| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/887) ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/861) ve Sayıştay tezkereleri a) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı b) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu c) Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü ç) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu d) Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 20 .11.2017 |
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, Komisyonun değerli üyeleri, Sayın Bakan, kıymetli bürokrat ve basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün, çok önemli bir bakanlığın bütçesini görüşmek üzere toplandık. Gerçekten önemli. Türkiye, bu konuda zaman zaman çok yoğun problemler yaşadı, geçmişte bunu gördük. Baktığımız zaman, bölgemizdeki ve dünyadaki gelişmeleri, artan jeopolitik riskleri, ekonomik problemlerin yoğunlaşmasını, politik, askerî, güvenlik stratejilerinin yeniden gözden geçirilerek uygulandığı, doğal kaynak coğrafyasının sınırlarının yeniden şekillendirildiği, dış politik ara stratejilerinin çok sık değiştiği, dinî ve etnik yapıların yeniden şekillendirildiği bir dönemi yaşıyoruz. Bunun bir ucunda enerji var, sonuçlarında da enerji ortaya çıkacak, enerji sektörü. Sadece Orta Doğu ve Kuzey Afrika'ya baktığınız zaman, sanıyorum, petrolün yüzde 60'ı ve daha fazlası bu alanda, doğal gazın yaklaşık yüzde 50'si bu alanda. Burada, Avrasya bulunduğumuz bölge de önem kazanıyor dolayısıyla, dünyada nüfusun önemli bir bölümü burada yaşıyor, rezervlerin önemli bir bölümü burada. Şimdi, baktığımız zaman, Türkiye de net enerji ham maddesi ithalatçısı olarak dünyada 10'uncu, 11'inci sıralarda. Biz de aşağı yukarı enerji ham maddelerini üç dört ülkeden ne yapıyoruz? İthal ediyoruz. Bu nedenle, bu konunun bizim açımızdan sadece enerji olarak değerlendirilmesi de mümkün değil.
Benim mutluluk duyduğum bir şey oldu Sayın Bakanım. Biz, hakikaten biraz önce bunlar dağıtıldığında Mustafa Bey'le baktık, sizin konuşmanız ve bütçe sunumuyla ilgili baktığımızda, şurada bir millî enerji olayını gördük. Bu bizi heyecanlandırdı. Burada, sizin politikanızla ilgili müspet göreceğimiz şeyler olabilir, görmeyeceğimiz şeyler olabilir ama memnun eden tarafı olaya doğru bakmakla başlıyor.
Biz, şimdi, sizin vizyonunuza baktık burada kabaca "enerjide ve doğal kaynaklarda güvenli bir gelecek" diyorsunuz. Güvenli gelecek önemli, biz seçim beyannamemizde bir de başına "huzurlu" koyduk. Bunu şaka olsun diye söylemiyorum, işin esası bu. Ama burada bir şey daha söyleyeceğim: Biraz önce siz konuştunuz, diğer siyasi partilere mensup arkadaşlar da konuştular. Netice olarak, burada, doğru bir, gidiş yolları farklı olabilir, oralarda arızalar olabilir, yanlışlarımız olabilir ama neticede "Millî enerji politikası" dediniz, doğal kaynak olarak çok zengin olmadığımızı söyledik ama bizim seçim beyannamemizin başlangıcında da enerji ve doğal kaynaklarda millî bir enerji politikasının oluşturulacağından bahsediliyor. Çok detaya girmeyeceğim ama hedefleri olarak, dışa bağımlılığın azaltılması, kömürden, yenilenebilir enerjiden burada bahsetmişiz, enerji ithalatında kaynak ve ülke çeşitliliği, etkin talep yönetimi, enerji arzının kesintisiz ve yeterli bir şekilde gerçekleştirilmesi, çevreye dost, duyarlı -onu söylüyoruz- enerji verimliliğinin üretimde, tüketimde, bütün alanlarda güçlü şekilde çeşitlendirilmesi, yeni enerji teknolojilerini üretecek yetkinliğe ulaşılması.
Şimdi, bunun sizin konuşmanızda bahsettiğiniz hususlarla birebir olmasa bile çok örtüştüğünü net bir şekilde ifade etmem mümkün. Doğru, ifade edeceğimiz şeyler belli. Buraya nasıl gidiyoruz, ne şekilde gidiyoruz; ona da bir bakmamız lazım.
