Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/887) ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/861) ve Sayıştay tezkereleri a) İçişleri Bakanlığı b) Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı c) Emniyet Genel Müdürlüğü ç) Jandarma Genel Komutanlığı d) Sahil Güvenlik Komutanlığı, e) Göç İdaresi Genel Müdürlüğü |
Dönemi | : | 26 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 15 .11.2017 |
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Başkanım, çok teşekkür ediyorum.
Değerli Bakanım, şahsınızda bütün heyeti saygıyla selamlıyorum.
Sayın Kuşoğlu'na çok teşekkür ediyorum, çok öğretici bilgiler verdi, sualler açtı her zaman olduğu gibi. Var olsun.
Ben, izniniz olursa, yine Sayın Cumhurbaşkanımızın bir kaydıyla konuşmama başlamak istiyorum. Bu terör cenahını izah ederken ülkemizin içinde bulunduğu tehlikeli hâlin altını çiziyor ve aynen şöyle bir tarif geliştiriyor Sayın Cumhurbaşkanımız: "Yeri geldi darbeci, cuntacı kılığında karşımıza çıktılar, yeni geldi vesayet, yeri geldi uluslararası kuruluş kisvesine büründüler, yeri geldi silahlı terörist, yeri geldi ekonomik tetikçi olarak göründüler. Aslında, hepsi de aynı prizmanın birbirinin eşi olan farklı yüzleriydi. Amaç, bu ülkeye ve bu millete diz çöktürmekti. Hakikat bu. Bu imansızların niyetleri tek, Türkiye'yi bölmek, Türkiye'yi yok etmek, milletimizin arasına nifak tohumları saçmak." Bu, ehlivicdan herkesin kabul ettiği bir tariftir.
Yine, Sayın Cumhurbaşkanımız başka bir tespit yapıyor, muhteşem bir tespit. "İstikbalimiz için ikinci bir kurtuluş savaşı verdiğimiz bir zaman diliminin tam ortasındayız." diyor Sayın Cumhurbaşkanımız. "Türkiye, içeriden ve dışarıdan kuşatılmaya çalışılıyor. Eski pısırık Türkiye'ye alışmış olanlar iddialı, vizyoner ve güçlü bir ülkeyi hazmedemiyorlar. Türkiye'nin bağımsızlığına leke sürdürmeme kararlılığı birilerini ciddi olarak rahatsız ediyor." ve hepimizin hatırda tutması gereken bir başka vurgusu var: "Bölgemizdeki ve dünyadaki gelişmeler önümüzdeki asrı biçimlendirecek köklü bir yeniden yapılanma sürecinde olduğumuzu gösteriyor: Türkiye, Kurtuluş Savaşı'ndan bu yana belki de ilk defa bu kritik sürece, önceden yazılmış senaryolardaki rolünü kabul etmek yerine, kendi iradesini ortaya koyan bir pozisyonda girmiştir." ve bütün bu tarifler etrafında bir kararlılık vurguluyor Sayın Cumhurbaşkanımız "Milletimize sözümüz var, gerekirse baş vereceğiz ama asla baş eğmeyeceğiz. Ülkemizin içinden geçtiği kritik süreçte herkesin siyaset ve partilerüstü hareket etmesi, millî bir duruş sergilemesi gerekiyor." ve ortak irademizi kayda geçiyor: "Durmayacağız, üzerine üzerine gideceğiz. Bizim bir şehidimizin kanı yüzlerce teröristin kanıyla ölçülemez. Bunu böyle bilsinler." Evet, vallahi böyledir, billahi böyledir, katılıyoruz Sayın Cumhurbaşkanımızın tespitlerine, ortaya koyduğu kararlılığa ve bu noktada da dünkü açıklamasıyla millî, yerli duruşunu gösteren, o duruşa destek veren Sayın Devlet Bahçeli'ye de ben şahsım adına teşekkürümü ifade etmek istiyorum. Çünkü biz kararlılığımızı tek millet, tek bayrak, tek devlet, tek vatan umdeleri üzerine inşa etmişiz, bu umdelerde, bu ilkelerde birleşen herkese kalbî saygımız var, sonsuz sevgimiz, muhabbetimiz var.
