KADRİ YILDIRIM (Siirt) - Değerli Başkan, saygıdeğer arkadaşlar; Mardin Artuklu Üniversitesinde kürdoloji ve teoloji birimlerinin sorumlusu iken 2011 yılında belki de AK PARTİ'nin kendi tarihi boyunca atmış olduğu en önemli adımlardan biri olarak Farklı Dil ve Lehçelerde Eğitim Projesi'ni ben görevli olduğum üniversitede sahiplenerek, doğru bularak ve oluşturmuş olduğum yaklaşık 40 kişilik bir ekibimle destekleyerek Millî Eğitim Bakanlığı için ders kitapları hazırladık, Kürtçeyi alakadar eden ders kitapları ve o zamanki Millî Eğitim Bakanlığının üst düzey yetkilileriyle yaptığım istişarelerde bunun ileride oluşacak olan ana dille eğitimin bir hazırlık adımı olacağı, dolayısıyla önemsenmesi gerektiği belirtildi ve biz de zaten önemsedik. Fakat maalesef süreç bozulduktan sonra hem benim binbir güçlükle oluşturduğum ve birçok eleştiriyi de göğüslediğim bu projenin akamete uğradığını görüyorum, görüyoruz. Her şeyden evvel, oluşturduğum o güçlü kadronun çok güçlü hocaları, önemli projeleri olan o hocaların bir kısmı ne FETÖ'yle ne de başka bir mekanizmayla hiçbir alakaları olmamasına rağmen ihraç edildiler. Sayın Bakanımız buradadır, kendilerinden istirhamım, bu arkadaşların gerçekten araştırılarak tekrar görevlerinin başına dönmelerini sağlamaları için şimdiden çok önemli rica ve istirhamlarda bulunuyorum; bu bir.

İkincisi: O zamanki istişareler neticesinde bu adımın ileride ana dilde eğitime geçeceği düşünülürken ve böyle bir hayal içerisinde biz yaşarken sürecin bozulmasıyla birlikte görüyorum ki belediyelerin Kürtçe tabelalarının bile artık büyük bir kısmı sökülmeye başlandı. Sökülmeyenlerin bir kısmı -milim milim, küçük- âdeta mikroskopla, mercekle ancak bakılabildiğinde seçilebilen, görülebilen bir hâl almaya başladı. Ardından, Kürtçe konuşanların otobüslerden atıldığı, inşaatlardan atıldığı bir sürece gelindi. Bunlar vahim olaylar.

Hazır, Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinden söz açılmışken bunun yeniden gözden geçirilmesi, farklı dil ve lehçelerle oluşturulan projenin daha fazla ileriye taşınması, bunun için ek bir bütçenin oluşturulması ve ana dilde eğitime geçişte sürecin hangi aşamada olduğuna bakmaksızın sadece ve sadece somut, hakkaniyet ölçüsünde dillere yaklaşılması; bunun yanında, dediğim gibi, bu arkadaşlarımızın mutlaka ama mutlaka tekrar görevlerinin başına dönmesi... Çünkü gerçekten biz o adımı sahiplenirken -dediğim gibi, devrimci ve radikal bir adım olarak görmüştük- birçok noktadan ve birçok çevreden eleştirilmiştik. Yani AK PARTİ'nin ekmeğine yağ sürdüğümüz, hatta o zaman AK PARTİ ile cemaatin arası iyiydi, cemaatin ve AK PARTİ'nin birlikte, ikisinin de ekmeğine yağ sürdüğümüz yönünde... AK PARTİ'nin bu adım üzerinden prestij sağladığı, bu adım üzerinden propaganda yaptığı ama yarın öbür gün devran başka şekilde dönerse bu adımı tekrar askıya alacağı söyleniyordu ama ben ve ekibim mümkün olduğu kadar buna ihtimal vermemeye çalışıyorduk. Ama bugün görüyoruz ki bizi bu şekilde eleştirenler, üzülerek söylüyorum, keşke haklı çıkmasalardı ama haklı çıkmış vaziyettedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)