Sayın Bakanım, ben programa da baktım, siz de konuşmanızda bahsettiniz, enerji talebi ile büyüme doğru orantılı gelişiyor, bu doğru ama son zamanlara baktığımız zaman, bunun paralelliğinin biraz bozulduğunu görüyoruz. Bunu negatif anlamda söylemek istemiyorum. Verimlilik artışı, biraz olayı farklılaştırıyor, pozitif olarak düşünmek lazım bunu. Yaklaşık on beş senedir, 2000-2015 arası, dünya yüzde 3 ortalama büyüyor, Türkiye, diyelim ki yüzde 5 büyüyor. Dolayısıyla, enerji politikasının temel önceliği de yüksek talep artışının kesintisiz ve güvenli bir şekilde karşılanması, zaten sizin de bu konuşmanızın başlangıcında söylediğiniz üç şeyin ikisi burada var.
Fosil yakıtlarda zengin değiliz, biraz linyit olayı burada önemli. Birincil enerji kaynaklarında ithalat bağımlılığımız yüzde 75; kömürün payı yüzde 27, petrolünki yüzde 30, yenilenebilir yüzde 12; böyle bakıyoruz. 2008-2015'te programda verilmiş, doğal gazın enerji tüketimindeki payı yüzde 31 düzeyinde. Bu, epey yukarıdan geldi. Dünyada enerji tüketiminde doğal gazın payı 2001'de yüzde 18, 2015'te yüzde 23. Baktığınız zaman, ülkemizde yüzde 38 ile yüzde 50 arasında bir değişiklik göstermiş.
Şimdi, 2016 programında değerlendirilmiş daha makro anlamda gerçekleşme de olduğu için; kömüre ve yenilenebilire yönlenmeyle elektrik tüketiminde yüzde 33'lere gerilemiş, 2017'de de tahminen yüzde 34. 2015-2016 dönemine bakıyoruz, doğal gaz tüketimi 46-48 milyar metreküp, bunun yüzde 36'sı elektrikte, yüzde 30'u sanayide, yüzde 34'ü de ısınmada kullanılıyor. 2017 yılında doğal gaz tüketiminin de 52 milyar metreküpe çıkacağından bahsediliyor. Dolayısıyla, doğal gazda arz güvenliği riski var. Siz bunu ne yapıyorsunuz? Ortadan kaldırmaya çalışıyorsunuz.
Şimdi, bütün bu olay, tüketim bu hızla arttığı müddetçe... Rahmetle anacağım bir yakınım, bir büyüğüm şöyle söylerdi, özellikle ham petrol konusunda, taşıtlarda bu kadar arttığı zaman: "Emin oğlum, Kızılırmak'ı bağlasan bu işe yetmez." derdi. Dolayısıyla, bizim burada çok hassas, dengeli, akılcı politikalarla yürümemiz lazım. O zaman arayacağız, yerli kaynakları daha fazla değerlendireceğiz, ithal kaynakları değerlendireceğiz ama çeşitlendireceğiz aynı zamanda. Bu çerçevede siz neyi söylemişsiniz? Ben baktım programa, TANAP'ı tamamlamaya çalışıyorsunuz, 2018; Türk Akımı'nı tamamlamaya çalışıyorsunuz, 2019. Arz güvenliği için doğal gaz depolama kapasitesini artırmaya çalışıyorsunuz, kapasite yıllık tüketimi yüzde 6, AB'de bu yüzde 20 civarında, siz de bahsettiniz. Termik santralleri artırmaya çalışıyorsunuz, yenilenebiliri teşvik ediyorsunuz. Verimliliği artırmaya, israfı önlemeye, yoğunluğu azaltmaya çalışıyorsunuz.
Şimdi, burada yatırım kifayetli mi kifayetsiz mi ona bakmak lazım. Sayın Bakan, baktım ben, gerek toplam sabit sermaye yatırımları içinde yıllara göre de baktığınız zaman, toplamda -cari fiyatlarla değerlendirilir zaten- kabaca 1,5-1,6 düzeyinde. Yani bunun artırılması lazım. Kamuya bakıyorsunuz, o da yüzde 3,5 düzeyinde, toplam kamu sabit sermaye yatırımları içinde enerjiye ayrılan pay. Ama daha önce, rakam değişti mi bilmiyorum, EPDK Başkanımızın sanıyorum bir açıklaması vardı "Yılda 10 milyar dolarlık bir yatırıma ihtiyaç var." diye. Yanlış mı söylüyorum? Öyle bir şey vardı, 300'den kastediyordu uzun süreli. Bakmak lazım ona da.
