KOMİSYON KONUŞMASI

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Şimdi, Sayın Başkan, Komisyonun değerli üyeleri, Sayın Bakan, değerli bürokrat ve basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle sunum için teşekkür ediyorum Sayın Bakanım. Her ne kadar ilk karşılaşmamızda Komisyonda -ben de eski bir üyeyim- hoş olmadı ama sürdürürüz onu, daha sonra da görüşürüz.

Şimdi, özellikle ifade etmek istediğim bir şey var: Bu sektör çok dinamik bir sektör. Ulaşım bir tarafta, iletişim bir tarafta, dolayısıyla olaya bir makro perspektiften bakmak lazım geldiğine inanıyorum. Ben, şimdi, biraz önce bir baktım, master plan ne olmuş diye. Ben daha önce Planlamada, karşı odamda ulaştırma grubu oturuyordu, oradakiler master plan hazırlıyordu, oradan da biraz yakın takip ediyorduk. Şimdi, ekranda sizin sitenize bakıyorum, Sayın Başbakanın 2016'da bu Ulusal Ulaştırma Ana Planı Hazırlama Projesi imza töreninde gerçekleştirdiği bir konuşma var. Burada yeni bir neden bahsediyor? Ulusal Ulaştırma Ana Master Planı'ndan bahsediyor. Şimdi, burada, benim söylemek istediğim bir şey, bunun diğer sektörlerle de ilişkisi çok önemli. Siz bir master plan hazırlıyorsunuz, hatta kendi sektörünüzdeki birbiriyle etkileşimi de çok önemli. Burada Sayın Başbakan şunu da söylemiş, aşağıda onu gördüm. "Bu lojistikle ilgili ayrı bir master planı hazırlıyoruz. Aslında bunların birbirine entegre olması lazım gelir." diye ifadeleri de var. Dolayısıyla, olaya makro perspektiften bakarken daha rasyonel bakmak lazım. Bununla neyi kastediyorum? Şimdi, Sayın Bakan, dış ticaretten sorumlu bakan, Ekonomi Bakanı diyor ki: "Bizim ihracat kapasitemiz 160-170 milyar dolar." Diğer taraftan, 2023 hedeflerinde, ısrar ediyor, 500 milyar dolar. Eğer 160-170 milyar dolarlık kapasite -şimdi mevcut kapasite- bunu idare ediyorsa 2023'teki 500 milyar dolarlık ihracat ne yapacak? Şimdi, dolayısıyla bir bakmak lazım. Önümüze bakarken bize ne lazım, hedefimizde ne olmamız lazım? Bunların hepsi güzel şeyler, yapılandan hiç kimse "Memnun olmadım." demez. Güzel şeyler. Elektronik ticaretten bahsettiniz, ne kadar büyüdüğünden bahsettiniz. Bunların alışverişi de kolaylaştırdığını düşünürseniz hani ulaştırmada, iletişimde ne kadar neye ihtiyaç olacağına da önceden bir perspektifle bakmanız lazım. Bakıyorsunuz da mutlaka.

Dolayısıyla, bu işe makro anlamda bakarken bizim gelebileceğimiz noktanın ne olacağını göreceğiz. Ben şimdi baktım, bizim dış ticaretimizin yüzde 70'i değer bazında -kabaca- deniz yoluyla yapılıyor, öyle değil mi baktığımız zaman? Deniz yoluyla yapıldı ama burada ben sizin yeteri kadar deniz yoluna -gelişmesine rağmen- ağırlık verdiğinizi görmedim. İlerideki bu kapasiteyi karşılayabilecek bir durumu var mı? Şimdi, bakıyoruz, Mersin'e bakıyorsunuz, bu özelleştirme olanları var, Aliağa var, vesaire... Orada bir sıkıntılı alan oluştu, İzmir Limanı hâlen yapılamıyor. Bunların Varlık Fonu'yla ilişkileri nasıl? Yani bir öngörünüz olursa, bize bir şeyler söyleyebilirseniz bu konularda, özellikle "muhataralı" dediğimiz, problemli alanlarda biz de konuşurken ileriye doğru projeksiyonlara bakarak bir şeyler söylememiz net bir şekilde mümkün olur. Dolayısıyla ben olaylara bakışın makro perspektiften biraz sıkıntılı olduğunu görüyorum.

