| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 21 .11.2017 |
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Teşekkür ederim, bir iki şey...
Siz on beş senedir bu işlerin içindesiniz, burada, daha evveliyatı da var. Şimdi ihtiyaçlara bakıyorum, bu çölleşme ve erozyonla mücadelede Genel Müdürlüğün analizinde baktık: "Kurum ve kuruluşlar arasında müşterek çalışmalar yapılması, koordinasyonun güçlendirilmesi." Doğrudur, tespit yapıyorsunuz. "Çölleşmeyle mücadele konusunun birçok kurumun çalışma alanına girmesi, istenilen standartta verilerin olmaması." Bunun bir sağlanması lazım artık. Bu dinamik bir şey olabilir, hani, değişebilir vesaire ama bu hâlâ sağlanamadıysa zaten yaptığımız bir iş yok. "Çalışma konularının birçok kurumun çalışma alanına girmesi." Bu doğal zaten yani aynı alanda çalışıyorsanız -benzer- iç içelik var. Diğer taraftan, bakıyoruz, "Teşviklerde -hepsini söylemeyeceğim ama- mevcut izleme sistemlerinin iyileştirilmesi ve güncellenmesi." Bu da bunlar da dinamik.
Su Yönetimi Genel Müdürlüğüne bakıyoruz, "Su kaynaklarının kalitesinin korunması, iyileştirilmesi için gerekli araçlardan düzenli izleme verileri, bunları gerçekleştirecek laboratuvarın olmaması" vesaire. Her genel müdürlük için böyle bir şey yapmışsınız, bu da var ama bir taraftan da analizlere bakmışız, analizlerde -açık söylemek lazımsa- fırsattan çok, tehdit var. Hepsine baktım. "Görevde çakışmaların olması" tehdit. "Hükûmet politikalarındaki değişmeler." On beş senedir eğer sizin politikalarınızdaki değişmeler tehditse -bu bakandan bakana değişiyorsa ayrı, onu bilmem ama- aynı Hükûmetin bakanları arasında böyle bir şeyin olması mümkün değil. "Alakalı kurum ve kuruluşların bu politikaları uygulamaması." O zaman iktidar değilsiniz, niye uygulayamıyor? "Tabii kaynakların değerinin korunmasına yönelik sürdürülebilir olmayan ekonomik kararların alınması." Kim alıyor? "Biyokaçakçılığın artması, orman ve su kaynaklarının aşırı kullanımı ve kirlilik baskısı, şehir civarında tabii alanların tahrip edilmesi." Şimdi, bakıyoruz, yerleşim birimleri, imar planları aynı iktidar döneminde oluyor, aynı belediye döneminde oluyor ama bu problemden uzak kalamıyoruz, yaşıyoruz. Nasıl yaşıyoruz?
BAŞKAN - Sayın Ayhan, lütfen toparlar mısınız.
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Tamam, fazla uzatmayacağım.
Bir taraftan diğer analizleri de yapmışsınız. Zayıf yönlerine baktığımız zaman, "İç çevrede verilere ulaşmada yaşanan güçlükler, personel dağılımının veya sayısının yetersizliği, biyokaçakçılık -o konuyu bilmiyorum ama- halkın şuurlandırılmasındaki eksiklikler, sosyal imkânlardaki eksiklikler." Bu zayıf yönlerinizse bunlar çabuk giderilecek meseleler Sayın Bakan, bunlarda bir problem yok. Bunları buraya yazmanın... Hani, kayda değer bir şey de yok, açık söyleyeyim.
Şimdi, tehditlere bakıyoruz: "İklim değişikliğinin tabiat üzerindeki olumsuz tesiri." Tamam, ona fazla müdahil olamıyorsunuz, Allah vergisi, etkili olmak mümkün bazı şeylerde ama. "Şehirleşmenin tabii alanlar ve su kaynakları üzerindeki baskısı." İşte, vekilim Urfa'dan. Ben gittim, Konut Müsteşarıydım, "Bu konutları yukarı yapın." dedik. Şimdi ovaya indi. Geçen Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız geldi, ona da söyledik, "Senin Belediye Başkanlığın döneminde oldu bunun aşağı inmesinin çoğu." dedik. Şimdi, bir şeyi söylüyoruz da söylerken bir şeyin de arkasında durmamız lazım. Dolayısıyla, bu işler böyle gidiyor. Burada herkes üstüne düşeni, biz de muhalefet olarak, aynı şeyi söylüyorum... Sizin müspet yaptıklarınızı, ben baktım, muhalefete mensup arkadaşlar da destekliyor. Eğer ideolojik anlamda bir şeyimiz yoksa zaten iyi olan, doğru olan herkes için iyi, herkes için doğru. Dolayısıyla, kimseye eziyet etmeden bu işleri çözmek lazım. Muhalefetten de ne destek istiyorsanız zaten veriyoruz, burada uzun süredir de bunu söylüyoruz.
Ben teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.