Şimdi, ortalama üretim kapasitesini yüzde 70-80 kullanıyoruz, programdan baktım. Elektriğin hızlı artan talebinin karşılanması bana göre başarılı ama burada yöntemi, maliyeti ayrı konuşuruz. Programa bakıyorum, 120 milyar kilovatsaatten şu anda yaklaşık 270-280 civarında bir rakam kabaca baktığımızda. Bunun nasıl geldiğini ayrı konuşuruz ama bu kadar süre içinde artan talebi -arada kesintiler oldu, sıkıntılar oldu, bütün bunları söylemek mümkün ama- karşılamak kolay bir olay değil. Bu konuda yöntemini, maliyetini ayrı düşünmekle beraber bu sıkıntının çözülmeye çalışıldığını, ileriye yönelik projeksiyonların da şimdiden düşünülmesi gerektiğini, buna iyi bir planla -zaten çalışıyorsunuz ama- yürünmesi gerektiğini düşünüyorum.
Burada amacının enerji politikasında ...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Ayhan.
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Şimdi, enerjiyi nihai tüketiciye bir kere sürekli vereceksiniz, kaliteye gideceksiniz, güvenli olacak, asgari maliyetle arz edeceksiniz, kaynak çeşitlendirmesini sağlayacaksınız, yerli ve yenilenebiliri artıracaksınız, nükleer teknolojiyle elektrik üretimine ağırlık vereceksiniz, enerji yoğunluğunu azaltmaya çalışacaksınız, israfı azaltacaksınız, enerji ticaretinde rekabete ve stratejik konumuna bakacaksınız. Güzel bir deyim var, hem arabayla gideceksin bir yere giderken, şoför mahalline oturacaksın, istediğin yerde duracaksın, akrabanı ziyaret edeceksin falan. Bütün bunların -en ideali bunlar, zaten onun için yazılmış- hepsinin beraber yerine getirilmesinin biraz zor olacağı kanaatindeyim. Dolayısıyla bunların içinde de bir öncelik sıralamasına ne yapmak lazım? Bakmak lazım.
Toplam enerji ithalatına bakıyoruz, 2012'de 60 milyar dolar, 2016'da 27 milyar dolar. Şimdi, dış ticaretin ve cari işlemler açığının önemli bir meblağı oradandı, yine hâlâ öyle ama orada bakıyoruz ki özellikle petrol fiyatlarının düşmesinden dolayı bir avantaj yakalanmış durumda. 2016'da enerji ithalatının toplam ithalata oranına bakıyorsunuz, 2012'de yüzde 25'lerden yüzde 13-14'lere kadar düşmüş. Şimdi, elektrik enerjisi sektöründe reform var, 2004'te bunu söylemişsiniz, Özelleştirme Strateji Belgesi var. Ki bu özelleştirme, Sayın Bakanım, bu sektörde, o gün bütün siyasi partilerin üzerinde anlaşarak çıkardığı -ben daire başkanlığı da yaptım Özelleştirmede- çok az sayıdaki yasalardan biridir. Diğerini ticaret borçları vesaire olarak düşünürsek...
Burada yatırımı biraz önce söyledim, hani genel anlamıyla makro değerlendirdiğinizde orada biraz sıkıntı var diyorum. Özelleştirme problem Sayın Bakanım burada. Şimdi, burada bir şeyi ifade etmeden geçmeyeceğim, ben yaşıyorum. Ben yirmi iki senelik doğal gaz abonesiyim, kartlı sayaç verdiler bana. Şimdi, her sefer ben Başkent Doğalgazla kavga ediyorum. Önceki yönetim daha iyiydi diyorum. Hiç olmazsa hazinenin üstüne yıkıyordum. Ya, ben paramı vereceğim, doğal gaz alacağım "Vermem, şu kadardan fazla alamazsın." diyor. Ya, kardeşim, benim bunu alıp başka yere satma imkânım var mı? "Yok." O zaman niye vermiyorsun benim doğal gazımı? Ben, bitecek, gecenin bir vakti gideceğim, Başkent Doğalgazı bulacağım. Fakir fukara ne yapacak bittiği zaman ya? Bir yerden imkân bulur, alır. O zaman verimlilik ve rekabet şartını sağlamamış oluyoruz. Burada büyük sıkıntı var. Şirketlerin sıkıntısı var, onu biraz sonra elektrik dağıtımla da ilgili söylerken diyeceğim. Hizmetin kalitesi var. Elektrikte de güneydoğunun özelleştirilmesi özellikle sıkıntılı. Dünyanın hiçbir yerinde, özelleştirdiğin bir kuruma kaynak sağlamak için... Tarıma sübvansiyon verip de kaynağında kesip alsan mı? Olmaz bu. Yani, oradaki özelleştirmede biraz arıza var.
