KOMİSYON KONUŞMASI

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Başkanım çok teşekkür ediyorum.

Değerli Bakanım, başlarken "Hayırlı olsun." diyorum ve şahsınızda bütün heyeti saygıyla selamlıyorum.

Şimdi bir güzel söz, bir zirve söz Bakanlığımızı ifade ediyor, çok hoş bir söz. Onu kayda geçeceğim ama bir de talepte bulunacağım müsaadenizle. Şimdi "Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi."

Değerli Bakanım, siz de böyle felsefe yapmaya yatkın bir hâletiruhiye var, onu biliyorum. "Sıhhat" ve "sağlık" kavramları Sayın Bakanım...

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Teşhisi koymuşsun yani.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Biliyorum, tabii ki.

Şimdi, bir tarafta "sağlık" kavramı, öbür tarafta "sıhhat" kavramı. Sağlık Bakanlığı denince sağ insanları ifade etmesi lazım diye düşünüyorum. Oysa "sıhhat" sağlıklı hâli izah eder. Dolayısıyla, sıhhat ve eski hâli... Nasıldı o bakanlığın ismi Sayın Bakanım? Doğru olanı odur diye... Nasıl?

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Sıhhiye Bakanlığı.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Sıhhiye Bakanlığı... Yani sıhhat daha böyle bir yerli yerine oturuyor diye düşünüyorum. Bunu bir not düşüyorum yeri gelmişken.

Bir de Değerli Yurdakul bir şey söyledi bizim Recep Akdağ Bakanımızla ilgili. Recep Akdağ Bakanımız, bizim şeref levhalarımızdan bir isimdir. Bu Bakanlığa çok özel hizmetler yaptı. Şimdiki mevcut Bakanımızla da hiçbir farkı yoktur. Bunlar ak kadronun çok değerli isimleridir. Kendileriyle iftihar ediyoruz, tıpkı bürokraside yer alan arkadaşlarımızı gibi. Bunları böylece not edip sonra bir başka şeyi söyleyeceğim.

Hekim değilim ama bu camiayı ifade eden gene bir kavramla kendimi tarif etmeye çalışayım: Mütehassısı değilim ama hayatın da pratisyenlerinden birisiyim. Hayatın hep içerisinde oldum, her alana nüfuz etmeye çalıştım. Sağlık sahasında da on beş yıl bir özel hastanenin işletmeciliğini yaptım, yönetim kurulu başkanlığını yaptım; sahayı biliyorum. Ve öncesini biliyorum, bizden önceki hâli biliyorum. Ak kadroların iktidar bulmasından önceki sağlık sahasında yaşanan nakıs hâli, noksan hâli çok bire bir yaşamış isimlerden birisiyim. Dolayısıyla, muhalefet elbette muhalif söylem geliştirecek ama bir ehlivicdan hâli de ortaya koymak lazım. Eskiyle kıyas götürmeyecek kadar çok zirve bir hâldeyiz. Hiç değilse, böyle biraz yarım ağız da olsa hakkı teslim etmenizi hususen beklerdim ben. Bütün bütün sanki sağlık sahası bitmiş. Oysa, elhamdülillah, biz bu sahada dünyada zirveleri bulmuş bir iktidarız.

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Sizi hiç arayan hasta yok yani.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Hiç arayan hasta yok, samimi söylüyorum yok.

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Bizi arayanlar nereden arıyorlar, Mars'tan mı? Şimdi aradılar.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Doktorum, arayanların tamamı...

BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen konuşmaya müdahale etmeyelim.

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Niye bana bakıyorsunuz, ona söyleyin canım.

BAŞKAN - E, siz müdahale ediyorsunuz. Hatibin konuşmasına müdahale etmeyin arkadaşlar.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ne demek ya, ben konuşuyorum niye müdahale ediyorsun sen ya, niye müdahale ediyorsun? Hem müdahale ediyorsun hem de sert tepki veriyorsun kardeşim.

SALİH CORA (Trabzon) - Hem müdahale ediyorsun hem tepki gösteriyorsun Ceyhun Bey ya.

BAŞKAN - Arkadaşlar, müdahale etmeyin.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Hayret bir şey ya!

Burada hakkı teslim edeceksin kardeşim, etmiyorsan benden dinleyeceksin; buna da tahammül edeceksin.

Biz o çileleri, ızdırapları bire bir yaşamış, takip etmiş...

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Nerede yaptın? Sen doktor musun, biz gördük.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Boş ver sen onları. Bizden önceki hâli biz biliyoruz. O senetlerle hastaların dışarı salındığını... Biz onların hepsini biliyoruz bire bir.