Değerli Bakanım, milletimizin dayandığı temelleri sarsmak, zedelemek ve yıkmak isteyen hainlerin en son sahneye koydukları oyunun adını hepimiz biliyoruz, 15 Temmuzdaki hain darbe girişimi. Ancak ve şükür ki millî irade eşi ve emsali cihanda görülmemiş bir kıyam gösterdi, tarihin ender kaydettiği bir destansı diriliş sergiledi. Millet vicdanı, millet haysiyeti, millet basiret ve feraseti şer odaklarına tarihî bir sille indirdi. Birileri "Vatan için ölmek de var fakat borcum yaşamaktır." hezeyanına kapılsa da millî irade bizim millî lisanımıza ters bu ifadeleri tekzip edercesine "Sana aguşunu açmış duruyor Peygamber." iltifatına mazhar olmak için bir oldu, diri oldu ve iri oldu elhamdülillah. Bir millî heyecanlar silsilesi çıktı ortaya. Hainler, onlara destek verenler tarihin zilletine düşüp millî iradenin lanetine uğradılar, şükür.
Ben, Doğu Anadolu Bölgesi'nin bir evladı olarak, bir Erzurumlu olarak, bir Dadaş olarak şunu bu noktada kayda geçeyim ki, o gün, 15 Temmuz gecesi bizim Erzurum'da çok farklı bir ambiyans, bir ortam vardı. Eski İçişleri Bakanımızla o gün beraberdik, onu uğurladıktan sonra bu hain girişim sergilendi. Bizim "güney" diye tarif bulan ilçelerimiz var. Orada, 7 Haziranda kahir ekseriyetle bizim dışımızda başka cenahlara oylarıyla destek vermiş olanlar, o gece Türk Bayraklarının etrafında kilometrelerce yürüyerek şehre, il merkezine gelmeye çalıştılar. Bizim milletimizde öyle bir damar var ki -Allah'ın izniyle- bu tür netameli hâllerde bir ve beraberlik genetik tevarüsle bize yansımış, bu hâli her zaman görüyoruz. Bunu özelikle kayda geçeceğim ben burada.
15 Temmuz ihaneti karşısında kardeşi kardeşe düşman etmeye çalışan bölücü hainler karşısında millî irade değer ve mukaddesleri uğrunda can adayarak onu bahtiyar edenlere buradan, huzurlarınızda bir kez daha şükranlarımı sunuyorum. İçişleri Bakanlığımızın duruşunu, çalışmalarını, terörle mücadelede kararlılık ve azmini millî irade duruşu olarak niteliyoruz. Onlar "Cihan vatandan ibarettir itikadımca." diyenlerdir, onlar vatanı anlayanlar, onlar vatanın ruhuna nefislerini adayanlardır.
Değerli arkadaşlarım, İçişleri Bakanlığımızın yürüttüğü tüm çalışmalar millî irade hassasiyet ve dikkatlerini ifade ediyor. Çağdaş bir yapılanma örgüsü içinde halkın huzuru, asayişin temini, değerlerimizin bekası için küresel idrakin bile gıptayla takip ettiği bir millî vicdan sergileyen Bakanlığımıza, Sayın Bakanımızın şahsında minnettar olduğumu ifade ediyorum.
Bu bapta, millî irade dirayetini kaydeden İçişleri Bakanlığı mensuplarına, önceki Bakanımız -her zeminde kendisiyle iftihar ettiğimi söylüyorum- Sayın Efkan Ala ve Sayın Bakanımız Süleyman Soylu Beyefendiye, bu destansı mücadeleye önderlik ettikleri için şükranlarımı sunuyorum. Erzurum'dan Diyarbakır'a, Elâzığ'dan Hakkâri'ye, Bitlis'ten İzmir'e, mezra mezra, ilçe ilçe, il il milletimizin ortak duasını bir kez daha vurguluyoruz. Rabbim, devletimize, milletimize zeval vermesin ve amin ve amin.
Bu noktada, Değerli Bakanım, vatandaştan yansıyan birkaç talebi aktarmak istiyorum. Bunlardan bir tanesi, semt karakollarının yeniden ihdası, ihyasıdır. Bu, hakikaten çok hayati bir mevzu. Özellikle bu terörle mücadelede çok müteyakkız olan, hassas olan halk kesimlerinden, vatandaş katmanlarından bu yönde talepler var. Ben, burada, bu zeminde size aktarıyorum bunu.
Bir başkası, okulların önünde çocuklarımızın birtakım tehlikelerden korunması adına mobil hizmet birimleri oluşturulabilir mi? Gene velilerimizden gelen bu neviden talepler var, bunu da kayda geçiyorum.