Şimdi, zaten orada da özelleştirmede bir sıkıntı oldu benim hatırladığım kadarıyla, yanılıyorsam lütfen düzeltin; toplam dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesi 12,3 milyar dolar. Şimdi bunun kabaca yüzde 10'u, yüzde 25'i arası öz kaynak, gerisi için kredi kullandılar. Kredide dövizli kullandılar. Dövizli kullanınca orada problem ortaya çıktı. Neden ortaya çıktı? Hem döviz arttı, bir de cirolarda kâr... Bilmiyorum Başkanım, yüzde 1'ler civarında mı? Şimdi, siz dolarla bu kadar borçlanıp buraları Özelleştirmeden satın alırsanız, yüzde 1 ciroda kârınız varsa, bu, dolar yükselmesinde hem kamuyu hem devleti hem şirketin kendisini ne yapar? Sıkıntıya sokar. Burada kaynak kullanımında esasen verimlilikte arıza var. Bu kaynağı özel sektöre verseydiniz fevkalade iyi olurdu, başka türlü verseydiniz, başka yatırım alanlarına. İşte ne oldu? Bu esnafa verdiğiniz kredi piyasanın göçüşünü engelledi bir anlamda. Yani öyle bir değerlendirmekte fayda vardı.
Dış ticaret açığını da biraz önce söyledim, pay yüzde 70'lerden yüzde 50'lere geriliyor. Bu dağıtım özelleştirmesinde problem var. Diğer taraftan, bu bir de yarın üstümüze geri geri gelebilir, ben ondan da çok korkuyorum, tedbirimizi almamız lazım. 2009'da Elektrik Enerjisi Piyasası ve Arz Güvenliği Strateji Belgesi ortaya çıktı, Elektrik Piyasası Kanunu... Buradan bakıyoruz, ithal kömür ile yenilenebilirin payı artı, doğal gazınki azaldı. İklimin faydasıyla da hidrolikten biraz istifade ettik bu seneden itibaren. Biraz dua etmek lazım, bu iş bizi rahatlatsın. Hakikaten sizleri de rahatlattı biraz bu hidrolik olayı, yağışların iyi gelmesi.
Diğer taraftan, Türkiye enerji sektörüne baktığınız zaman...
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI BERAT ALBAYRAK (İstanbul) - Geçen seneye göre yüzde 50...
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - İşte, onun için söylüyorum, Cenabıhak inşallah rahatlatır.
Şimdi, o doğal gazın payı azalıyor diğerleri artıyor da... Şimdi, oraya baktığınız zaman bu sene nasıl olacak onu görmemiz lazım. Hoşumuza giden şöyle bir tabloyu gördüm yani son yirmi seneye baktığım zaman ama orada bir sıkıntı yaşayacağız öyle gözüküyor.
Şimdi, Türkiye'de enerji sektörüne bakıyoruz yüksek talep artışı var, yüksek ithalat bağımlılığı var, yüksek enerji yoğunluğu var, jeopolitik avantajı var; bunlar sayılmış -resmî belgelerden de bakarak söylüyorum- belaları da var yani yaşadığımız birçok olay ondan.
