Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/887) ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/861) ve Sayıştay tezkereleri a) Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı b) Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı c) Türk Standartları Enstitüsü ç) Türk Patent ve Marka Kurumu d) Türk Patent Enstitüsü e) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu f) Türkiye Bilimler Akademisi g) Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ğ) Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü |
Dönemi | : | 26 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 06 .11.2017 |
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Başkanım, çok teşekkür ediyorum, sağ olun, var olun.
Sayın Bakanım, şahsınızda bütün heyeti saygıyla selamlıyorum.
Değerli Müsteşarımız şahsında da Bakanlığımız bürokratik kademelerinde bulunan arkadaşları tebrik ediyorum, hepsi var olsunlar, sağ olsunlar, canhıraş bir biçimde çalışıyorlar. Ama Bakan Yardımcımız Hasan Ali Çelik Bey'e özel bir paragraf açmak lazım, hem çelebi meşrebiyle, duruşuyla hem de özellikle Bakanlıkta bize dönük senkronizasyon gayretiyle her türlü takdirin üstünde bir gayret sarf ediyor, bu vesileyle kendisine çok teşekkür ediyorum, sağ olsun, var olsun.
Tırnak içerisinde bir ifadeyle konuşmama başlamak istiyorum. Mesele sadece otomobil üretmek değil, buradan ortaya çıkacak teknolojiyle, birikimle, tecrübeyle dünyaya meydan okuyacak yeni ve çok iddialı bir çıkış ortaya koymaktadır. Sayın Cumhurbaşkanımızın "Ülke 2023" hedefini koyan beliğ bir tarifi bu: "Her alanda dünya vitrininde olmak, her sahada Türkiye'nin farklılığını, potansiyelini ve değerlerini ortaya koymak, her meydanda ülkenin beşeri ve ekonomik kıymetlerini bir marka olarak sunmak." Niyet mübarek, hedef kutlu, aziz olsun demek de bize düşüyor.
"Savunma sanayisinden iletişim sektörüne, sağlık teknolojilerinden tarım altyapısına, hatta yapay zekâya kadar her alanda Türkiye'nin yeni yatırımlara, yeni yaklaşımlara, yeni girişimlere ihtiyacı var. Orta gelir tuzağından kurtulup yüksek gelirli ülkeler grubuna çıkabilmenin yolu, tasarımdan, yüksek teknolojiden, markalaşmadan geçiyor." vurgusunu yapıyor Sayın Cumhurbaşkanımız.
Akifçe bir söylemle: "Dünya koşuyorken yolun üstünde yatılmaz/ Davranmayacak kimse bu meydana atılmaz/ Müstakbeli bul, sen de koşanlarla bir ol da/ Maziyi fakat yıkmaya kalkışma bu yolda." Ölçü bu; maziye, karadan gemiler yürüterek asrında küresel akla tutulma yaşatan ecdada layık olarak, geleceğe ilerlemek. Dünyaya zulümle yön vermeye kalkışanların yönlendirdiği bir Türkiye değil hedef. Mazlum, mağdur ülkelerin sesi ve hamisi olarak küresel idrake yön verecek bir Türkiye ufku. Kervan mübarek, sefer mübarek; kutlu olsun.
Efendim, heyecanımı bağışlayın.
Biliyorum ki burada bulunan herkes, hangi siyasi görüşten olursa olsun aynı mutluluğu paylaşıyor ve aynı sürur içinde. Artık kendi otomobilini yerli ve millî bir yaklaşım ve donanımla üretecek bir Türkiye var. Adını koyduğumuz bir millî muradımız var.
Nereden nereye geldik hatırlatmasını yapacak değilim. Ancak herkesin, her insaf ehlinin bugün varılan noktadaki ak gidişatı takdir edeceğinden, hakkı teslim edeceğinden eminim. Türkiye büyüyor, Türkiye gelişiyor.
Artık dayatmalara, sosyal hayattan sanayiye kadar, dayatmalara boyun eğen bir Türkiye yok. Artık küresel vicdanları kanla boyayan, mazlum milletlere zulmü reva görenlerin teknolojilerine boyun eğmek de yok.
Akifçe lisanla "Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem." diyen, "Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam." kararlılığında bir Türkiye ve küresel meydanda olan bir Türkiye var. Tüm sosyal alanda, bütün ekonomik sahada "Ben de varım." diyen bir Türkiye. Cenab-ı Hak muini olsun.