Şimdi, Sayın Cumhurbaşkanı söylüyor: "2023 hedefi, 2071 hedefi" Bütün bunları koyarken bunun rakamsal alt bazının da olması lazım. 2023 hedefleri haddizatında sizin iktidarlarınız dönemi öncesinden ortaya konan birtakım hedeflerin de varlığını içeriyor. Dolayısıyla, ileriye doğru baktığımız zaman, bu yaptığımız ulaştırmayla ilgili yatırımların, planlayacaklarımızın birbiriyle rakamsal olarak da örtüşüp örtüşmediğini ve gerçekleştirip gerçekleştiremeyeceğimizi bilmemiz lazım. Şimdi, üretim maliyetlerini ve rekabet gücünü doğuruyor, etkiliyor bu sektör. Ulaştırma sektöründe zaman çok önemli, maliyet çok önemli. Ekonomik ve sosyal hayatın ortaya koyduğu ulaştırma ihtiyacının karşılanmasına yönelik olarak oluşturulan ulaştırma altyapısı, üretim ve ticarette rekabet gücü kazanılmasına ve vatandaşın refah düzeyinin yükseltilmesine önemli katkı sağlıyor. Bizim ulaştırma sektörünün ekonomik ve sosyal hayata katkıları ulusal düzeyde sınırlı değil, jeostratejik konum nedeniyle de bölgesel ve küresel ekonomiye de tartışmasız bir katkı sağlıyor. Etkileşimi de önemli, demir yolu hadisesinde, kara yolu hadisesinde bunu net bir şekilde siz de biraz önce ifade ettiniz. Şimdi 2017 yılı yatırım programında 3.042 projeyle yapılan 80,4 milyar TL tutarındaki tahsis içinde yüzde 29,8 oranında payla sizin sektörünüze zaten yatırım için önem verilmiş durumda. Kifayet edip etmemesinden öte, mevcut kaynakların dağılımında yine de en çok önem verilen olay burası. Bu dönemde cari fiyatlarla özel kesim sabit sermaye yatırımları içinde ulaştırma yatırımlarının göreli ağırlıklarını artırmaları dikkat çekiyor. Kamu sabit sermaye yatırımları içinde yüzde 34, özel sektör sabit sermaye yatırımları içinde de yüzde 33,6 paya sahip.

Ulaştırma sektöründe istihdam edilenlerin toplam sivil istihdam içindeki payı yüzde 5 ila 8 arasında değişiyor. Gelişmekte olan ülkelerde yük ve yolcu taşımacılığına olan yıllık talep artışı millî gelir artışından 1,5-2 kat daha fazla gerçekleşiyor. Ülkeler arasında yüksek rekabet, mamul ve ham madde naklinde hız ve maliyet avantajı da önemli. Yaptığımız yatırımlarda bunun dikkate alınması mutlaka gerekiyor. Taşımacılık hizmetlerinin dünya hizmet ihracatı içindeki payı da yüzde 20-25'e ulaşmakta ve değerde 1 trilyon doları buluyor. İhraç ve ithal ürünlerinin nakliyesinde yapılan harcamalar ürün maliyetinin önemli bir kısmını kapsıyor. Özellikle bizim Türkiye'de Hükûmetin gıdayla ilgili ifade ettiği enflasyonu düşürmeye yönelik olayda da bunun etkisinin önemi yüksek.

Dış ticarete konu olan malların üreticiye ve tüketiciye olan maliyeti içinde taşıma maliyetlerinin büyüklüğü ülkelerin rekabet gücünü de etkiliyor. Kıtalar arası yolcu ve özel kargo taşımacılığında hava yolu, yük taşımacılığında ise deniz yolu neredeyse tek seçenek durumunda. Ülke içi taşımalarda 250 kilometre/saatin üzerinde hız yapan trenler, 400-600 kilometre mesafelerde hatta 8 kilometreye kadar olan mesafeler tercih edilir durumda. Şimdi, biraz önce siz 400 kilometre mesafeyle ilgili bir şey söylediniz, bir saat içinde uçulan mesafe. Daha önceki değerlendirmeler, 300'le daha çok değerlendiriliyordu, bunun bir farklı önemi mi var, yoksa değerlendirirken böylesi daha mı uygun düştü?

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI AHMET ARSLAN (Kars) - Öyle.

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Teşekkür ederim.