Şimdi, yüksek talep artışına baktığımız zaman yüksek yatırım artışı olması lazım. Siz kaynak bulmak için epey gayret ediyorsunuz, muhalefet de işte ne yapıyor; tenkit ediyor onun yöntemi bu olmamalıydı, şöyle olmalıydı böyle olmalıydı diye. Muhalefetin de haklılık payı var, siz de imkânlara bakıyorsunuz bu mümkün mü, değil mi, nereden bulurum, nerede var? Bir de millîlik vasfı var, kaynak bulmamaya çalışıyorsun öbür taraftan; orada sıkıntı. İyi düzenlenmiş, şeffaf ve rekabetçi piyasaların önemi burada önemli ama bunun kısa sürede sağlanabileceği konusunda benim endişem var. Bu, sadece sizin tutumunuzla da ilgili değil, mevcut gelişen şartlar, sektörün durumu farklı davranış biçimlerine sizi... Mesela, diyelim ki falanca yere elektrik enerjisini sen yükleneceksin diyorsun, doğal gaz santrallerini durduracaksın diyorsun, üretme ben hidrolik kullanacağım diyorsun. Bu tür şeyleri mecburen, makro anlamda baktığın zaman ülke politikası olarak yapıyorsunuz. Demek ki diğer mesela eğitimde, savunmada, vesairede olduğu gibi zaman zaman burada da piyasa mekanizmalarında birtakım arızaların ortaya çıktığı da vaka. Bunları da ne yapacağız, değerlendireceğiz.
Bu yüksek ithalat bağımlılığı... Yerli yenilenebilir enerjinin payı artacak diyoruz, bu sevindirici. Özellikle ben rüzgâra falan baktığım zaman seviniyorum hatta bazı arkadaşlar, bu sektörde çalışanlar çocuklarının ismini Rüzgâr falan koymaya başladılar; iş o derece benimsendi. Bunu teşvik de etmek lazım, ediyorsunuz da.
Enerji kaynaklarında çeşitliliği artıracaksınız; bu da doğru. Ama bunu nasıl yapacağız, hangi şartlarda yapacağız? Bize stratejik açıdan da problem olmayacak bir şekilde değerlendirmemiz lazım.
Yüksek enerji yoğunluğu diyoruz. Enerji verimliliği için bu hakikaten büyük bir potansiyel baktığımız zaman bu yüksek enerji yoğunluğuna. Enerji verimliliğini buradan sağlarsak bu bizim epey avantajımıza olacak.
Jeopolitik konumun avantajları... Bu Doğu-Batı enerji terminali ve ticaret merkezi olmanın bir avantajı olarak Türkiye de ne yapacak; gelişecek, bu önemli.
Kaynaklara yakınlık, bu da önemli, iyi de bir şey. Bizde de bu kadar kaynak yok ama şimdi bunun bir de belaları var tabii. Buna göre savunma harcaması yapacaksın, buna göre bağlantılarını yapacaksın, karşı tarafın edimlerine ne kadar bağlı kalacağını bilemezsiniz, şartlar değişiyor, hukuki altyapı tamamen farklılaşıyor. Bütün bunlara ne yapmak lazım; bakmak lazım.
Bir de Türkiye'de teröre, para kredi sistemine, özelleştirmenin tıkınmasına falan bakmak lazım, bunun kamuyu bloke etmesini engellemek lazım.
Şimdi, sanıyorum sizin sözünüzdü yanlış hatırlamıyorsam Sayın Bakanım, "Elektrikte doları çıkarmak lazım." diye bir şeyi siz mi söylemiştiniz, böyle bir şey vardı?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI BERAT ALBAYRAK (İstanbul) - Mümkün olduğunca yerli paraya geçmek lazım.
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Yani bu, aslında mantıklı bir olay ama bunu ne kadar gerçekleştirebiliriz onu bilemiyorum çünkü neticede...
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI BERAT ALBAYRAK (İstanbul) - Bakanlık kısmına kademeli bir şekilde başlıyoruz.
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Yo, yo söz olarak çok doğru, yerinde bir söz. Yani burada belki şu anlamda da söyleyebiliriz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Ayhan, süreniz doldu.
Lütfen, toparlamanızı rica ediyorum.
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Yatırımlar anlamında da buna bakmak lazım. Yatırımları içeride teşvik edip özellikle bu rüzgâr enerjisi, güneş enerjisi vesaire içeride imalata yönelebilirsek, belki daha fazla oranda yatırımı dâhil edebilirsek o bizi rahatlatır diye düşünüyorum.
Şimdi, üretimin bileşenleri arasında geçişkenliği belirlemek, bakmak lazım.
Bütün bunları söyledikten sonra bütçenizin hayırlı olmasını diliyorum.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.