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Sizin hastanenizde o.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Değerli Bakanım, bir tespit sadedinde zaten bunları not geçiyorum. Az sayıda sağlık personeli, doktoru, hemşiresi, sağlıkçısıyla imkânsızın başarılmaya çalışıldığı, sınırlandığı, sınırların zorlandığı, hizmetin bu hâlde verildiği zamanları biliyoruz. Bu nakısayı, bu noksanı buraya koymak durumundayım kardeşim. Hâli tarif etmek için mefhumumuhalifinden birtakım hakikatleri dillendireceğiz, eskiyi unutmayacağız. Buna tahammül edecek herkes. Yaptığımız şeyleri insanlar dinleyecekler. On altı yılda neler yapmışı, öncesi neydi? Bunu söylüyorum ben. Çilenin, sıkıntının hayatın bir parçası olduğu, artık böyle kanıksanmış hâle geldiği zamanları biliyoruz biz. Şifa bekleyen hastalardan ameliyat için bıçak parası alındığı dönemleri biliyoruz, bire bir yaşamışız.

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Şu an yok mu?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Yoksul, dar gelirli insanlarımızın hastane kapılarından özel muayenehanelere yönlendirildiği zamanları biliyoruz.

Ha, bu noktada şunu söyleyeyim Yurdakul Hocam: Hekimler için, sağlık çalışanları için ne talep ediyorsanız maddi anlamda, eyvallah biz de ak kadro...

AHMET SELİM YURDAKUL (Antalya) - Hocam, bak, sağlık çalışanlarıyla şey yapma. Sağlık çalışanları sayesinde...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Şimdi kardeşim bak, sana bir şey söylüyorum...

BAŞKAN - Sayın Aydemir, bir dakika, sürenizi uzatacağım.

Değerli arkadaşlar, böyle bir usulümüz yok bizim. Özellikle Komisyonumuza dışarıdan gelen arkadaşlarımız, lütfen sabırla dinleyeceksiniz.

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Burada eşit değil mi milletvekilleri?

AHMET SELİM YURDAKUL (Antalya) - Hayır "Yurdakul" dedi.

BAŞKAN - İsim misim söylemiyor, hayır.

Siz de görüşünüzü söylerken herkes sabırla dinleyecek. Lütfen, müdahale etmeyin.

Buyurun Sayın Aydemir.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Derken seni tebrik etmek için söyledim kardeşim. Beni bir defa dinlemiyorsun sen Yurdakul Hoca.

Ben diyorum ki: Sizin sağlık çalışanları için demin söylediğiniz talebinizin altına biz de imza atıyoruz. Onların şartları ne kadar iyileştirilirse biz ondan memnuniyet duyarız, bunu söylemek için isminizi geçirdim ama dinlemiyorsunuz çünkü zihninizi müthiş muhalif kodlamışsınız.

AHMET SELİM YURDAKUL (Antalya) - Hayır, öyle demediniz biraz önce.

BAŞKAN - Sayın Aydemir, konuşmanızı devam ettirin.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Şimdi, arkadaşlar, bir hastanın ameliyat olabilmek için günlerce bekleyip sonra araya torpiller koyduğu dönemler bir vaka değil mi, bir hakikat değil mi? Bunu kayda geçeceğiz.

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Evet, şimdi de öyle, altı ay süre bekliyoruz. Şu an nasıl?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bunların hepsini biz söylemiyoruz, bunları işitmedik de; bizatihi gördük, yaşadık bunları. "Hayatın pratisyeniyim." dedim ya, onun için buraya koyuyorum. Ameliyat için bıçak parasının kalkacağı, hekimlerimizin özel yerine kamuda ve devlet adına şefkat ve sağlık sunacakları günler sadece dualarda geçiyordu. "Ya Rabbi, sen bize bugünleri göster" diyorduk biz, böyle niyazlarımız vardı. Elhamdülillah, dualarımız kabul gördü, Cenab-ı Hakk'ın inayeti yetişti.

AHMET SELİM YURDAKUL (Antalya) - Sağlık personelini suçlayamazsın.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Şehir hastaneleri, yaşlılara yerinde sağlık hizmetleri, ambulans, helikopterler, sağlıkta fırsat eşitliğini hayata geçiren bir devlet; bunların hepsi ütopyaydı. Hasta da çaresizdi, hastaneler de öyleydi. Hekimler de, şifa bekleyenler de işin doğrusu çaresizdi. 1970'lerden 2002'lere uzanan dilimde kamu sağlık hastanelerinin sadece adı vardı, bir de hastane ve sağlık ocakları tabelaları vardı. Sağlam girip sakat çıkılan hastaneler, bunlar birer vakaydı. Parası olmayanların hastanelerde rehin kaldığı, senet imzalatılarak taburcu edildiği yılları hatırlayalım. Sağlık alanı imtiyazlı, varlıklı insanların yararlanabildiği ayrıcalıklı bir sektördü.

