SEYİT TORUN (Ordu) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, Komisyonumuzun çok değerli üyeleri, Sayın Bakan, değerli bürokratlar, değerli basın mensupları; Sayın Bakanım, sağlıkta dönüşüm diye yola çıktınız ama Ordu ilimiz sağlık alanında çok büyük sıkıntılar yaşıyor. Hastanelerimizde onkoloji merkezi yok, hematoloji bölümü yok. Ordu'da her evde bir kanser hastası var; trombosit bulunamıyor, yoğun bakımlarda yer yok, hastalar Samsun'a, Ankara'ya, İstanbul'a gönderiliyor. Tam bir bilmeceye dönüşen şehir hastanesi konusu var. Bununla ilgili çekincelerimiz kesinlikle devam ediyor. Ancak burada tüm hazırunun önünde sizlere bu ayın 3'ünde yaşanan bir skandaldan bahsetmek istiyorum, gerçi Sayın Bakanımız ayrılmış ama.

BAŞKAN - Ekip burada.

Buyurun Sayın Genel Başkan Yardımcım.

SEYİT TORUN (Ordu) - Madem bütçe hakkı, yetim hakkı diyoruz, hepimizin görevi bu yetim hakkını kimseye yedirmemek. Siz ve bürokratlarınız da tabii bu konuya vâkıftır ancak bu konuyla ilgili yetkililerinizden kamuoyunu tatmin edecek bir açıklama ne yazık ki bugüne kadar yapılmamıştır. Ordu'da her bir kamu hastanesinin tek başına satın aldığı veya kiraladığı Hastane Bilgi Yönetim Sistemi için bir düzenleme yapılıyor ve merkezî bir yapıya geçiliyor. Amaç, bu sistemle iş akışını hızlandırmak, hasta kayıtlarının hastaneler arası senkronize bir şekilde kullanılmasını sağlayarak daha hızlı ve etkin bir şekilde vatandaşlara sağlık hizmetini sunmak. Bunun üzerine, Mayıs 2015'te üç yıl süreli HBYS işi kiralaması yapılıyor. Yaklaşık maliyeti personel de dâhil 5 milyon lira. Sistemi çalıştıracak donanımsal yapı ve demirbaş alımı da "data center"la birlikte 1 milyon 652 bin liraya ihale edilerek kuruluyor. Bu sistem, üç yıllığına kiralanıyor, garanti kapsamı ise iki yıl. Sistemden zaman içinde beklenen performans alınamıyor. Yazılım açısından bakıldığında, sistemi kullanacak personele etkin bir eğitim periyodu hazırlanmadığı için sunum hizmetleri aksamaya başlıyor çünkü yapı genel olarak merkezî olduğu için anlık duraksamalar, tıkanmalar, çakışmalar il geneline nüksetmeye başlıyor. Donanımsal tarafta ise aslında sağlıklı bir yapı kuruluyor ancak bu yapının performanslı ve sorunsuz çalışması için yapılması gereken bakım onarım profesyonelce yapılmıyor. İşi kuran, yöneten ve bizzat bu talimatların uygulandığını takip eden ekip zaman içinde görevden alınıyor. Bu süreçte, Ağustos 2015 itibarıyla görevi devreden uzman personel tarafından Genel Sekreterliğe daha doğrusu şimdiki adıyla Sağlık Müdürlüğüne konunun önemini aktaran ve bu süreçte donanımsal olarak yapılması gereken bakım hizmetleri ve değiştirilmesi gereken cihazlarla ilgili resmî bir yazı veriliyor. Ancak hiçbir tedbir alınmadığı için bu yazı da pek önemsenmiyor. Tüm uyarı ve bilgilendirmelere rağmen, kasım ayının ilk haftası, sanıyorum 3'üncü gününde bu sistem iki gün çöküyor. Sebebin ise ana bilgisayar "hard disk"lerinin yandığı ve değiştirilmesi gerekliliği olduğu gösteriliyor ve eski yedekleme sistemi geri atılıyor. Bu iki gün sistem çalışmadığı için 12 hastaneye sağlık hizmeti verilememiş, yaklaşık 12 bin başvuru kaybolmuştur. 200 ile 2.500 arası acil başvurusu özel hastanelere yapılmıştır. Hastalar eczanelerden ücretli ilaç almak zorunda kalmıştır. Sistem üzerinden kesilen fatura tutarları ile saymanlıklardaki tutarlar birbirleriyle eşleşmediği gibi, geri getirilen verinin de ne kadar doğru olduğu bilinmiyor. Eski yedekler ne kadar sağlıklı, bilinmiyor. MR ve tomografi gibi görüntüleme hizmetleri bazı kurumlarda taşeron alt firmalara yaptırılıyor. Sistemin durmasından kaynaklı günlerde bu taşeron firmaların çekmiş oldukları MR ve tomografi sayıları istatistiksel olarak sistemden çekilemiyor. Bu firmaların ne kadar görüntüleme hizmeti verdiği ve bunlara nasıl hak ediş düzenlenerek ödeme yapıldığı konusunda birçok sorunun cevabı verilemiyor. Saymanlıklara manuel fatura bildirimleri yapılıyor. Bu manuel bildirimlerde hastane içinde yapılan tedavilerde kullanılan bir tıbbi sarf malzeme depolardan düşülemediği gibi, hastaya verilen ilaçlar da depolardan düşülemiyor. Aynı zamanda, bu bilgiler herhangi bir sistem içinde kayıt altına alınamıyor. Hastaların tüm laboratuvar, patoloji ve diğer sonuçları kayboluyor. Hastaların tüm sağlık kayıtlarının doğruluğu kesin olarak belirlenemiyor ve bununla ilgili gerek yazılım firmasına ve gerekse sorumlu olan kişilere hesap sorulmuyor. Kaybolan verilerden kaynaklı ve daha sonra geri getirildiği söylenen datada hastaların tedavi aşamasında kullanılan ilaçların neler olduğu ve ne kadar sağlıklı olduğu da belli değil. Ancak tüm bu sıkıntıların yarattığı daha vahim bir durum ise yaptığımız araştırmalara göre il genelinde tahmin edilen kamu zararı 8-10 milyon civarında.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Torun, son cümlenizi alabilir miyim lütfen, son cümlenizi rica ediyorum.

Buyurun.

SEYİT TORUN (Ordu) - Bu sistem neden çökmüştür? Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğü ve Sağlık Müdürlüğü kamuoyuna hâlâ neden resmî açıklama yapmamıştır? Sistemin çökmesi bugün bir kamu zararı ve hasta mağduriyeti yaratmıştır. Bakım ve onarımı periyodik olarak neden yapılmamıştır? Yedek kurtarma sistemi neden devreye alınmamıştır? Bakanlığımız tarafından idari ve adli yönden araştırma ve soruşturma neden yapılmamıştır? Şu anda sistemdeki verilerin doğruluğu nasıl tespit edilmiştir, doğru verilerle çalışılıyor mu?

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Torun.