KOMİSYON KONUŞMASI

SELİN SAYEK BÖKE (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Bakan, tabii, işsizlik konuşacağımız zaman meselenin esasında bir makro boyutu olduğu ve Çalışma Bakanlığının ötesinde birtakım politikalar gerektirdiği aşikâr. Onun için, ben o kısmına detaylı girmeyeceğim ama diğer hususlar sizin Bakanlığınızı çokça ilgilendiriyor, onların bir kez daha altını çizme ihtiyacı duyuyorum.

Şimdi, herkes bahsetti ama bu kısım çok önemli, bir makyajlamayla sanki işsizlik sorunu çözülmüş gibi yapılıyor, oysaki işsizlik sorunu çözülmemiş, Türkiye'de son dönemde stajyerlerle ve bursiyerlerle yaratılmış bir istihdamdan bahsediliyor. Nasıl ki üniversiteler kurup çocukların işsizliğini geciktirmeyi bilim merkezleri diye satıyorsanız bugün de stajyer ve bursiyerle yaratılmış olan istihdamı da işsizliğe çözüm diye satıyorsunuz. Doğrusu, bunun bir makyajlamanın ötesine geçmediği gerçeğini kabul etmeden bir iktidarın sorunlara çare üretmesini beklemek korkarım ki mümkün değil. Tekrar rakamı vererek altını çizelim: Yaratılmış olan istihdamın 1 milyon 127 binlik kısmı stajyer, bursiyer ve çıraklık kapsamında yaratılmış. Yani sürdürülebilir, kalıcı bir iş yaratmaya kaygı duyan bir yaklaşımın olmadığı bunu gizleme çabasıyla bence çok net ortaya konuluyor.

Şimdi, eğer küresel koşullarda işler iyi gidiyor, bizde de çok iyi olacak hatta bir daha iyiyiz diyorsak o zaman korkarım ki bir uluslararası karşılaştırmayla Türkiye'deki işsizlik durumunun fotoğrafını da çekmek gerekiyor. Türkiye, kendisine benzeyen ülkeler arasında en yüksek 3'üncü işsizlik oranına sahip ülke. Yani Çin ve Hindistan kadar hızlı büyüyoruz diyorsak o zaman Çin ve Hindistan gibi düşük bir işsizlik oranına kavuşturacağımız bir düzen kurmamız gerekiyor, bunu yapmayınca o büyümekten bahsetmenin de hiçbir anlamı olmuyor. Aynı tablo, aynı sıralamayla yani en kötü üç ülke arasına Türkiye'yi sokan tablo genç işsizler arasında da mevcut.

Kadınlara dair ortaya çıkan tablo, bana sorarsanız, bunların çok ötesinde endişe verici. Evet, bir kadın bakanın olması çok iyi ama bir kadın bakanın liyakat temelli iş yaptığı ve belki de kadınlar için de işi düzeltmek için gayret gösterdiğini gördüğümüzde buna daha çok heyecan duyacağımızı ifade etmek istiyorum.

Bu Orta Vadeli Program'da kadınların istihdama katılımına yönelik yapılacak işlerin tarifinden endişe duyduğumu bir kadın milletvekili olarak paylaşmak istiyorum. Cümle şu: "Kadınların istihdamını desteklemek için mekân ve zaman kısıdını azaltacak esneklikte, başta bilişim teknolojileri olmak üzere, teknolojiden kullanma teşvik edilecektir." Hangi mekânsal kısıt dijital teknolojiyle aşılacak? Kadınlar evden çıkmasın diye yapılan uygulamaların artacağı mı ifade ediliyor? Bunun netleştirilmesi ve bu politikaların ne olduğunun ifade edilmesi bu endişenin giderilmesi için önemli. Nitekim, şimdiye kadarki istihdama katılım artışı, kadınlara, evde verdikleri bakım hizmeti için verilen ücretler karşılığında gerçekleşti. Bu endişemiz de yaşanmışlıklar üzerine inşa ediliyor.

Şimdi, sizin Bakanlığınız için önemli bir mesele, işsizlik sigortası. İşsizlerin korunması sizin en temel görevlerinizden bir tanesi ancak işsizlik sigortasının kullanımına baktığınızda işsiz korumaktan ziyade sermayeye para aktarmak için bir mekanizma, aynı zamanda, İşsizlik Sigorta Fonu devlete borç vermek için bir sistem olarak kullanılıyor. Türkiye'de Ekim 2017 itibarıyla işsizlik sigortası alanların sayısı 385 bin kişi yani işsizlerin sadece yüzde 10'u, oysaki Avrupa'da bu rakam yüzde 63. Yani Türkiye'de Çalışma Bakanlığı vatandaşını işsiz duruma düştüğü zaman koruyacak düzenlemeleri maalesef gerçekleştirmiyor. Şimdi, bununla beraber, yine, Ocak-Eylül 2017 döneminde İşsizlik Sigortası Fonu'nun kullanımına baktığınızda 19,5 milyar liralık gelirin yüzde 34'ten fazlası stajyere, kursiyere, bursiyere gitmiş, oysaki işsizlere sadece 3,2 milyar lira harcanmış. Yani hak etmek için prim gün uzunluğu var, kısa süreli bir koruma sağlıyor, üstelik de emeği değil sermayeyi korumak için kullanılıyor.

Bir de aktif istihdam politikalarındaki durumu da tespit etmek gerekiyor. 2013'teki verilere göre baktığınızda sizin harcamalarınız, sizin iddianıza göre 500 milyon liralık harcama yapılmış ama aynı dönemde OECD rakamlarında Türkiye'nin 54 milyon lira harcadığı söyleniyor. Bu aradaki farkın nereden geldiği, aktif istihdam politikasında OECD'den farklı ne anladığınızı duymayı çok merak ediyorum. Oysaki OECD ülkelerinde bu rakam Türkiye'nin şu anda harcadığının 10 katı düzeyde.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Böke.