Değerli Başkanım, "Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı" ismine dikkat çekmek lazım. Özellikle "Bilim ve Teknoloji" kavramlarına dikkat etmek lazım, on altı yıl öncesine kadar yabancısı olduğumuz kavramlara. Yalnız ölçü ve tartı aletlerini kontrol eden bir bakanlık, bir de kooperatifçilik işiyle uğraşan bakanlık, fonksiyonunun hepsi buydu. Geldiğimiz noktada ismiyle müsemma bir biçimde bilim üretiliyor, teknoloji üretiliyor; elhamdülillah, buna şükretmek lazım. Bu bir değişimin ifadesi, bu bir dönüşümün kaydı.
Çok değil eskiden yalnız üniversitelere has kılınan bir alanda artık Türkiye topyekûn düşünüyor ve üretiyor. Bir beyin fırtınası esiyor ki başkalarının markaları, patentleri, faydalı modelleri üstüne. Bunların yerine kendi beyin değerlerimizle, kendi bilim adamlarımızla meydana getirdiğimiz eserler geliyor.
Bakanlığın rakamsal tarif ve tanıtımı Sayın Bakanımızın berceste ifadeleriyle ortaya kondu.
Biz burada ak hareketin "Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı" ismiyle ortaya koyduğu bir değerler bütününü ve manayı vurgulamak istiyoruz.
Sevgili Başkanım, Değerli Başkanım, Sayın Bakanımdan bölgeler arası kalkınmışlık farkının giderilmesi noktasına ve özellikle temsilcisi olduğum ilin de yer aldığı Doğu Anadolu Bölgesi'nde göç olgusuna dikkat çekeceğimi size söylemiştim, bu noktaya geldik güzel Başkanım.
Bölgeden kaydedilen göçün iklim ve sağlık gibi nedenlerini bir kenara koyarsanız, temelinde istihdam endişesi var. Bu, herkesin malumu. Bu, sanayisi gelişmiş kentlere yoğunluklu bir göçün de sebebi. O hâlde yıllardır hep dertlendiğimiz bu sorunu gidermek durumundayız. İnsanımız doğduğu yerde doymalı. Bu bir beylik ifade değil. Bu, hayata geçirilmesi gereken bir tespit Sayın Bakanım. Hükûmetimizin göçü önlemek noktasında tarımdan sanayiye çok ciddi atılım ve yatırımları var. AK PARTİ iktidarları öncesi ile bugünü kıyaslarsanız göç olgusunun geçmişe nispetle büyük bir hız kaybettiği de bir vakıadır. Ancak biz biliyoruz ki 1 kişilik göç bile kayıptır, olmaması gerekir. İnsanımız kendi memleketinde, kendi bölgesinde rızık bulsun, maişetini temin etsin.
Bu yolda Bakanlığımızdan beklentimiz, bölgedeki pilot iller özelinde, bu illerin ekonomik değer ve potansiyellerini katma değere dönüştürecek altyapı yatırımlarını çoğaltmasıdır. Mesela Erzurum özelinde, biz tarımsal sanayi için, özellikle kamu eliyle ve yap-işlet-devret modeliyle, bir ciddi yapılanma, yatırım hamlesi talep ediyoruz. Erzurum da dâhil olmak üzere, bölgedeki seçilecek illerde tarımsal organize sanayi bölgeleri mutlaka kurulmalı, bu sektör organize sanayi bölgesi geneli içinde kalmamalı, özel bir fonksiyon kazanmalıdır.
Yine, burada marka ve özellikle patent başvuru ve tescilleri mihverinde bölge sanayi ivmesini ortaya koyan verilere dikkat çekmek lazım.
Türkiye'de son yirmi iki yılda tescil edilen patent sayısı 10.343. 1995-2003 yıllarında tescil edilen patent sayısı 324; değerli arkadaşlarım, bir kıyas, ehli vicdan herkes bunun kıyasını yapacaktır. 2003-2016 yılları arasında bu rakam 10.019. Yazık ki bundan Doğu Anadolu fazlasıyla nasiplenmemiş; bizim bu dönemde 61 tane tescilli patentimiz var. Toplamda binde 60'lık bir oran, çok düşük Sayın Bakanım.
Bakın, yine bu yılın Ocak-Eylül ayları arasında Türkiye'de toplam 4.162 patent başvurusu yapıldı, Doğu Anadolu Bölgesi'nden başvuru sayısı 48. Payımız toplam 1.15.
Biz diyoruz ki patent ve marka bir bilim, sanayi ölçütü. O hâlde Doğu Anadolu Bölgesi'nde bu üretimi artırmak durumundayız. Bir patent ve marka fırtınası estirmek durumundayız. Bakanlığımızın bu yolda ciddi çabaları olduğunu biliyoruz ama biz, göç hızının çok yüksek olduğu bölgemizde bu alanda bir yoğunlaşma istiyoruz. Bölgemizde bir markalaşma ve patent seferberliği başlatılmalı diyoruz. Özellikle organik tarım ve tarımsal sanayi alanında bu yapılırsa çok yerinde olur, çok isabet kaydedilir.