Yüksek hızlı tren hatlarının yapımında Ankara bağlantılı olarak devam ediyorsunuz gördüğüm kadarıyla, yanılıyorsam bilmiyorum. Ankara-İstanbul hattının ilk etapta Ankara-Eskişehir bölümünü açtınız, Konya da hizmete girdi. Diğer taraflarının ulaşımı da önemli. Oralarda yeni yerleşim birimlerinin oluşturulmasının da dikkate alınması lazım çünkü daha önce şayet biz Toplu Konut eliyle birtakım bölgelerde yeni yerleşim alanları yaratabilseydik belki ulaşımı da ona göre yönlendirmemiz mümkün olacaktı. Biz, hakikaten, yeni konutla ilgili bazı alanlarda, bazı illerde -İstanbul, Ankara gibi- yoğunlaşırken ulaşımda da, iletişimde de birtakım sıkıntılar ortaya çıkıyor.

Şimdi, ben yirmi senedir Çayyolu'nda merkezde, yolun üzerinde oturuyorum. Ben o günden bugüne yapılan yatırımların hem faydasını hem de israfını görüyorum. Hakikaten şu anda Yaşamkent'ten Ümitköy köprüsüne kadar trafik fevkalade sıkışık, sabahları dokuz, ona kadar hatta on buçuğa kadar. Dolayısıyla bir planlama olmadığını, yerleşim alanlarına göre bir ulaşım planının hazırlanmadığını da görüyoruz. Buralarda birtakım sıkıntıların olduğunu görüyoruz.

Şimdi, deniz yolu ulaştırmasının faaliyet alanının uluslararası bir özellik taşıdığı vakıa. Kıyı şeridi bulunan ülkemizde -epey de uzun bir kıyı şeridi- kıyı yapılarının ekonomik ve ticari hayatta çok önemli yeri var. Bölgesel konumu itibarıyla lojistik üs olma potansiyelinin tam anlamıyla değerlendirilmesi uzun vadeli kıyı yapıları planlamasının gereğinin yapılmasına bağlı. Akdeniz'e kıyısı olan İspanya ve Yunanistan gibi ülkelerle kıyaslandığı zaman ülkemizin liman altyapısının, kapasitesinin yetersiz düzeyde kaldığını, ne yapıyoruz, görüyoruz. Belki bu yüzden de ticarette birtakım problemlerimizin olduğu da vakıa.

Diğer tarafta, on dört yıllık dönemde bildiğim kadarıyla başlanan ve tamamlanan bir büyük bölgesel liman projesi bilmiyorum ben, varsa onu bilmek isterim. Filonun ortalama yaşı bizde bayağı yüksek. Sahip olduğu kıtalar arası geçiş noktası konumu itibarıyla Türkiye lojistikte bölgesel bir üs olma potansiyeline gerçekten sahip. Zaten 2018 yılı programında da küresel ve bölgesel ticaret ve ulaştırma koridorlarındaki gelişmelerin dikkate alındığını, mevcut limanların genellikle küçük ölçekli, dağınık ve geri saha demir yolu bağlantılarının zayıf olması nedeniyle verimsiz bir yapı oluşturduğu zaten bahisle -Bakanlar Kurulu Kararı eki- yer alıyor. Bu çerçevede, liman yönetim modeline ve büyük ölçekli liman yatırımlarına ihtiyaç duyulduğu da belirtiliyor. Demir yolu ve deniz yolu fiziki altyapısının artan ulaşım talebine uygun olarak zamanında gerçekleştirilmediği de aynı programda belirtiliyor. Dış ticaretin yaklaşık yüzde 90'ının gerçekleştiği... Ben biraz önce 70 diye ifade ettim ama belki bu miktar olarak... Deniz yolu sektöründe büyük ölçekli konteyner limanlarının hayata geçirilememiş olmasının önemli bir eksiklik olduğuna da yine, 2017 programında işaret ediliyor. 2018 programında da bu değerlendirme yer almıyor. Bu konu çözülmedi mutlaka ama demek ki bir ihmalden kaynaklanıyor.

Ben şimdilik sizleri de fazla şey yapmak istemiyorum ama Sayıştay raporundaki bazı tespitlere baktığımız zaman kara yollarında, yetki belgesine sahip olan, taşımacılık yapan önemli miktarda kara yolu taşıma aracının bulunması, hak ediş ödemelerinin düzenlenmesi gereken belgelerin eksik düzenlenmesi nedeniyle kontrolün sağlıklı bir şekilde yapılamadığı, fiyat farkı verilen işlerde ek teminat takibi yapılmadığı, vadesi geçmiş teminat tutarlarının bulunması gibi hususlara dikkat çekiliyor.

Zaman darlığı nedeniyle de şimdilik ben bu kadarla kalayım, daha sonra, inşallah bir daha söz alırım.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Çok teşekkür ederim.