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Şimdi de öyle, paran kadar sağlık.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Sayın Cumhurbaşkanımız hatırlatıyordu ya, yaşı özellikle şöyle 40'ın üzerinde olanlar eski Türkiye'yi, o dönemin hastanelerini, kıt imkânlarını çok iyi bilirler. Hastane bulsanız doktor bulamazdınız, doktor bulsanız cihaz bulamazdınız. Bir yıl sonraya röntgen randevusu verilirdi. İlaç bulamazdınız, ilaç alamazdınız. Doktor 5 ilaç yazar, 2'si var, 3'ü yoktu, muadil arardınız. İlaç bulsanız bu defa para bulamazdınız. Hasılı, bırakın tedavi olmayı, sağlam girenin hasta çıktığı bir sağlık düzeni vardı. Öyle değil miydi Allah aşkına ya? Bu böyleydi ya.

MURAT EMİR (Ankara) - Bütçeyi bırakıp on beş yıl öncesini mi konuşacağız ya?

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Parayı bunun için kullanıyoruz işte, kullandığımız yerleri söylüyor.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - 2002'ye kadar parası ve sigortası olmayanlar için sağlığa erişim âdeta bir hayal ve ütopya değil miydi? Böyleydi Sevgili Çetin Bey kardeşim.

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Biz "İlerleme yok." demiyoruz, sizin anlattığınız gibi değil.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Biz hâlâ o acıları, hâlâ o çaresizlikleri yüreğimizde yaşatıyoruz. O günleri hiç yâdımızdan çıkarmadık, çıkarmayacağız; unutmadık, unutturmayacağız da, ısrarla söyleyeceğiz bunu.

TUR YILDIZ BİÇER (Manisa) - Niye değiştirdiniz, neden sistemi değiştirdiniz bu kadar mükemmeldi madem?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Neyi değişiyoruz?

TUR YILDIZ BİÇER (Manisa) - Sistem neden değişti o zaman?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Değişir, her sistem değişebilir kardeşim.

TUR YILDIZ BİÇER (Manisa) - Ama bu kadar mükemmel bir sistemi neden değiştirdiniz?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Biz tekâmüle inanan bir anlayışı ifade ediyoruz, boş verin siz bunları.

BAŞKAN - Ya, arkadaşlar, lütfen, niye tahammül edemiyorsunuz? Efendim, sizin şahsınıza konuşmuyor ki siz ha bire konuşmayı kesiyorsunuz. 12 kez konuşma kestiniz şu ana kadar. Böyle bir usul yok ki.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Benim şu an dokuz dakikalık bir zaman geçmiş, bunun beş dakikası sizin tarafınızdan gasbedilmiş.

BAŞKAN - Efendim, bizim müzakeremizde böyle bir usul yok. Siz de biraz sonra konuşurken sizin hakkınızı savunacağım ben.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bakın, arkadaşlar...

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Beyefendi bize dönüp...

BAŞKAN - E, duvara mı dönecek arkadaşlar yani.

CEYHUN İRGİL (Bursa) - "Çetin arkadaşım." diyor, cevap veriyor adam.

VURAL KAVUNCU (Kütahya) - Siz oraya dönmeyin, buraya dönerek siz gene söyleyin.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Yo, ben söylüyorum, ısrarla oraya da dönüyorum. Hakikatleri öyle göstere göstere...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Biz göğsümüzü gere gere bunları anlatıyoruz.

BAŞKAN - Yani, bu tahammülsüzlük nedir, ben anlamadım. Herkes istediği şeyi konuşacak.

Sayın Aydemir, süreniz doldu. İki dakika ek süre veriyorum.

Buyurun.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - İki dakika olur mu Başkanım? Bunun beş dakikası karşı taraftan gasbedildi. Böyle bir şey olabilir mi?

BAŞKAN - Bitirmezseniz ilave süre veririm.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Peki, o zaman ben bir şey söyleyeyim. Şimdi, bakın, burada biraz önce Komisyonumuzu teşrif etti, bu Plan ve Bütçe Komisyonunda da vazife yaptı, bu Bakanlığın özel isimlerinden biri oldu. Şu sağlıkta dönüşümün, değişimin mimarlarından birisidir benim kardeşim, Erzurum'u ifade eden de bir isimdir Adana Milletvekilimiz. Kendisi buraya geldi sağ olsun. Onun varlığı bile, duruşu bile yeter. Tabii, onu şimdi Eyüp Bey temsil ediyor. Aynen bu kadro Allah'ın izniyle onun bıraktığı yerden devam ediyor hizmetlere, devam da edecek.