Bölgede seçilecek illere -ki bunların arasında ve başında biri teknik olmak üzere iki üniversitesi olan Erzurum olmalı- emek yoğun ölçüde istihdam oluşturacak organize sanayi bölgeleri dışında, yerli üretimin yapılacağı sanayi bölgeleri kurulmalıdır. Bu bölgeler, Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki iller arasında kümeleştirmeyle gerçekleştirilebilir.
Bir diğer bir talebimiz de Değerli Bakanım, yerli otomobil üretimine dairdir. Bunu farklı vesilelerle kayda geçiyoruz, dile getiriyoruz. Bu vesileyle de altını çizelim. Türkiye tarihî bir atılım yapıyor, bu bir vakıa. Bu atılımda bölgemizin de imzası olsun istiyoruz. Diyoruz ki Erzurum başta olmak üzere bölgemizde yerli otomobil üretimi için yeterli altyapısı olan iller var. Mesela yerli otomobili Erzurum'da üretin.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Lütfen toparlayalım Sayın Aydemir.
KADİM DURMAZ (Tokat) - Arsayı bedava verebiliyor musunuz?
BAŞKAN - Arkadaşlar, müdahale etmeyelim lütfen.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum)- Bu hâl bölgemizde yaşanan göçü bütünüyle sıfırlayacaktır, sıfıra indirecektir; buna inancımız tamdır eğer böyle bir hâl hakikat olursa Sayın Bakanım. Bu, aynı zamanda bölgedeki beyin ve sermaye göçünü de önleyecek, Doğu Anadolu Bölgesi, katma değer üreten bir bölge olacaktır. Eğer yerli otomobil üretimi bütün bütün mümkün değilse, o zaman herhangi bir aksanına yönelik üretim noktaları bölgemizde tesis edilmelidir. Bunu bölgede göçün, dahası terörün de sonlandırılması adına tarihî bir fırsat olarak gördüğümüzü belirtelim.
Bakanlığımızın takdirlik bir çabası olan üniversite sanayi iş birliğidir Artık Erzurum'un da bir Teknik Üniversitesi var dedik. Bu dayanışma ve kucaklaşmayı daha reel hâle getirme adına Bakanlığımızdan beklentimiz, üniversite-sanayi-kamu iş birliğini içeren etkinliklerini bölgemizde yapmasıdır.
Bir not daha düşelim ki belki en önemlilerinden biri olacaktır. Erzurum, bilişim teknolojisi için tüm imkânlara sahip olan bir ildir, beyin ve yetişmiş eleman açısından çok cazip imkânlar sunmaktadır. Diyoruz ki "Gelin Erzurum'da bir bilişim vadisi oluşturalım." Bakanlığımızın tarifiyle "Türkiye'nin inovasyon ve teknoloji tabanlı büyümedeki yeni merkezleri"nden birisi de Erzurum'da olsun; bölgemizde yenilikçi ve teknoloji tabanlı kalkınma ve büyüme hız kazansın. Bölgemiz, ülke KOBİ'leri için de KOBİ teknoyatırım projeleri üretsin, girdiler sağlasın ve tabii Sayın Bakanım, farklı zeminlerde ve zamanlarda konuştuğumuz ve sizin de desteğinizi almaktan çok büyük mutluluk duyduğum organize oyuncak sanayisine dönük bizim gayretlerimiz devam ediyor efendim, sizin de müzaheretinizin devamını hususen burada talep ediyorum. On altı yılda hayal ötesi yatırım ve yaptırımlarla Türkiye'ye çağ atlatan ak iktidar bu yatırımı yapmaya da Allah'ın izniyle muktedirdir.
Sözlerimi tamamlarken yine tırnak içerisinde bir ifadeyi kayda geçireceğim. "Geçmişte attığı her adımı kontrol ettikleri, yaptığı her işi yönlendirebildikleri, geleceğiyle istedikleri zaman istedikleri gibi oynayabildikleri Türkiye artık yok; artık istiklali ve istikbaline hayatı pahasına sahip çıkan bir Türkiye var." Sayın Cumhurbaşkanımızın zirve bir ifadesidir; kendisine medyunuşükranız bu ifadeden dolayı.
Mübarek olsun diyorum, saygılarımı sunuyorum.
Allah razı olsun.