama bu maddede "görüş alır" olarak mı yapalım, yoksa... Spesifik olaylardan sadece belli ruhsatlardan mı? Ki nelere sebep olacağını görüyoruz. Mesela şöyle bir örnek var, aklıma geldi ama paylaşmadım, şimdi, Sayın Başkanım şöyle ifade etti, Bendevi Başkanım konuşmasında: "Yani açacak olan da, bu işi yapacak olan da esnaf, esnafa kötü, olumsuz bilgi mi verecek? Yani sonuçta o da isteyecektir." gibi bir şey söyledi. Yanlışsam düzeltecektir Başkanım ama şöyle bir şey de var: Belki birçok ilde ticaret ve sanayi odası seçimleri, esnaf ve sanatkârlar odası seçimleri huzur içinde, birlik beraberlik içinde geçiyor ama bazı illerde kıran kırana geçiyor. Kazanan ve kaybeden liste oluyor. Şimdi düşünün şöyle bir durumu: Kazanan bir liste var, kaybeden de bir liste var. Kaybeden listenin içinden bir insan, net oraya destek vermiş bir iş adamı bir yer açmak istiyor, AVM ruhsatı almak istiyor. E, şimdi siz oradan görüş alacaksınız. Yani herkes aynı olgunlukta değil. Kaybeden listeden bir adam oraya başvurduğu zaman, oradaki yönetim kazanan liste, yani açıktan söylemeyecektir ama görüşünü olumsuz verebilir. Belki belediye başkanı iyi niyetli olsa bile, ruhsatı verecek olsa bile bir şekilde kendini baskı altında hissedecek, ya ben ruhsat vereceğim, Ünal Bey'in dediği gibi belki şöyle olacak: Bunu belediye başkanı ruhsat vermek istemeyecek kullanacak ya da ruhsat vermek istese bile olumsuz görüşten dolayı üzerinde baskı hissedecek ve ruhsat verme noktasında çekincesi olacak. Böyle şeyler de var.