KOMİSYON KONUŞMASI

SAMİ ÇAKIR (Kocaeli) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, Sayın Bakanım, değerli milletvekilleri, Bakanlığımızın değerli çalışanları ve değerli basın; sizleri saygıyla selamlıyorum.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının 2016 yılı kesin hesap ve Sayıştay raporları ile 2018 yılı bütçe görüşmelerini gerçekleştiriyoruz. Öncelikle, bütçenin hayırlı olmasını diliyorum.

"Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır.

Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar." ifadesiyle anayasal bir güvenceyle kayıt altına alınmış bir alanın sorumluluğunu üstlenmiş bir bakanlığın bütçesini görüşüyoruz.

Devlet yapısının kök hücresi gibi kabul edebileceğimiz aile, kan bağlılığı, evlilik ve diğer yasal yollardan aralarında akrabalık ilişkisi bulunan ve çoğunlukla aynı evde yaşayan bireylerden oluşan, bireylerin psikolojik, sosyal, ekonomik ihtiyaçlarının karşılandığı, topluma uyum ve katılımlarının sağlandığı ve düzenlendiği temel bilimdir. 2011 yılında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının kurulmasıyla aslında yukarıda bahsedilen aile kimliğinin yerli yerine oturtulmasını teminen sosyal politika anlayış ve uygulamalarının kurumsal bir kimlik kazanarak plan ve programlarının bu çerçevede hayata geçirilmesinin önü açılmıştır.

"Değişen dünya ve ülke şartları, aile yapılarında ve tiplerinde de değişikliği beraberinde getirmekte, sürece bağlı olarak yapısal bozukluklar, ekonomik dengesizlikler de bu yapı üzerinde etkili olmaya ve temel değer dengelerini bozmaya neden olmaktadır. Ailelerin küçük bir sosyal sistem olduğunu, kendine özgü değerleri ve kuralları bulunduğunu, kendi içinde bir yapılanma modeli ve fonksiyonu taşıdığını, farklı değer yargılarıyla hareket ettiğini ve her ailenin kendine özgü bir yaşam tarzı olduğunu ifade ettikten sonra işte bu çeşitlik üzerine politikalar üretecek bir bakanlığın bütün bu çeşitlilikten toplumsal bir birliktelik, dayanışma ve adil bir ekonomik paylaşım sağlayacak bir çalışma metodolojisi ve performansı göstereceği bir ön kabuldür. Zaten Bakanlığın amaçları arasında zikredilen sosyal ve kültürel dokudaki aşınmalara karşı aile yapısının ve değerlerinin korunarak gelecek nesillere sağlıklı biçimde aktarılmasını sağlamak üzere ulusal politika ve stratejilerin belirlenmesinin koordine etmek, aile bütünlüğünün korunması ve aile refahının artırılmasına yönelik sosyal hizmet ve yardım faaliyetlerini yürütmek, bu alanda ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile gönüllü kuruşlar arasında iş birliği ve koordinasyonu sağlamak..." paragrafı söylemek istediğimiz hususu aynıyla açıklıyor.

Bakanlığın faaliyet ve hedef çalışmalarıyla ilgili olarak Sayın Bakanımızın detaylı sunumu için çok fazla bir şey söylemiyorum. Evet, oldukça güzel, kulağa hoş geliyor ve ilerisi için ümit verici. Bu çalışmaları yaparken bir katalog bilgisinden öte, bizatihi Bakanlığın ve Bakanımızın da çok önemsediği kadınlara karşı ayrımcılığı önlemek, kadının insan haklarını korumak ve geliştirmek, kadınların toplumsal hayatın tüm alanlarında fırsat ve imkânlardan eşit biçimde yararlanmalarını sağlamak üzere ulusal politika ve stratejilerin belirlenmesini koordine etmek, kadınlara yönelik sosyal hizmet ve yardım faaliyetlerini yürütmek, bu alanla ilgili kurum ve kuruluşlar arasında iş birliği ve koordinasyonu sağlamak düşüncesinin ve hedefinin gerçekleştirilmesine bağlı olarak Bakanlığın görevini yerine getirmesi doğru orantılı olacaktır.

Dünyada ve ülkemizde sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasal gelişmeler şahsi bakış açılarımızı değiştirdiği gibi, kurumların hatta ülkelerin bakış açılarını da değiştiriyor. Öyle ki, bu değişiklikler önceleri yıllara sari olabiliyorken şimdilerde bu bakış açıları neredeyse akşamdan sabaha değişir hâle gelebiliyor. Bakanlığın 2013-2017 Dönemi Stratejik Planı'ndaki sunuşta "Değişen dünya koşulları ve Avrupa Birliğine üyelik hedefleriyle uyumlu, uluslararası gelişmelere ve bilgi toplumuna dönüşüm sürecini dikkate alan, yeni açılımlar sağlayacak sağlıklı ve güncel bilgi altyapısına dayanan teknik analiz ve çalışmalar yapmak, güncel sorunların çözümüne ve ileriye yönelik politikaların tespitine temel oluşturacak görüş ve politikaların seçeneklerini ve önceliklerini belirlemektir." denilerek aslında yol haritası belirlenmiş bulunmaktadır.

Duygusal yanıyla ifade etmek isterim ki Bakanlığın varlık sebebi ve bu sebebe bağlı olarak hayata geçirdiği ve önümüzdeki süreçte hayata geçireceği her türlü uygulamanın tarihî medeniyet anlayışımızdan uzak bir kültür olamayacağıdır. Toplum dayanışmasını öne çıkaran -adil bir paylaşımda devlet olarak yapması gereken her ne ise onu yapmak- zamanında ve gerektiği gibi, gerektiği kadar insani gelişmişlikten pay alan -yoksulluk zincirini kırmak- gelir dağılımından adaletli bir pay alan ülke fertlerinin işte bu politikalar çerçevesinde desteklenmesi ve bunun temin edilmesidir.

