KOMİSYON KONUŞMASI

METİN AKGÜN (Tekirdağ) - Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; saat 11.00'de toplantıya başladık ama saat şu anda on ikiyi on geçiyor. Aslında benim istediğim tablo, her milletvekili arkadaşıma beşer dakika söz verilse kısa ve öz olarak bütün hepsinin de konuşma fırsatı böylece olur.

Değerli Hüsnü Bey askerlik yaptı yirmi beş yıl, otuz yıl, Murat Bey de beş ay yaptı veyahut on ay, ben de on dört buçuk ay Kıbrıs'ta kaldım 1979 senesinde.

Şimdi, ilk önce şöyle başlayalım: Cumhurbaşkanımızın çıkış saati ne olursa olsun -oradaki saatin bir saat ileri, iki saat önde olması- oradaki psikolojik harekâtın güzel yönetilmesidir yani zarar görmemesi konusunda nereden, nasıl dışarı çıkar. "Askerî darbe değildir; uluslararası güçler vardır, emperyalist güçler vardır." Hüsnü Bey, bu doğrudur, zaten Başkanım da söyledi. Bugün 600 bin askerimizin içinde asker elbisesi giymiş birtakım emperyalist güçlere riayet eden, onların emrinde çalışan kişiler bu işi başlatmıştır. Ama "Bu iş bir darbe değildir." de dersek, o gün orada suikast timi eğer gelip de Cumhurbaşkanımıza bir zarar vermiş olsaydı, zaten Türkiye'nin konumu bugün böyle olmazdı.

NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - 2 şehit verdik orada.

METİN AKGÜN (Tekirdağ) - Evet.

Türkiye Cumhuriyeti'nin şehirlerinin içerisinde 250 şehit, 2 bin küsur gazi vermiş bir ülke. Bu, darbenin dışında "darbe artı darbe"dir veyahut da "teşebbüs"tür.

Birincisi, Ben Hüsnü Bey'in bir konusuna da katılmıyorum, KHK'lar... Yani biz acaba bu OHAL'i yapmasaydık da işte bu Diyarbakır bölgesinde, Sur'un içinde veyahut da dışında, başka yerlerde bu çukur kazma olayları devam etse miydi, bütün belediyelerin iş makineleri bunlara yardımcı mı olsaydı, tekrar şehitler mi verseydik? Ama işte, bu, OHAL olduğu için de cımbızla çektik; biz kimseye, sivilin de bir kişisine zarar vermedik. Şu anda da fevkalade durum gidiyor.

İkinci bir konu, "Fırat Kalkanı" dediniz, "İdlib" dediniz. Siz yıllarca askerlik yaptınız. On binlerce kilometre mesafeden Amerika gelip bizim sınırlarımızı dizayn mı edecek, yoksa biz 100 metre yanımızdaki, sınırlarımızın içindeki PKK/PYD varlığını gözden kaçırıp...

BAŞKAN - Fırat Kalkanı'na karşı çıkmadı ama yalnız. Ben cevap vermeyim.

MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Konya) - Fırat Kalkanı...

METİN AKGÜN (Tekirdağ) - Yok. Şunu, yanlış olduğunu söylediniz.

BAŞKAN - Yo "Yanlış olmadı." dedi.

MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Konya) - Böyle bir şey demedim.

METİN AKGÜN (Tekirdağ) - Ama bakın...

BAŞKAN - Demedi, demedi.

MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Konya) - Fırat Kalkanı'nı, İdlib'i burada konuşamadık dedim.

METİN AKGÜN (Tekirdağ) - Özür dilerim o zaman, ben yanlış anlamış olabilirim.

MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Konya) - Lütfen... Allah aşkına ya.

METİN AKGÜN (Tekirdağ) - Bir de ben, Nihat Bey'in dediği gibi, sizlerin çok iyi düşüncede olduğunu biliyorum ama psikolojik midir, nedir, pek söyleyemiyorsunuz, 15 Temmuz gecesinde ben de meydanlardayken, polis arabasında il başkanlarının ve belediye başkanlarının Cumhuriyet Halk Partisinin, millete "Sokağa çıkmayın..." Evine davet ettiğini de çok iyi gördüm. Bunu aslında biraz irdelemek lazım; niçin, neden. Rejimin de hiçbir yere gittiğini görmedik, değişmemiştir. 21'inci yüzyılda da askeriyenin yani ordumuzun yeni model silahlarla donatılmış olması ve dizayn... Yani "dizayn" dediğimiz, 21'inci yüzyıla göre hazırlandığını görüyoruz hep beraber. Ordumuz bence fevkaladedir, hiç geriye gitmiyor. Puan puan en ön tarafta şu anda yerini alıyor diyorum.

Teşekkür ediyorum.