KOMİSYON KONUŞMASI

SİBEL YİĞİTALP (Diyarbakır) - Sayın Bakan, Sayın Başkan; şimdi, yakın bir tarihte 3 hekim intihar etti hepimizin bildiği gibi. Bu arada, onları da rahmetle anıyoruz, ailelerine de tekrar başsağlığı diliyorum. Bunun dışında da sağlık emekçilerinin zaman zaman, özellikle ihraçtan kaynaklı bunalımları ve intiharları da olmuştu, bunu da hepimiz yakından takip ediyoruz. Aynı zamanda, hem bunu yaşarken diğer taraftan da şehir hastaneleri gibi milyarlarca lira, milyarlarca dolar değerinde devletin halkı yani vatandaşı esas olarak gözetmediği birtakım kim olduğunu bilmediğimiz, nasıl bir sözleşme, içeriğine sahip olmadığımız, bilgisine sahip olmadığımız 20 tane şehir hastanesi kuruluyor ve 20 şehir hastanesinin çok korkunç, yüksek düzeyde astronomik rakamlarda bütçesinden bahsediyoruz. Anlatırken bir AVM düzeyinde, işte, marketleri olacak, kantinleri olacak, otoparkı olacak ve buna benzer kendi içinde de özellikle taşeronlaşan, görüntülemeden laboratuvara kadar kendi içinde onlarca ekonomik anlamda bir grubu güçlendiren ve bir grup üzerinden planlaması yapılan bir politika gibi görünüyor. Ben bunu sormak istiyorum: Bu şehir hastanelerinin yapılış biçimi, sözleşme içeriği ve bu sözleşme içeriğindeki... Yani sözleşme nasıl yapıldı, ihale biçimi nasıldı, buna dair bilginiz var mı? Bir, bunu sormak isterim.

Bunun dışında, bir de, hep bahsediyoruz ya bölgesel eşitsizliklerden, mesela Cizre Devlet Hastanesinde kadın doğum doktoru olmayışından kaynaklı, Feyruze Polat, sekiz aylık gebe kadın yaşamını yitirdi. Şimdi, bizim kendi içimizde önce bir öz eleştirel bakmamız gerekiyor. Sağlık ticarileştiği an ve işin ekonomik boyutu üzerinden tek başına baktığınızda... "Hasta turizmi" dediğinizde, "şehir hastaneleri" dediğinizde ya da "performans" dediğinizde sadece ticaret olarak bakarsınız. Dolayısıyla burada insan odaklı bakmamış olursunuz ve koruyucu sağlık hizmetleri çok tali bir yerde olur. Burada tek amaç ve hedeflenen şey şehir hastanelerine gidecek para ve yüzde 70 teminatla verilmiş olunan o firmaların kalkınmasını sağlamak olur. Bu kalkınmayı sağlarken de vatandaştan tabii ki vergilendirmeyle ya da oraya gidenler üzerinden bütçesini karşılamayla gelişen bir durum. Bu kadar sıkıntılı bir dönemden geçerken ekonomik olarak Türkiye'nin en ekonomik krizde olduğu bu dönemde böyle bir şeye neden ihtiyaç duyuyorsunuz? Varsa böyle bir ihtiyaç bu üniversite hastanelerini tekrar düzeltip özellikle sağlık hizmetleri üzerinden yeniden bir planlamaya almak varken neden şehirlerin onlarca kilometre ötesinde, erişimi ve gidişi çok zor olan, vatandaş açısından ekonomik anlamda da ekstra bir maliyete sebep olacak farklı bir yöne gittiniz; bunu anlamakta güçlük çekiyorum. Uzun zamandır kamuoyunda bu tartışılıyor, buna dair gerçekten ikna edici, insanların "Evet, bundan dolayı olmuş." diyebileceği bir durum, şimdiye kadar karşımıza çıkan bir açıklama maalesef olmadı. Siz buradayken sizden özel olarak rica ediyorum, şehir hastanelerine neden ihtiyaç duyuldu? Şehir hastanelerinin kalkınması ve yapılan sözleşmeler üzerindeki bu yüzde 70 teminat meselesi tam olarak nedir? Kendi içinde otoparkından tutun kafeteryalarına kadar özelleştirme durumu var ki şu anda zaten kamu hastaneler birliği gitti, şehir hastanelerine dönüştü. O da bir gece ansızın olmuştu hatırlarsanız, bir gece ansızın kamu hastaneler birliği oldu, bir gece ansızın da hastaneler şehir hastanelerine dönüştü. Yani bu kadar, milyonlarca insanın sağlığını etkileyen bir uygulamayı neden STK'larıyla, kendi odalarıyla, Türkiye'de bunca STK varken bir tartışmadan, ortak bir karara varmadan bu ülkenin bütçesine, halkın gerçeğine, ihtiyaçlarına uygun bir sağlık düzeni kurmuyoruz? Buna imkânımız var, bence bu düzeyde beyinlerimiz de var, yeter ki o beyinlere sahip çıkalım ama bir yandan da KHK'larla ihraçlar var ve beyin göçümüz de var maalesef, bir de böyle bir tersinden durum var ve aylarca, başvuru yaptığı hâlde ataması yapılmayan sağlık emekçileri var. Hani şimdi şunu diyebilirsiniz "İçişleri Bakanlığından gelen bilgi vesaire..." ama sonuçta Hükûmetin bir bileşenisiniz ve Sağlık Bakanısınız yani 3 hekimin yoğun çalışmadan kaynaklı intihar ettiğini bile bile ki öyle bir durum da var, hepimizin bildiği bir durum, konuşmamın başında da söylemiştim bu durumu; yani bizim iş yükünü azaltma, daha kaliteli, nitelikli bir sağlık hizmeti verme ve daha ekonomik sağlık hizmeti verme imkânına sahip iken yüz binlerce işsiz nitelikli kalifiye elemanımız, insanımız varken...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Çok teşekkür ederim Sayın Yiğitalp.

SİBEL YİĞİTALP (Diyarbakır) - Son bir cümle edebilir miyim?

BAŞKAN - Son cümlenizi alalım.

SİBEL YİĞİTALP (Diyarbakır) - Onlara bu imkânı sağlama imkânımız da var, yeter ki isteyelim. Buradan da hem onların sesi olmak hem de onların gerçekten yaklaşımlarını ifade etmek istiyorum.

Teşekkür ederim.