Şimdi, arkadaşlar, benim aslında bu noktada söyleyeceğim çok şey vardı, oraları atlayayım madem ki öyle, Başkanımızı da zora sokmayalım. O zaman Sevgili Bakanımdan birkaç tane Erzurum özelinde taleplerimiz olsun, onları ben dillendirmek istiyorum.

Malum, Erzurum Doğu Anadolu'da bir sağlık kenti durumuna geldi elhamdülillah, bu hâle getirenlere müteşekkiriz. Yurt dışından, Ön Asya ve Orta Doğu ülkelerinden yüzlerce insan sağlık hizmetleri için Erzurum'a geliyorlar. Bizim bu alanda kendi insanımıza ve sağlık için gelecek yabancılara sunabileceğimiz bir potansiyelimiz var, bununla iftihar ediyoruz.

Erzurum'da bir termal kaynağı hakikati var. Bu değerin hem sağlık sektöründe hizmette ifadesi hem de ekonomik babda katma değer üretir hâle gelmesi için bölgeye de hizmet verecek kapasitede termal sağlık merkezi kurulmasını öneriyoruz ve bekliyoruz Değerli Bakanım. 2023 Termal Turizm Master Planı'nda yer alan bu değerin öncelikli olarak hayata geçirilmesini talep ediyoruz.

Bir başka beklentimiz, Erzurum'da sporcu sağlığı merkezi kurulmasını istiyoruz. Doğu Anadolu Bölgesi'nde henüz tesis edilmemiş olan bu merkezin Erzurum'da gerçekleştirilmesi, sağlıkta spor turizminin de güçlenmesine katkı sağlayacak ve kış sporları için dünya çapında tesisler barındıran ilimiz, aynı zamanda bu sahada sağlık hizmeti veren merkezî bir il olacaktır. Sonrasında, kongre turizmi için tesis zengini durumunda bulunan Erzurum'un sağlık alanında ulusal veya uluslararası çaptaki kongrelere ev sahipliği yapmasını da talep ediyoruz Değerli Bakanım. Özellikle, yaz aylarında kış turizmi ve sporu için hayata geçirilmiş, çağın gerekleriyle donatılmış modern konaklama ve kongre alanları atıl kalmaktadır. Böylesi bir yaklaşım hem bölgemizin hem de ilimizin sağlık alanındaki cazibesini artıracak, göç olgusunun hâlâ hareketli olduğu bölgede istihdamı da sağlayacak bir alan meydana getirecektir.

Bir başkası, Değerli Bakanım, alternatif tıbba yöneliktir. Erzurum şifalı bitkileriyle ünlenen, bu bakımdan Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nde de adı vurgulanan bir şehirdir. Bu bitkilerin alternatif tıpta kullanılabilmesi için değerlendirme ve araştırma birimlerine, onları sağlık ekonomisine kazandıracak tesislere ve şifalı bitkilerle sağlık hizmeti verilecek şifahanelere ihtiyaç vardır. Bu konunun dikkate alınmasını özellikle istirham ediyorum ve bu noktada bir parantez açıyorum Değerli Bakanım. Bu ara bu aktarlar ile eczacılar arasında bir tartışma mevzu yaşanıyor. Özellikle bu alternatif tıbbı ifade eden ilaç sektörüyle ilintili aktarlardan çok sayıda telefon alıyoruz. Bir haksızlık vuku bulacak endişesi var. Buna özellikle dikkatinizi teksif etmenizi burada dile getiriyorum, istirham ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Aydemir.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bitiriyorum hemen, bitti zaten.

BAŞKAN - Peki.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Şehir hastanesi, üniversite araştırma hastanesi, ilçe devlet hastaneleriyle bir sağlık şehri olan ve yurt dışından gelenlere de hizmetin verildiği Erzurum'da gerek ülke ve gerekse bölgenin sağlık alanındaki geçmişini ve bugününü ortaya koyan, üniversitemizin sağlık alanındaki tarihî projelerinin de sergileneceği, sağlık politikalarımıza yön veren hekim ve siyasilerin de tanıtılacağı bir sağlık müzesinin Erzurum'da kurulmasını son olarak not düşüyorum Değerli Bakanım.

Tabii, burada bilmeyenler vardır, Sağlık Bakanlığında şu anda vazife yapan Bakanımız çok değerli bir isim, o da Erzurum'dan yetişmiş, Erzurum Atatürk Üniversitesi mezunu. Bu yönüyle de iftihar ediyoruz. Dolayısıyla, Recep Bey gitti ama aynıyle vaki, orada vazife devam ediyor, Allah ondan razı olsun.

Bütçemiz de bereketli olsun inşallah.

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Aydemir.