Bir başkası -Sevgili Genel Müdürümüz de burada, o da bu mevzulara muttali- Değerli Bakanım, Dernekler Yasası'nın yeniden ele alınması hakikaten bir zaruret ifade ediyor. Yani çok layüsel bir anlayış var ve -aynen öyle Sayın Bakanım, uzun yıllar ben de sivil toplum içerisinde görev yaptım, biliyorum- bütün bütün kapanmamak lazım ama bu neviden de böyle bağrını da açmamak lazım. Oraya her türden terörist yapı sirayet ediyor, var, FETÖ'cülerin şu anda dahi bu neviden yapıların içerisinde bulunduklarını siz de biliyorsunuz, ben burada kayda geçiyorum efendim.
Bir başkası, mülteci konumundaki Suriyeli kardeşlerimizin içine sızmış bazı gruplar var. Bunların bir kısmını dilenirken görüyoruz ama ben şunu biliyorum: Bu kardeşlerimiz hakikaten vatanlarını terk edip buraya gelmişler. Biz, bağrımızı sonuna kadar açıyoruz bunlara ancak Sayın Bakanım, bunları da istismar eden cenahlar var, güruhlar var, bunları da -biliyorum siz çok dikkatlisiniz, rikkat üzere hareket ediyorsunuz ama gene de- bir kayda geçiyorum ben Sayın Bakanım.
Okul servisleriyle ilgili daha bir dikkat isteyen hâl var. Keşke okul servislerini kullananlar biraz daha eğitimden geçirilseler, farklı bir zeminden mutlaka yetişerek oralara gelseler. Oralarda da hâlden anlamayan, hâletiruhiyesini bilmeyen...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Aydemir, buyurun.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - ...birtakım şoförlerin var olduğunu velilerden, öğrenci ebeveynlerinden duyuyoruz, bunları da Sayın Bakanım sizin dikkatinize ben sunuyorum.
Bir başkası, gene hepimizin şahit olduğu bir hadise; bizim geleneklerimizde düğünlerde havai fişek patlatılması filan yoktur ama maalesef bunlar da son zamanlarda böyle nevzuhur bir âdet hâline geldi. Sayın Bakanım, bunlara bir müeyyide nasıl yapılabilir, nasıl getirilebilir? Çok önemli bunlar. Bunu da burada kayda geçirteyim.
Bu vatandaşlık numarasıyla ilgili, insanlar, bazı kurumlar, özellikle kurumlar vatandaşlık numaraları üzerinden mesela bankalar kredi yapılandırmasına gidiyorlar efendim. Bilmiyorum ki buna nasıl bir yasal düzenleme getirilir Sayın Bakanım? Sadece vatandaşlık numarası üzerinden hiçbir işlemin yapılmaması lazım, buna bir kayıt getirilmesi lazım. Tabii, bunları ben söylerken, Sayın Bakanım, bunların hepsi sizin Bakanlığınızın yapacağı şeyler değil ama sizin koordineniz üzerine olursa çok daha anlam ifade eder diye söylüyorum.
Sayın Bakanım, bu yerel yönetimlerle istişari mahiyette görüşmeler yapılsa da cadde ve sokak isimlerini, özellikle millî damarı ifade edecek hassasiyetlerle tezyin etsek, düzene koysak, şehitlerimizin isimleriyle süslesek, önceliği onlara versek diye bir teklifimiz var. Bu talebi de sizin üzerinizden kayda geçirtiyorum.
Mustafa Ilıcalı Hocam tabii bu söyleyeceğim mevzuda çok yetkin ve mütemadiyen gündeme getiren o, bizim trafik kazalarının önlenmesi adına...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Aydemir, lütfen tamamlar mısınız.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Evet, tabii ki tamamlıyorum, bitmek üzere.
Uzun yıllar şoförlük yapıp da özellikle uzun yolda kaza yapmamış, böyle dikkat rikkat sergilemiş şoförlerimizi Bakanlığımız kanalıyla ara ara ödüllendirdiğimizi bütün bir kamuoyuna göstersek, bunun da zannediyorum ki bir faydası olur Sayın Bakanım.
Ben Bakanlığımızın bütçesi Allah'ın izniyle hayırlı olacaktır diyorum, bereketli olsun diye dilekte buluyorum ve hepinize saygılar sunuyorum.