İBRAHİM AYHAN (Şanlıurfa) - Teşekkürler.

Sayın Bakan, milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması sürecinde özellikle çok yoğun tartışmalar yaşandı. Bizler de çok iyi biliyoruz ki -dokunulmazlığı kaldırılan bir milletvekili olarak- HDP milletvekillerinin mahkemeleri takip ediliyor. Bu çerçevede, şu ana kadar AK PARTİ, MHP ve CHP'li milletvekillerinin duruşmalarının sayısı kaçtır yani bunları da takip ediyorsunuz muhtemelen; birinci sorum bu.

İkinci sorum: İmralı Adası'nda bulunan Sayın Abdullah Öcalan'a yönelik çok uzun süreden beridir bir tecrit uygulanmaktadır. Özellikle kendisinin durumu, pozisyonu hem Hükûmetiniz tarafından hem devlet tarafından bilinen bir durumdur. Hükûmet defalarca kendisiyle görüşmüş ve Türkiye açısından çok önemli bir pozisyonda olduğu bilinmektedir. 2011 yılından beri avukatlarıyla görüştürülmemektedir. Bunu hukuki buluyor musunuz yani bir hükümlünün kendi avukatlarıyla görüştürülmemesini neyle bağdaştırıyorsunuz? Ayrıca, ailesiyle ve hükümlülerin doğal hakkı olan 3 yakınıyla görüşebilme hakkı varken bu bile kendisine verilmemektedir. Bunu neye bağlamaktasınız? Niye genel hukukun içerisinde böyle ayrı bir hukuk uygulanmaktadır?

Son sorum: Özellikle daha önce de -2011 yılındaydı hatırladığım kadarıyla- gündeme gelen, tutuklu ve hükümlülerin ihtiyaçları için mevduat hesaplarına aileleri tarafından yatırılan paralara cezaevi idaresi tarafından faiz işletildiği doğru mudur? Cezaevine giderken tutuklulara "Hesabınızdaki paranın faiz vesaire getirisini idareye bağışlıyorum." şeklinde yazı imzalatıldığı doğru mudur? Buna ilişkin bazı şikâyetler geldi.

Teşekkür ediyorum.