Gerek Bakanımızın sunum ve değerlendirmeleri gerekse düşüncelerini dinlediğimiz milletvekili arkadaşlarımızın yaklaşımları, ortak paydayı yakalama adına ifadelerini dikkate almak bile aile birlikteliğine, bütünlüğüne yönelik tüm önerileri dikkate almanın önemini ortaya koymaktadır. Aileye yönelik çalışmaların farklı kurumlarca sürdürülen bir olgu olmasına rağmen, son zamanlarda bu çalışmaların artması, kurumsallaşma yolunda adımlar atarak bilgi tabanlı bir hâle getirilmesi önemli bir konudur. Toplumsal, ekonomik ve kültürel alanda meydana gelen değişim ve gelişmelerden etkilenen ailenin her yönüyle ele alınarak mevcut sorunlarına çözüm aranması, aileyle ilgili karşılaşılabilecek yeni sorunlar için önleyici tedbirler alınması, farklı politikalar geliştirilmesi gelecek adına atılması gereken bir adımdır.

Elbette sürece bağlı olarak yapılan ve yapılacak her türlü maddi yardımın önemi inkâr edilemez. Yapılan ve yapılacak yardımların hakkaniyete uygun, adil bir dağılım kapsamında yapıldığına dair toplumun fertlerinin kafasında hiçbir soru işareti bırakmayacak bilgilendirme de yapılmış olmalıdır. Aile gelir durumunda oluşacak değişime bağlı olarak kesinti yapılması net ve açık bir şekilde izah edilmeli, zaman zaman belki farklı bilgilendirmeler de yapılmalıdır.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüğü, aile konusunda yapılan çalışmaları resmî, kurumsal bir yapıya dönüştürmüştür. "Aile yazıları", "sosyokültürel değişim sürecinde Türk ailesi" ve "Türk Aile Ansiklopedisi" gibi çalışmalar, aile konusunda kültür, tarih, göç, kentleşme, boşanma, hukuk, sağlık, eğitim gibi bilimsel metinleri bir araya getirerek önemli çalışmalar yapmıştır.

Elbette Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının sosyal yardımların sonuna kadar arkasında durmasını takdirle karşılıyoruz. Ama sosyal yardımların nihai bir amaç olmadığının bilinciyle, toplum fertlerinin hayatın dinamizmi içinde yer almasını, üretime katkı verecek bir yapıya kavuşturulmasını organize edecek çalışmaları da bir yandan örgütleyecek bir yandan da yoksullukla yapılacak mücadelelerde aktif rol oynamak durumunda olacaktır.

Aile birlikteliği önemsediğimiz, inkâr edilemez ve burada bulanan hemen hemen herkesin üzerinde ittifak ettiği bir konudur.

Eğitimin burada inkâr edilemez bir karşılığı vardır. Ailenin ekonomik, eğitim, saygınlık, koruyuculuk, psikolojik ve manevi doyum sağlama işlevlerinin ön planda olduğu bir bilim olmaktan sıyrılarak, aile içi bağların ve ilişkilerin çözüldüğü, bireyselleşmenin yükselen değer olarak sunulduğu, boşanmaların normalleştirildiği ve bunun giderilmemesi gibi, gelenek ve göreneklerin yanlış anlamlandırıldığı bir süreçte kopmaların, farklılaşmaların aile üzerindeki etkisi olumsuz olmaya devam edecektir.

İnsanın eşrefimahlukat olduğu -yaratılmışların en şereflisi- duygusunun, bencil, sadece ben varımdan öteye geçmeyen, yeni dünya duygu ve anlayışlarını etkileme alanlarını hızla arttırdığını görüyor olmalıyız. Toplumun topluca şiddete, tacize, istismara karşı her alanda ve her anlamda karşı duruşunun bir sembolize kimliği olarak gördüğümüz ve kabul ettiğimiz Bakanlığın bu konudaki duyarlılığını önemsiyoruz. Olayların olmadan önlenmesi önceliği yanı sıra, herhangi bir negatif olay yaşanması durumunda da verilmesi gereken tepkinin ve cezai müeyyidelerin caydırıcılığı hususunda, Bakanlığın, geçmiş deneyimlerinden yola çıkarak alacağı tedbirleri ayrıca önemli buluyoruz.

Geleneksel aileden çekirdek aileye geçiş toplumsal dönüşümle beraber gerçekleşmiş ancak bu dönüşüm her aile için aynı olumlu durumu doğurmamıştır. Bugün yaşadığımız sorunların belki temelinde bu dönüşümü kurumsallaştırma noktasında bir çalışma, bir planlama ve eğitim ve kültür faaliyetini gerçekleştirmemiş olmamızdır.

Bugün şiddetten bahsediyorsak, uyuşturucu bağımlılığını küçük yaş seviyelerine kadar indiğini dile getiriyorsak yukarıda bahsettiğimiz hususun bunda ciddi bir payı olduğu bilenen bir gerçektir. Toplumun sağlıklı bir biçimde hayat sürmesi, gelişebilmesi, beşerî münasebetlerin huzur, barış ve güven içinde sürdürülebilmesi, aile kurumunun sağlam bir temel üzerine inşa edilmesi ve bunun temini için gereken hukuki düzenlemelerin yapılmasıyla mümkün olacaktır. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının bu anlamda yürüteceği çalışmaların bu duygu ve ruh dünyasına uygunluğuyla başarıya ulaşacağına inanmaktayız.

Bu vesileyle, 2018 bütçesinin hayırlı olmasını diliyor, hazırunu saygıyla selamlıyorum.